22 Mayıs’ta yola çıktıktan sonra 31 Mayısta İsrail'in kanlı saldırısına uğrayan "Mavi Marmara" gemisi, nihayet evine döndü.
Gemi saat 13.00’de Sarayburnu limanına römorklar eşliğinde demirledi. Mavi Marmara limana yaklaşırken 80 küçük tekne gemiyi karşılamaya gitti. İnsanlar ellerinde Filistin ve Türkiye bayraklarıyla gemiyi karşıladı. Gemi limana yaklaşırken birçok insan gözyaşlarını tutamadı.
Geminin üzerinde 9 şehidin fotoğrafı asıldı. Yer gök adeta Filistin bayraklarına boyandı. Sahnede çalınan Filistin ezgileri, vatandaşları hem coşturdu hem de duygulandırdı. Sarayburnu’ndaki insanlar buruk bir sevinç yaşadılar. Mavi Marmara’nın geride 9 şehit bırakarak gelmesi, ayrı bir hüzün oluşturdu.
"Mavi Marmara" gemisi, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü'ne bağlı iki römorkör eşliğinde limana getirildi. Geminin boğaza girişinde Galata Köprüsü üzerinde havai fişekler patlatıldı. Gemiyi Çanakkale’den İstanbul’a yine eski kaptanı Mahmut Tural ve ekibi getirdi.
Deniz polisi de boğazda güvenlik önlemi aldı. Anamur-Girne arasını 26 saat 15 dakika kafessiz yüzerek dünya rekoru kıran milli yüzücü Alper Sunaçoğlu da ekibiyle Sarayburnu'ndan denize atlayarak, "Mavi Marmara" gemisinin İstanbul'a gelişini yüzerek karşıladı.
Mavi Marmara limana demirledikten sonra şehit aileleri gemiye çıkarak gemiyi ziyaret ettiler.
Karşılama törenine Türkiyeli vatandaşların yanı sıra 50 farklı ülkeden gelen yüzlerce aktivist katıldı.
Kalabalık sebebiyle programı uzakta izlemek zorunda kalan insanlar için dev ekranlar kuruldu. Programda Filistin’e özgürlük marşları ve ezgileri çalındı. Ambargoyu protesto eden ve İsrail’i kınayan pankartlar açılarak sloganlar atıldı. Karşılama alanındaki manzara Türkiye halkının Filistin konusunda, Mavi Marmara davası konusunda ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koydu.
Karşılama töreninde İHH Başkanı Bülent Yıldırım, şehit aileleri adına Şehit Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan, Başpiskopos Hilarion Capucci, Ship to Gaza’dan Dror Elimelech Feiler, The Free Gaza Movement’ten Audrey Bomse, International Committee to End the Siege on Gaza’dan Muhammad Sawalha, European Campaign to End the Siege on Gaza’dan Mazen Kahel ve Ship to Gaza’dan Dimitris Pleionis konuştu.
[video-105]
Konuşmalardan sonra sanatçılar Ömer Karaoğlu, Mikail, Grup Genç, Grup Yürüyüş ve Şehitler Kervanı ezgilerini seslendirdiler.
Bülent Yıldırım, konuşmasında “Bizi suçlayan insanlar bu kalabalığı gördükten sonra utanacaklar. Biz insani yardım amacıyla yola çıktık. Şehitlerimiz bu yolda öldü. Sorgulanacak biri varsa o da İsrail’dir. Bizi direnmekle eleştiriyorlar. Ne yapsaydık. Evimize giren hırsıza sesiz mi kalsaydık? Siz evinize giren hırsıza sessiz mi kalıyorsunuz?” dedi.
Yıldırım, konuşmasında kendilerine destek olan herkese teşekkür ederken yeni konvoyların yola çıkacağını söyledi. Yıldırım, “İsrail, bizden uzak durun, bizi rahat bırakın diyor. Sen Filistin’den uzak dur, biz de senden uzak duralım. İsrail ambargoyu sürdürdükçe biz gemilerle yeniden yola çıkacağız” diye konuştu.
Şehit aileleri adına şehit Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan konuştu. Konuşurken duygulu anlar yaşayan Ahmet Doğan, “Mavi Marmaramız evine döndü. Acımız büyük, Allah bize sabır versin. Bu çok farklı bir duygu. Bunu kelimelerle anlatmak imkânsız. Şehitlerimizin geride bıraktığı manevi havayı bütün şehit aileleri olarak her geçen gün daha yoğun bir şekilde hissediyoruz” dedi.
Doğan, Mavi Marmara gemisine Çanakkale’den binmek istediklerini, ancak yetkililer tarafından çeşitli gerekçeler ileri sürülerek gemiye alınmadıklarını belirtirken, “Limanda saatlerce bekletildik. Sonra da gemiye alınmadık. Bu bizi çok rencide etti. Bu yolculuk bizim için çok önemliydi. Bizi gemiye almayanları Allah’a havale ediyorum” şeklinde konuştu.
Diğer konuşmacılar da bundan sonra yeni filoların yola çıkacağını, geri adım atmayacaklarını ifade ettiler.
"Mavi Marmara" gemisi, Sarayburnu'nda bir hafta kalarak vatandaşların ziyaretine açık olacak. Gemi daha sonra Tuzla Tersanesi'ne çekilecek. Burada geminin tamir ve bakımı devam edecek.
Talep olması halinde gemi başka ülkelere de gönderilecek. Bu şekilde Filistin'de yaşanan ambargonun sürekli gündemde olması sağlanacak.
Mavi Marmara gemisi, insanlık adına Gazze’ye gidiyordu. 37 ülkeden 578 vicdan sahibi aktivisti Gazze’ye taşıyordu. Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım hareketinde Mavi Marmara gemisiyle birlikte toplam 6 gemi vardı. Ambargo altındaki Filistinlilerin yaraları saracak insani yardım malzemeleri, ilaç, tıbbi malzemeler, çimento, demir, çocuk bahçeleri, prefabrik evler vs. taşıyordu. Tam da Gazze’nin ihtiyaç duyduğu yardımlarla yola çıkmıştı.
Ancak İsrail, tamamen insani, sivil ve masum olan bu eylemi, kanla bastırdı. 31 Mayıs 2010 sabahı, İsrail komandoları uluslararası sularda seyreden gemiyi basarak 9 aktivisti şehit ettiler, 54 aktivisti yaraladılar. Gemiler ele geçirildikten sonra insani yardım gönüllülerine adeta terörist muamelesi yapıldı. Kelepçe takılan insanlar, İsrail’in Aşdod limanına götürülerek saatlerce sorgulandı. İnsanlar fiziki ve psikolojik işkencelere maruz kaldı. İsrail, Türkiye’nin baskıları sonucu filodaki bütün aktivistleri 24 saat sonra serbest bırakmak zorunda kaldı. Ancak gemiler, olaydan 69 gün sonra 7 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye’ye teslim edildi. İsrail bu süre içerisinde Mavi Marmara’daki vahşetin izlerini silmeye çalıştı. Kan izlerini boyayarak kapatmaya çalıştı. Gazetecilerin ve aktivistlerin çekmiş olduğu bütün görüntülere el koydu. Bunları dünya kamuoyundan gizledi. İsrail, olaydan sonra ne tazminat ödedi, ne özür diledi.