İHH İnsani Yardım Vakfı, abluka altındayken Gazze halkı için başlattığı “Gazze’ye İlaç Ol” kampanyası kapsamında Gazze’ye 250 bin Euro’luk ilaç yardımı yaptı.
[videoGaleri-489]Abluka ve İsrail saldırıları karşısında çaresiz kalan Gazze ilaç bekliyor. İsrail ambargosuna bağlı olarak, Gazze'de ihtiyaç duyulan ilaçların yüzde 65'ine ulaşılamıyor. Hastanelerde tedavi gören yaşlı ve çocuklar gerekli ilaç bulunamadığı için ölümle burun buruna.
Ablukanın başladığı 2007 yılından beri Gazze’ye insani yardım gerçekleştiren İHH’nın Gazze’de devam eden tüm kalıcı projeleri, 2013'ten itibaren Mısır'daki krizin patlak verip kapıların kapanmasıyla malzemeler tedarik edilemeyince durdu.
Abluka nedeniyle Gazze’de ilaç sıkıntısı had safhaya ulaşınca İHH, 2013 yılı sonunda “Gazze’ye İlaç Ol” adıyla bir kampanya başlattı.
İHH’nın abluka nedeniyle başlattığı bu ilaç kampanyası, son saldırılarla birlikte halkın yoğun desteği ile devam ediyor. Saldırılardan sonra gelen bağışlarla toplanan 250 bin Euro, Gazze’de ilaç alınması için Şifa Hastanesi yetkililerine gönderildi.
BÜLENT YILDIRIM GAZZE HALKINA SESLENDİ
İşgalci İsrail’e ve mazlum Gazze halkına seslenen İHH Başkanı Bülent Yıldırım, “Buradan Gazze halkına sesleniyorum: Dünyanın üçte ikisinin gönlü sizinle beraber. Dünyada birçok İsrailli bu Siyonistlere karşı harekete geçiyor. Hiç merak etmeyin, inşallah bu yardımlar size ulaşacak. Binlerce insan ve STK’yı harekete geçireceğiz. Filistin halkına hayranım. Onlar tüm insanlığın onurunu, Mescid-i Aksa’yı koruyor. Birlik olun. Aranıza fitne sokmaya çalışanlara izin vermeyin” dedi.
NASIL YARDIM EDEBİLİRSİNİZ?
İHH İnsani Yardım Vakfı ile Filistin Öğrenci Platformu işbirliğinde düzenlenen "Gazze'ye İlaç Ol" yardım kampanyasına, vakfın banka hesapları ve kurumsal ekranı aracılığıyla online bağış yapılabilecek. Vatandaşlar ayrıca cep telefonlarından "GAZZE ILAC" yazıp 3072'ye göndererek 5 lira bağışta bulunabilecek"
DEVAM EDEN PROJELERİMİZ
Gazze’de devam eden projelerimiz: Osmanlı Kültür Merkezi, dikiş nakış kurslarımız, acil yardım projelerimiz (gıda, hasta destek, afetlerden kaynaklanan hasarların karşılanması, ramazan, kurban, adak-akika, yetim destekleme), Gazze Limanı Destek Projesi, hastalara tıbbi cihaz destek projesi, hastanelere tıbbi cihaz ve ilaç destek projeleri, eğitim ve öğretim projeleri, yetim giydirme projeleri, şehit ailelerini kalkındırma projeleri.
GAZZE’DE UYGULANAN AMBARGO
2007’de Hamas’ın fiili olarak Gazze’nin yönetimine gelmesinin ardından bölgeye yönelik ağır bir ambargo uygulamaya başlayan İsrail, Gazze’ye giriş-çıkışın sağlandığı beş kapıdan dördünün kontrolünü elinde bulundurmaktadır. İsrail, haftalar ya da aylarca bu kapıları kapatmakta ve temel ihtiyaç maddelerinin, sağlık malzemelerinin ve insani yardımların bölgeye giriş-çıkışını keyfî olarak engellemektedir.
GEÇİŞ NOKTALARI
1. Refah Kapısı: Mısır kontrolündedir. Bu kapıdan günde ortalama 300 kişinin Gazze’den çıkışına izin verilmektedir. İhtiyaç malzemelerinin ve insanların Gazze’ye girişi ise çok büyük sorun olmaktadır. Ramallah yönetimi tarafından verilen Filistin kimliği olmayan kişiler Gazze’ye girememektedir. Gazze’den çıkış talep eden kişilere aylarca sonraya gün verilmekte; bu süre içerisinde hastalar hayatlarını, işçiler işlerini, öğrenciler devamsızlıktan okullarını kaybetmektedir.
2. Erez Kapısı: Geçimlerini sağlamak için İsrail’e giden Gazzeliler için ana çıkış noktası olan bu kapı, 2007’den bu yana Filistinlilerin geçişine kapatılmıştır.
3. Karni Kapısı: Bu kapı ticari malların bölgeye girişi için kullanılmaktaydı. 2007’den önce de sıklıkla kapatılan kapı, Hamas’ın 2007’de yönetime gelmesinin ardından tamamen kapatılmıştır.
4. Sufa Kapısı: İnşaat malzemelerinin Gazze’ye girişi için kullanılan kapı 2007’den bu yana çoğu zaman kapalı durumda.
5. Kerem Şalom Kapısı: Ticari ürünler ve insani yardım malzemelerinin girişinin yapıldığı kapı 2007’den bu yana çoğu zaman kapalı.
AMBARGONUN GAZZE’DE YOL AÇTIĞI TAHRİBATLAR
A. Ekonomi
• Temel geçim kaynakları tarım, küçük imalat ve balıkçılık olan Gazze’de uygulanan sistemli fakirleştirme siyaseti nedeniyle bugün 15 yıl önceki üretimin yarısı bile yapılamamaktadır.
• Gazze’de pek çok insan yiyecek bulma sıkıntısıyla ya da yiyecek satın almak için gerekli parayı bulma sıkıntısıyla karşı karşıyadır.
• İsrail, Gazze sahili boyunca denizin üç mil açığından itibaren başlayan alanı “yasak bölge” ilan ederek Filistinlilerin kendilerine ait deniz sahasının %85’ine erişimlerini engellemektedir. Geçimini balıkçılıkla sağlayan aileler bu durumdan büyük ölçüde etkilenmektedir.
• Gazze’de endüstri alanında çalışan iş yerlerinin %95’i kapanmıştır. Mevcutların %5’i de %20 ila %50 kapasiteyle çalışmaktadır.
• Gazze’de işsizlik %45’in üzerindedir.
• Gazze’de insanlar günlük 2 dolardan az bir gelirle yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmıştır.
• Özellikle 2007’den bu yana yaklaşık 180.000 memur ile 210.000 işçi ve serbest meslek sahibinin %80’i işsiz kaldığından halkın alım gücü düşmüş, emtia girişinin çok sınırlı olduğu bölgede fiyatlar hızla artmıştır.
• 2005 yılında İsrail’e çalışmaya giden 21.000 işçinin işine son verilmiş, bu durumdan kaynaklanan ekonomik kayıp bir milyar doları aşmıştır. Ayrıca İsrail bazen aylar boyunca sınır kapılarını kapatmaktadır. Gazze’den İsrail’e çalışmaya giden ve her akşam geri dönen işçiler geçişlerin kapatılması nedeniyle çalışamamakta, aileler geçim sıkıntısı ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
B. Enerji
• Ekim 2007’den itibaren Gazze’de yakıt tedarikine ilişkin büyük sınırlamalar getirilmiş, elektrik ve yakıt elde etme imkânları büyük ölçüde kısıtlanmıştır.
• Sadece %30 kapasiteyle çalışan bir elektrik santralinin bulunduğu Gazze’de her gün 8 ila 12 saat düzenli elektrik kesintileri uygulanmaktadır. Sürekli bir enerji probleminin yaşandığı Gazze’de hastaneler, iş yerleri ve evler bu durumdan son derece olumsuz etkilenmektedir.
• Gazze’de elektrik ve su gibi kamu hizmet alanlarında UPS cihazlarına ve jeneratörlere zaruri bir bağımlılık söz konusudur; ancak yedek parça bulmada yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu cihazlardan da yeterli verim alınamamaktadır.
C. Su
• Ambargo nedeniyle kamu hizmetlerinin sekteye uğradığı Gazze’de her gün yaklaşık 80 milyon litre kanalizasyon suyu hiçbir işlemden geçmeden doğaya boşaltılmaktadır. Deniz suyundaki kirlenmeden dolayı artan sağlık sorunlarına bir de yer altı ve yer üstü su kaynaklarına kanalizasyon suyunun karışması durumu eklenince bölgedeki suyun yalnızca %5 ila ’u güvenli bir şekilde kullanılabilmektedir.
• Su yoluyla bulaşan hastalıklar nedeniyle nüfusun %26’sında çeşitli hastalıklar görülmektedir.
D. Sağlık
• Elektrik kesintileri, temiz su sıkıntısı, yedek parça olmayışı gibi birçok faktör, tıbbi cihazların çalışır ve hazır hâlde bulundurulmasını ve bakımlarının yapılmasını zorlaştırmaktadır.
• Sivillerin seyahat özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar nedeniyle acil tıbbi bakım ihtiyacı içerisindeki hastalar yaşamlarını yitirmektedir. Hastaların tedavi maksadıyla yurt dışına çıkış izinleri uzun ve bezdirici prosedürlere bağlanmıştır.
• Yurt dışına çıkışa getirilen sınırlandırmalar tıbbi personelin mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmeleri imkânını da ortadan kaldırmaktadır.
• Gazze’de yaşanan elektrik kesintileri sürekli tedavisi gereken -diyaliz hastaları, kanser hastaları gibi- hastaların hayatını tehlikeye sokmaktadır.
• İlaç ve tıbbi araç-gerecin bölgeye girişinin engellenmesi sebebiyle hastalar ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
•Gazze’deki saldırılar bölgede maddi alanda tahribata yol açarken insanların psikolojileri üzerinde de büyük bir sarsıntıya yol açmaktadır. Bölgedeki çocukların %90’ında travma sonrası stres bozukluğu görülmektedir.
E. Güvenlik ve keyfî uygulamalar
• İsrail, elinde bulundurduğu nükleer silahlarla Hamas’ın elindeki kısa menzilli roketleri karşılaştırarak tehdit altında olduğunu iddia etmekte ve bu bahaneyle sık sık Gazze’ye saldırmaktadır.
• Hamas hükümeti 2006 yılı başından bu yana İsrail’e yönelik kışkırtıcı eylemlerden özellikle kaçınmıştır. Ancak buna rağmen İsrail bombalama ve tutuklama eylemlerini sürdürmüş, bölgedeki gerilim siyasetini kendi güvenlik kaygılarını dünyaya ispatlamada gerekçe olarak kullanmıştır.
• İsrail askerleri keyfî olarak sivillerin üzerine ateş açmakta, sivil ölümleri ve yaralanmalarına sebep olmaktadır.
• İsrail, Gazze ve Batı Şeria’da 10.000’den fazla Filistinliyi keyfî olarak tutuklamış ve hapsetmiştir.
F. Saldırılar
• İsrail topçu birlikleri 2005 yılının Eylül ayında başlattıkları ve dokuz ay süren saldırılarında Gazze’nin kuzey bölgesine 6.000’den fazla top mermisi fırlatarak bölgede yıkıcı bir etki yaratmış, plajda piknik yapan çocukların dahi ölümüne yol açmıştır.
• BM İnsani İlişkiler Koordinasyon Dairesi (Office for the Coordination of Humanitarian Affairs/OCHA) 2008’deki Dökme Kurşun Operasyonu’nun hemen öncesinde Gazzeli balıkçılara yönelik kısıtlamaların daha da genişletildiğini açıklamıştır. Kısıtlama uygulanan bölgeye giren Filistinli balıkçılar İsrail Donanma Kuvvetleri’nin açtığı uyarı ateşlerine maruz kalırken bazı durumlarda da doğrudan saldırılara hedef olmaktadır. İsrail askerleri balıkçı teknelerine yaptıkları müdahaleler sonrasında teknelere el koymaktadır.
• Bölgeyi işgal ettiği günden bu yana keyfî olarak insanların üzerine tank sürme, ateş açma, bilinçli yaralama, hanelere zarar verme, tarım alanlarını tahrip etme gibi saldırılar düzenleyen İsrail, sadece 27 Aralık 2008-17 Ocak 2009 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Dökme Kurşun Operasyonu’nda 1.400 sivili katletmiş, bu rakam ağır yaralı olup daha sonra hayatını kaybedenlerle birlikte 1.500’ü aşmıştır.
•Gazze’de 28 Eylül 2000’den Ocak 2011’e kadar Yahudi yerleşimcilerin saldırıları, İsrail’in bombalamaları ve geçiş noktalarında İsrail’in Filistinli hastaların tedavilerini engellemesi sonucu 5.081 kişi hayatını kaybetmiştir.
G. İnsani yardım çalışmalarına yönelik engelleme ve saldırılar
• 2009 yılında Gazze’ye yardım götürmek için “Filistin’e Yol Açık” isimli bir kara yolu konvoyu oluşturulmuştur. Konvoyda 200 araç, sağlık malzemeleri ve insani yardım malzemeleri yer almıştır. Mısır üzerinden Gazze’ye giriş yapacak olan konvoy Mısır’ın engellemesiyle karşılaşmış, uzun bir bekleyişin ardından Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye giriş yapmıştır. Konvoy, araçları ve insani yardım malzemelerini bölge halkına bağışlamıştır.
• 31 Mayıs 2010’da uluslararası sulardan Gazze’ye insani yardım götüren Özgürlük Filosu’na saldıran İsrail, 10 insani yardım gönüllüsünü katletmiş, 56’sını yaralamıştır. Saldırının ardından BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki duruma atıfta bulunarak ambargoyu “sürdürülemez” olarak nitelemiştir.
H. İnsani durum
• 2007 yılından bu yana Gazze’de uygulanan ambargonun sebep olduğu insani durum endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Uluslararası kamuoyu ve BM Güvenlik Konseyi konu ile ilgili kaygılarını çeşitli raporlarla karar alıcı mercilere duyurmuş ve çözüm için ivedilikle harekete geçilmesini istemiştir.
• Ambargo nedeniyle genel bir fakirliğin söz konusu olduğu Gazze’de insani yardımlara zaruri bağımlılık oranı %80’lere ulaşmıştır.
• Gazze’de yaşayanların %54’ü gıdaya ulaşamazken %32’si sınırlı oranda ulaşabilmektedir.
• Ambargonun uygulamaya konduğu tarihte mülteciler arasında “aşırı yoksulluk” çekenlerin sayısı 100.000 iken bu rakam bugün üç katına çıkarak 300.000’e ulaşmıştır.
• Gazze’de yaşayanların %61’i açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır.
• Beslenme alışkanlıklarında meydana gelen zorunlu değişiklik nedeniyle özellikle çocuklarda vitamin ve mineral eksikliğine bağlı sorunlar yaşanmaktadır.
• İsrail’in saldırı ve yıkımları sonucu Gazze’de 86.000 evin yeniden inşası gerekmektedir.
• Gazze’de 25.000 yetim çocuk bulunmaktadır.
• Gazze’nin bugün 1.657.155 olan nüfusunun 1.105.000’i mülteci kamplarında yaşamaktadır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Gazze’de yaşanan insani krizin çözülmesi için bölgeye uygulanan ambargonun tamamen kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Gazze için çözüme yönelik yapılması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
• Gazze’ye uygulanan ambargo bir an öce kayıtsız şartsız son bulmalıdır.
• Bölgedeki insanların gıda güvenliği garanti altına alınmalıdır.
• Yardımların bölgeye ulaştırılması önündeki siyasi ve askerî engeller kaldırılmalı ve Gazze’ye yönelik yardımlar sistemli biçimde arttırılmalıdır.
• Gazze’ye giriş-çıkışların önündeki keyfî engeller kaldırılmalıdır.
• İsrail saldırılarının son bulması için İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve BM’nin yanı sıra tüm İslam ülkeleri birlikte hareket etme kararı almalıdır.
• Gazze’de ekonomik hayatın canlandırılabilmesi için insanlara iş imkânı sağlanmalı, bunun için de İsrail’in engellemeleri sona erdirilmelidir.
• Filistin ürünlerinin bölge dışına çıkışı uluslararası güvence altına alınmalı, ülkeler Filistin ürünlerini ithal etme konusunda belirli teşvik kotaları oluşturmalıdır.
• Filistin’in enerji ihtiyacı konusunda İsrail’e bağımlılığını sona erdirecek yatırımlar teşvik edilmeli, yatırımların ve yatırımcıların korunması için uluslararası bir mekanizma kurulmalıdır.
• Bağımsız Filistin Devleti’nin kuruluş çalışmaları hızlandırılmalıdır.
• İsrail’in geri adım atmaması durumunda Gazze’deki Filistinli memur ve işçilere iş başı yaptırılmalı, Filistin Devleti kurulana kadar uluslararası bir fon oluşturularak maaşlar bu fondan ödenmelidir.
• İnsani yardımların bölgeye ulaşabilmesi için güvenli bir yardım koridoru açılmalıdır.
•1.300 şehit ailesine aile başı 1.000 avro nakdi yardım yapılmalıdır.