Türkiyeli avukatların yanı sıra Filistin başta olmak üzere Endonezya, Tunus, Mısır, Fransa, Belçika, Yunanistan, Ürdün, Güney Afrika, Bangladeş, Lübnan, Cezayir, Bahreyn’den gelen avukatlar da hazır bulundular ve duruşmayı takip ettiler. Gün boyu devam eden duruşmada mağdurlar saldırı anını, gemide ve sorgu yerleri ile hapishane ve havaalanında yaşanan olayları ve işlenen suçları anlattılar. Duruşmada İsrailli sanıkların İstanbul Barosu tarafından atanan avukatları da hazır bulundu.
Bilindiği üzere İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/264 Esas Sayılı dosyası ile yürüyen davada şimdilik İsrail Genelkurmay Başkanı Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Marom, İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi olmak üzere dört sanık yargılanıyor. Sanıklar, “Canavarca hisle veya acı çektirecek öldürme suçuna azmettirmek” suçundan dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile “mala zarar vermeye azmettirmek”, “yağma suçuna azmettirmek”, “eziyet suçuna azmettirmek”, “haberleşmenin engellenmesine azmettirmek”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek”, “yaralama suçuna azmettirmek”, “silahla yaralama suçuna azmettirmek”, suçlarından toplam 18 bin 32’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Duruşmada müşteki avukatları, sanıklar hakkında yakalama kararı verilmesini, sanıkların İsrail’den iadelerinin istenilmesini ve haklarında kırmızı bülten düzenlenmesine ilişkin taleplerini dile getirdiler. Mahkeme ise “yakalama talebini daha sonra değerlendirmeye” bıraktı. Mahkeme bir sonraki duruşmanın 27 Mart 2014 saat 10:00’da yapılmasına karar verdi.
Mağdurlar ve şehit aileleri tarafından gerek yakalama kararının ertelenmesi, gerekse duruşmanın 5 ay sonraya bırakılması memnuniyetsizlik ve tepkiyle karşılandı. Mağdurlar, “sanıkların suçunu ikrar etmiş olmasına, bu davadan haberdar bir şekilde medyaya da konuşuyor olmasına, mevzuata göre işlenen suçun niteliği ve dosyanın içeriğine göre yakalama kararı verilebilmesi için usulî prosedürün de tamamlanmış olmasına rağmen sanıklar hakkında halen yakalama kararı verilmemiş olması sebebiyle sanıkların Türkiye’ye bile ellerini kollarını sallayarak giriş çıkış yapabilecek kadar rahat olduklarını” belirterek tepki gösterdiler.
Mağdurlar ve şehit aileleri, mahkemenin duruşmayı “dosya yoğunluğu”nu gerekçe göstererek 27 Mart 2014’e atmasına da tepki gösterip, duruşma çıkışında tepkilerini Adalet Bakanlığı’na ilettiler. Mağdurlar ve şehit aileleri, “en üst düzey yetkililerce Türkiye için önemi sürekli dile getirilen ve kamuoyunun da yakından takip ettiği bu davanın, dosya yoğunluğu bulunan bir mahkemenin sıradan bir davasıymış gibi muamele edilmesi kabul edilebilir değildir. Adalet Bakanlığı, Mavi Marmara davasına bakan mahkemenin dosya yoğunluğunu azaltarak davanın hızlı bir şekilde görülmesini sağlamalıdır. Davanın 5. Celsesi 2014 Mart ayının sonuna atılmıştır. Bu durumda 2014’te ancak iki celse görülebilir ve bu iki celsede toplamda 20 müşteki dinlenebilir. Yüzlerce müşteki göz önüne alındığında, Mavi Marmara davasının onlarca sene sürmesi mi istenilmektedir?” diye sormaktadırlar.
Mavi Marmara yolcuları ve şehit aileleri bundan sonrası ile ilgili olarak “gerek Türkiye’deki gerekse Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki dava ve başvurularını kararlılıkla takip edeceklerini, ne özür ne de tazminat karşılığında davalardan vazgeçmelerinin söz konusu olmadığını, sorumluların cezalandırılmalarının mutlaka sağlanması gerektiğini, Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması çabalarını da devam ettireceklerini” belirterek Çağlayan Adliyesinden ayrıldılar.