
Ekip, Hama, Humus, Halep ve Şam’da yaptığı ziyaretlerde hem savaşın bıraktığı ağır izleri hem de halkın yeniden ayağa kalkma çabasını yakından gördü. Ayrıca uzun yıllardır çatışmaların içinde yaşayan insanların yaşadığı sıkıntıları dinleyen ekip, yıkılan yapıları yerinde gözlemledi. İHH Kadın ekibi, özellikle kadınlar ve çocukların karşılaştığı zorlukları dinleyerek bölgede ihtiyaçların hâlâ yoğun şekilde devam ettiğini belirtti. Yardım faaliyetlerinin sürdürülmesinin önemine vurgu yapan ekip, halkın dayanışma duygusunun da güçlü olduğunu ifade etti.

“Suriye’de direnişin izleri”
Suriye’deki Hama, Humus, Halep ve Şam’a yaptıkları ziyarette, savaşın merkez dışındaki şehirlerde bıraktığı derin yıkımı tüm gördüklerini aktaran İHH Kadın Eğitim birimi sorumlusu Ayşe Toka, “Harabeye dönmüş mahallelerin arasında, buna rağmen ülkesini yeniden ayağa kaldırmak için büyük bir özveriyle çalışan insanların varlığı umut vericiydi. Sednaya Hapishanesi’nin hayattaki yansımalarını görmek, yaşananların bireysel ve toplumsal hafızada nasıl derin bir iz bıraktığını çok daha yakından anlamamızı sağladı. Bu yolculuk, Suriye halkının direncini, acısını ve yeniden inşa iradesini yerinde görmemize vesile oldu” ifadelerini kullandı.

“Sabrın ve teslimiyetin en gerçek hali”
Yaptığı konuşmada İHH Kadın 2. Bölge Koordinatörü Hatice Cevher, “Yıkılmış şehirlerin arasında umutlarını diri tutan anneler, evlatsız kalan anneler ve zulmün izlerini taşıyan mazlum kadınlarla karşılaştık. Tüm bu yıkıma rağmen her evde yankılanan “Elhamdülillah” sözü, sabrın ve teslimiyetin en gerçek haliydi. Şam’ın kadim sokaklarında, Selahaddin Eyyubi’nin izinde dolaşırken bir yandan da savaşın gölgesinde yaşam mücadelesi veren insanların sessiz çığlığını duyduk. Bu yolculuk, hem tarihin hem de insanlığın ağır yükünü kalbimize kazıdı” dedi.

“Mazinin izinde: Şam’dan Deraa’ya uzanan şahitlik”
Bu yolculuğun, tarihin, acının ve direncin iç içe geçtiği bambaşka bir hakikati gözlerinin önüne serdiğini anlatan Şirin Coşkun, “Şam’ın kalbinden Deraa’da devrimin ilk kıvılcımının yandığı sokaklara, Sednaya zindanlarında yıllarca acıya sabreden ailelerin hikâyelerinden Busra el-Şam’ın tarihî ve manevi izler taşıyan topraklarına uzanan bu yolculuğun her adımı, hem mazinin hem de ümmetin hafızasına dokunan bir şahitlikti. Bu seyahat, bir yolculuktan çok daha fazlasıydı; ümmetin acısını, direnişini ve duasını kalbime nakşeden bir tecrübe oldu.” şeklinde konuştu.

“Yıllarca siz bizi misafir ettiniz, şimdi sıra bizde”
Son olarak konuşan İHH Kadın Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler sorumlusu İclal Çınar Bayramoğlu, “Aynı zamanda zulmün bittiğini görmek, yeniden filizlenen umutlara şahit olmak büyük bir müjdeydi. Halkın Türkçe konuşarak bizi sevgiyle karşılaması, “Yıllarca siz bizi misafir ettiniz, şimdi sıra bizde” demeleri ise kardeşliğin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu. Suriye bugün ağır bedeller ödemiş ama yeniden doğmaya hazırlanan bir ülke; kalkınma, ticaret ve destekle ayağa kalkacak inşallah. Aynı kültür, aynı ruh, aynı ümmet. Suriye güçlendikçe Filistin’in yolunun da açılacağına inanıyorum. Allah bu coğrafyaya bir daha böyle acılar yaşatmasın” dedi.