Başkan Yıldırım burada yaptığı konuşmada, İslam coğrafyasında yaşanan iç savaş ve saldırıların 4. Dünya Savaşı olduğunu belirterek, Müslümanların yaşadığı topraklarda kan ve gözyaşı döküldüğünü kaydetti.
Yıldırım, Orta Afrika'daki Müslümanların, diri diri yakılarak öldürüldüğüne dikkati çekerek, "Orta Afrika'da Müslümanlar şu an öldürülüyor. Diri diri timsahlara atılıyor, linç ediliyor Fransa'nın gözü önünde ve gayretiyle" diye konuştu.
"İslam dünyasını her zaman zayıf bırakan içimizdeki işbirlikçilerdir. Aklımızı kullansak, nefsimizi yensek, iktidar kavgasını bıraksak, çocuklar böyle öldürülebilir mi?" diyen Yıldırım, şunların kaydetti:
"Türkiye, Orta Afrika'daki olaylara müdahale edemiyor. Somali'ye müdahale edebildi, Arakan'a kısmen müdahale edebildi. Orta Afrika'ya hiç müdahale edemiyor. Niye? Türkiye'de darbe oldu, darbe girişiminde bulunuldu da ondan. Allah katında bunların hepsinin hesabı sorulacak. Orta Afrika'ya ilk giden kuruluşuz. Orada çalışmalar yaptık, rapor yayınladık. Türkiye'ye dedik ki; 'Afrika'da önümüzdeki 10 yılda Hristiyan-Müslüman çatışmasının zemini hazırlanıyor, harekete geçemedi. Niye? Yargının içindeki, emniyetin içindeki paralel güçle uğraşmaktan. Onun için Müslüman akıllı olacak. Burada yapılan her şey gücümüzü zayıflatıyor. Birbirimize düşersek, gücümüz zayıflar, dağılırız, elimizdeki imkanlar da gider."
"Suriye'de Şii ve Sünni dünyası kaybetti"
Yıldırım, Suriye'de büyük bir katliamın yaşandığını vurgulayarak, "Suriye'de Şii ve Sünni dünyası kaybetmiştir. İkisi de Allah katında bunun hesabını verecek. Kadın ve çocuklar öldürülürken ideolojik ve siyasi bakanlar, oradaki kadınların ahından dolayı ahirette yakaları kan içinde olacak. Şu gördüğünüz işkenceyi bir Amerikalı yapmış olsaydı, hepimiz meydanları doldururduk. Demek ki İslam dünyasında bir riyakarlık var, iki yüzlülük var" şeklinde konuştu.
Mavi Marmara davaları
Mavi Marmara davalarına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, ilk günden itibaren söylediklerinden geri adım atmayacaklarını dile getirdi.
Yıldırım, İsrail'in önce Gazze'deki ablukayı kaldırması gerektiğine işaret etti;
"Biz güçlüyüz, haklıyız. İsrail'in bütün kirli yüzü ortaya çıktı. Bütün dünyada o, zayıf duruma doğru geçiyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri, açılan davalardır. İsrail, heyecanla diyor ki, 'ben özür diledim, 25-30 milyon veriyorum, siz bütün bu davalardan vazgeçeceksiniz..' Ben Başbakan'ın bu davalardan vazgeçeceğine inanmıyorum. Çünkü kendisinin bir ifadesi var; 'katilleri affetme yetkisi bizde değil. O, katledilenlerin yakınlarının hakkıdır. Şehit ailelerinden izin almadan, bu anlaşma yapılamaz.' İsrail'in istediği; bu davalardan vazgeçmemizdir. Biz davalardan vazgeçmeyeceğiz."
"Türkiye'yi ele geçirme operasyonudur"
Yıldırım, Van merkezli operasyona ilişkin soruya ise şöyle cevap verdi:
"Operasyonun ve bugün Türkiye'de olanların tek bir sebebi var; Türkiye'yi kaybetmiş siyonistlerin, tekrar Türkiye'yi ele geçirme operasyonudur. Mavi Marmara'dan sonra Türkiye bağımsızlık kararı vermiştir. Silah sanayisinde bağımsızlaşmaya başlamıştır. Türkiye'nin bölgedeki etkin gücü İslam dünyasında, Şii-Sünni bütün mezhepleri toparlayacak, medeniyetler içi çatışmayı bitirebilecek bir güce ulaştığını gören siyonist anlayışlar, işbirlikçileri eliyle Türkiye'de darbe girişiminde bulunmuşlardır. Türkiye-İsrail ilişkilerinde en büyük engeli İHH olarak gördüklerinden, bize daha önce çeşitli tekliflerde bulunmuşlardı. 'Suriye konusunda size bütün kapıları açalım, ama Mavi Marmara'yı gündeme getirmeyin'. Biz hemen 'ret' cevabını verdik. Ondan sonra da kime hizmet ettiklerini bilmeyen birileri, birden bire tır meselesini ve Kilis büromuza baskın meselesini gündeme getirdiler."
Konuşmasının ardından Yıldırım, insanlık vicdanınım sesi olan eden Konyalı basın mensuplarına "Teşekkür Plaketi" verdi.