Sudan Katarakt
“Ramazan gününde Afrika’da ne işin var!” uyarılarıyla karşılaştığımda, içimden bir ses “Bu ibadet hiçbirine benzemeyecek.” diyordu. Bir yıl önce Sudan Darfur’da kalmıştım. Oradan ağlayarak dönerken o siyah ve sıcacık insanlar “Yine gel!” diyorlardı. Kendi kendime “Zor biraz.” demiştim. Ne mutlu ki İHH bana bu fırsatı sundu.
Oraya gitmeden önce Sudan’da bize ihtiyacı olan insanların varlığından emindim. İHH görevlisi bizi İstanbul’dan uğurlarken “Her şey çok güzel olacak” diye düşündüm. Mehmet ve Serhat beyler Hartum’da bizi sıcak bir şekilde karşılayıp kalacağımız eve götürdüler. Burada bir müddet dilendikten sonra hastaneye gittik.
Gördüklerim karşısında şaşırmadım desem yalan olur. Sterilizasyondan kullanılan aletlere kadar her şeyin çok iyi düzenlendiği tam donanımlı bir ameliyathaneyle karşılaştım. Dışarıda bekleyen birçok hasta vardı. “Nasıl baş edeceğiz?” diye düşündüm. Birkaç gün içinde her şeyin çok düzenli ve iş bölümü içinde mükemmel yürüdüğünü gördüm. Ameliyat olacaklar bir gün önceden hazırlanıyor, ameliyat olanların kontrolleri yapılıyordu. Herkes görevini samimiyetle ve hevesle yapıyordu. Bir hafta kadar Sudanlı doktorlarla çalıştık. Daha sonra Türk doktorumuz Burçin İncili geldi ve sanki yıllardır beraber çalışıyormuşuz gibi uyum içinde her bir hastayı ışığa kavuşturduk. Her gün ameliyathane kapısında bizi bekleyen, bizi görmedikleri halde o içten selamları, şükranları bize ileten bu insanları ışığa kavuşturmak çok gurur vericiydi. Bu başarı ve gururda kuşkusuz en büyük pay, bize bu imkânları sağlayan İHH ekibinindi.
Sudan’daki koşullar son derece rahattı. Burada kendi evimizde sahip olmadığımız çoğu imkâna sahiptik. Sabah arabayla işe gidiyor, akşam yine arabayla dönüyor, eve geldiğimizde yemeklerimizi hazır buluyorduk. Tatil günlerinde Hartum ve Nil Nehri gezilerimiz yaşadığımız bir başka güzellikti. Zaman çok çabuk geçmiş, dönüş yolu gözükmüştü. Hepimizde “keşke biraz daha kalabilseydik” düşüncesi hâkimdi. Vedalaşırken o siyah, sıcacık insanlar “Yine gelin!” diyorlardı. İhtiyacı olsun veya olmasın; insanlık adına, din kardeşliği adına hepimiz elimizden geleni yapmak zorundayız. Kim bilir, İHH yeni projelerinde onlarla bizi tekrar buluşturur. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum.
Hanife Karatekin; Hemşire – Eskişehir Devlet Hastanesi