24 Kasım 2011 tarihinde Kayseri Kadir Has Kongre ve Spor Merkezi’nde Kayseri Kaski Spor ile İsrail’in Maccabi Bnot takımları arasında oynanan Euro CUP kadınlar basketbol müsabakası sırasında Filistin bayrakları açtıkları ve hep birlikte “Kahrolsun İsrail” şeklinde slogan attıkları için 30 genç önce gözaltına alınmış daha sonra haklarında dava açılmıştı. “Din, Dil, Irk, Etnik Köken, Cinsiyet Veya Mezhep Farkı Gözeterek Hakaret” suçlamasıyla karşı karşıya kalan 30 genç, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 14/2 ve TCK’nun 53/1 maddelerinden 1 yıl hapis cezası istemiyle bugün hakim karşısına çıktılar.
Filistin bayrağı açıp ‘Kahrolsun İsrail’ şeklinde slogan attıkları için Kayseri 3'üncü Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanan gençleri yaklaşık 40 gönüllü avukat savundu. Ayrıca dava sırasında gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak’da müdahale talebi dilekçesini hakime sundu. Talebi kabul edilen Dilipak daha sonra ayağa kalkarak sanki kendisi de bir sanıkmış gibi savunma yaptı.
Mahkeme boş yere meşgul edildi, savcıya karşı dava açılacak
Gençlerin avukatları ise gereksiz yere dava açarak hazineyi zarara uğrattığı için; gençlere davayı açan savcı hakkında karşı dava açılacağını belirtti. Sanık avukatları mahkemedeki savunmalarında müvekkillerinin attığı 'Kahrolsun İsrail' sloganının hiçbir şekilde şiddet içermediğini, İsrail'in işgal ve hukuk dışı eylemlerine bir eleştiri niteliğinde olduğunu belirterek bu sloganın Yahudi toplumu ile de ilgisi olmadığını dolayısıyla ayırımcılık olarak kabul edilmesinin yanlış olacağını ifade etti. Avukatlar, Mavi Marmara'da hayatını kaybeden Furkan'ın ağabeyinin de slogan atanların içerisinde olduğu halde infial olmasın diye sanıklardan ayrı tutulduğunu belirterek açılan davanın baştan yanlışlar barındırdığını söyledi.
Avukatların da güçlü savunmalarının ardından mahkeme başkanı, 'Kahrolsun İsrail' sloganındaki İsrail ifadesinin toplumsal ve sınıfsal bir ayırım olmadığı, ‘Kahrolsun’ ifadesinin ise 'yok olsun' anlamında bir bedduadan ibaret olduğunu, hakaret olmadığını belirtti. Ayrıca sanıkların sözlerinin takım oyuncularına değil, İsrail'in haksız uygulamalarına yönelik eleştiri olduğu ifade edilerek gençler hakkında beraat kararı verildi.
30 genç için binlerce kişi Kayseri'de toplandı
Davanın görüldüğü saatlerde ise gençlere destek vermek için Türkiye’nin pek çok ilinden otobüslerle Kayseri’ye gelen binlerce kişi ellerinde Filistin bayrakları ile Kayseri Adliye’sinin hemen yanındaki Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi.
30 gence destek vermek için soğuk ve yağışlı havaya rağmen toplanan 3 bin kişi "Kahrolsun İsrail!", "Şehit Furkan Doğan, yolun yolumuz", “Hepimiz Furkan’ız, kahrolsun İsrail”, "Şehit Furkan, yolun yolumuz” sloganları attı.
Meydanı dolduranlar “Kardeşlerimiz ‘Kahrolsun İsrail’ dedikleri için yargılanıyor. Şimdi buradan hep birlikte ‘Kahrolsun İsrail’ diye haykırıyoruz ve bu suça ortak oluyoruz. Kayseri’de bedel ödeniyor, kork bizden Amerika, kork bizden İngiltere, kork bizden İsrail!” diye haykırdı.
[video-10]
İHH Başkanı Yıldırım: Dünyaya kin ve nefret salan İsrail'e neden dava açılamıyor?
Kayseri'deki İsrail protestosunda konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "İsrail'e, 'Kahrolsun' diyen 30 gence dava açılabiliyor da dünyaya kin ve nefret salan İsrail'e neden dava açılamıyor?" dedi. Yıldırım, davayı yürüten savcılara, "Mavi Marmara'ya binen Yahudiler, İsrailliler, Hristiyanlar kadar olamadınız mı?" diye seslendi. “30 gencimizi, 'Kahrolsun İsrail' dedikleri için yargılayan savcıları tebrik ediyoruz. Savcılar demek ki cesur insanlar. Bu kadar davayı açan savcılar, bizi kasten açık denizde öldüren İsrail'e dava açarlarsa cesaretleri var demektir. Bu davayı önemsiyoruz, çünkü bu davadan sonra bazı densizler Ankara'da ve Diyarbakır'da da dava açtı. Neyin davası bu? Öldürülen biziz, bir onur kırılması varsa İsrail bu ülkenin onuruna saldırdı. Bu gençler sadece, 'Kahrolsun İsrail' dedi. Mavi Marmara'ya binen Yahudiler, İsrailliler, Hristiyanlar kadar olamadınız mı? Bu davadan öyle bir karar çıkmalı ki, bundan sonra kimse dava açmaya cesaret edemesin, hem de sonsuza kadar. Bu davanın dünyaya kin ve nefret dağıtan İsrail'e karşı bitirilmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Fransa’yı protesto edenlere de dava açılacak mı?
Açılan davalardaki hatalara dikkat çeken Bülent Yıldırım, “Şunu herkes bilsin ki biz Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayız. Bu halkın gözünde İsrail kaybetmiştir. Bu insanlar İsrail’e onların yaptıklarının bedelini mutlaka ödetecektir. Şimdilerde Mavi Marmara Mısır’da, Libya’da ve diğer güzel halk hareketlerinin olduğu yerlerde karadan yürüyor. Mavi Marmara yoluna, misyonuna devam ediyor. Mazlumlar için, mazlum halklar için devam ediyor. Buradan sesleniyoruz. Ey İsrail Türkiye senin değil. Bu ülkenin yüzde 98’i müslümandır. Ve bizim yanımızdadır. Bu ülke insanları İsrail’i artık daha iyi tanıyor. Buradan savcılara sesleniyorum. Siz İsrail’in zalimliğini sorgulamazsanız, onlara karşı Mavi Marmara için dava açamazsanız bizler sizin hukukçuluğunuzu sorgularız. Kayseri, Ankara ve Diyarbakır’da İsrail’i protesto ettikleri için insanlarımıza davalar açıldı. Bunlar başlı başına komik işlerdir. O zaman şimdi Fransa’yı ülke olarak protesto ediyoruz. Herkes ‘Kahrolsun Fransa’ diyor. Herkese dava mı açacaksınız. Açmazsanız sizin hukukçuluğunuzu sorgularız. Savcılara sözümüz hatalarınızdan vazgeçin, bu ülkeyi utandırmayın.” diye konuştu.
Her yerde ‘Kahrolsun’ İsrail deriz
Yıldırım Kayserili gençlerin Filistin bayrağı açtıkları ve Kahrolsun İsrail dedikleri için dava ile yüz yüze geldiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerimiz Filistin bayrağı açmaktan yargılanıyor. Biz siyonizme karşı Filistin bayrağı açmaktan gocunmayız ve her yerde de şunu söyleriz ki ‘Kahrolsun İsrail”
İsrail'e dava açabilecek cesaretiniz var mı?
Meydanda toplananlara hitap eden İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail’e dava açmayan savcıları eleştirdi "Bizi açık denizde öldüren, bize saldıran İsrail'e dava açabilecek cesaretiniz var mı? Bu davadan istediğimiz sonuç çıkmazsa, biz Çağlayan'da yüz binleri toplamayı da, sokaklara dökülmeyi de biliriz" diye seslendi.
Beraat kararını meydandakilere İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım'ın duyurması sonrası konuşan 30 gencin avukatlarından biri olan Av. Fevzi Konaç “Beraat kararı çıktığında içeride çok duygulu anlar yaşandı. Avukatlık hayatımın en şerefli davasına katılmış oldum. Rabbim bunu sizlerin şahitliğinde kabul etsin. Artık şu elimdeki belge ile Türkiye’de Filistin bayrağı taşıyıp ‘Kahrolsun İsrail’ demenin suç olmadığı kanıtlanmış oldu” dedi.
Protesto eyleminde Kayseri'de İsrail'i protesto ettiği için kendisi gibi yargılanan arkadaşları adına konuşan Erkam Cengil, "İsrail kahrolduğu zaman bir ırk, bir din, bir mezhep kahrolmaz. İsrail kahrolduğu zaman savaş, katliam, ırzlara ve mallara tecavüz kahrolur. Bizler yeryüzünün yarım asırdan fazla bir süredir tekrar ettiği bir bedduayı ettik ve 'Kahrolsun İsrail' dedik. Bizler şerefiyle direnen Filistinli kardeşlerimizi temsil eden bayrakları açtık. Ve bugün ırk, din, dil, mezhep ayrımı gözetmeden, adına 'Şiddet Yasası' denilmiş bir yasaya istinaden yargılanıyoruz. Bize bu suçları isnat edenler şunu iyi bilmelidirler ki, bizler Müslüman'ız ve Cenab-ı Hakk'ın Maide suresinde buyurduğu üzere, bir topluluğa olan kinimizin bizi adaletle hükmetmekten alıkoymaması gerektiğine iman etmişizdir. İsrail kahrolduğu zaman bir ırk, bir din, bir mezhep kahrolmaz. İsrail kahrolduğu zaman savaş, katliam, ırzlara ve mallara tecavüz kahrolur. İsrail kahrolduğu zaman insanlık ferahlık bulur" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Gazeteci Abdurrahman Dilipak yargılanan 30 genç için mahkemede müdahil oldu. Beraat kararı sonrası açıklamalar yapan Dilipak, gençlerin ırkçı bir söylemle bu sloganı atmadıklarını belirterek, “Biz Müslümanlar, tüm peygamberlere salat ve selam ederiz. Biz sadece zulme karşı çıkıyoruz. Bu çocukların da yaptığı budur.” diye ekledi.
Mahkemeden beraat kararı çıkması sonrası Kayseri Cumhuriyet meydanını dolduran kalabalık, Kayseri’nin Mavi Marmara’da şehid düşen gururu Furkan Doğan’ın mezarını ziyaret etti ve ruhuna Fatihalar gönderdi.