İstanbul’da da Fatih Camii’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan İHH İnsani Yardım Başkanı Bülent Yıldırım, Halep'te devam eden katliamlar karşısında sessiz kalan Müslümanlara sert çıkarak, "Sadece ABD, Rusya İran değildir katil olan, sessiz kalan herkes Halepli Müslümanların katilidir!" dedi.
Halep’te yaşanan katliamlar İstanbul’da Fatih Camii'nde protesto edildi. İHH İnsani Yardım Vakfı ve çeşitli STK'ların çağrısı ile Cuma namazına müteakip Fatih Camii avlusunda toplanan kalabalık bir grup Halep’te hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.
"Katliamı durdurun, Halep'e yol açın" sloganı ile bir araya gelen STK’lar, yapılan basın açıklamalarıyla Halep’teki katliamı sert bir dille kınadı.
"Yaşanan zulümler normalleşti"
Kürsüye ilk çıkan İstanbul Platformu sözcüsü Şemsettin Özdemir, konuşmasına "Ne acıdır ki İslam Dünyası kan gölüne dönmeye devam ediyor" sözleriyle başladı. Suriye, Irak, Yemen, Afganistan ve Mısır gibi ülkelerdeki zulümlerin normalleşmeye başladığına dikkat çeken Özdemir, şöyle devam etti:
“İslam dünyası liderlerinin ne yazık ki böyle bir dertleri de yok. Artık gelinen bu noktada, sorumluluk sahibi Müslüman ve Alimlerin, hizip ve mezhep esasından uzak durmaları gerekiyor çünkü biz bu beladan çok çektik. Dünyanın güçlü ülkeleri bombalıyor, diğerleri de seyrediyor. Malum biliyorsunuz, bunlar yakın bir zamanda da Türkiye'yi kana buladılar. Bunların Suriye diye, Hama diye, Halep diye bir derdi yok. Nerede bir Müslüman varsa onları katletmeye ve kanla boğmaya devam ediyorlar."
"Utanın ve kendinize gelin"
Özdemir'in ardından söz alan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım duygu yüklü bir konuşma yaptı. Halep'te devam eden katliamlara sessiz kalan Müslümanlara ve cemaatlere serzenişte bulunan Başkan Bülent Yıldırım, "Katliamlara sessiz kalan katildir" ifadelerini kullandı. Başkan Yıldırım'ın çarpıcı açıklamaları şu şekilde:
"Bugün buraya gelirken, Dünya Liderlerine seslenmeyi arzuluyordum. Kendi kendime diyordum ki, 'Dünya Liderleri büyük bir dünya savaşı çıkarmak için adeta Suriye'deki; Rusya'nın, Esad'ın, İran'ın yapmış olduğu katliamlara sahip çıkıyor ve ses çıkarmıyor' diye düşünüyordum. Ama bugün gördüm ki, bu katliama sebep olan sadece Dünya Liderleri değil, biz Müslüman halkın ta kendisidir. Halep'te bu kadar katliam olduğu halde hala bu camileri bu kadar az doldurmak büyük bir utançtır. Utanın ve kendinize gelin. Günlerdir haber veriyoruz. Suriye'de kadınlar ölüyor çocukların bacakları kopuyor. Sofralarınızda yediğiniz yemekler boğazınıza dizilmiyor mu artık? Hiç mi vicdanınız yok sizin? Siz nasıl bir şey oldunuz böyle? O çocukların toprak altından çıkarılması dahi sizi harekete geçirmedi."
"Cemaatlere sesleniyorum: Neyin peşindesiniz?"
Konuşmasının devamında Türkiye'deki cemaatlere seslenen Yıldırım, cemaat oluşumlarının Halep'teki katliam karşısında neden sessiz kaldıklarını sorgulayarak, "Neyin peşindesiniz?" diye sordu ve ekledi:
"Cemaatlere sesleniyorum. Neyin peşindesiniz? Ne yapıyorsunuz? O camilerde kıldığınız namazlarınız sizleri kurtarmaz. Utanın! Kendinize gelin! Ama görüyorum ki, cemaatler şöyle düşünüyor: 'Acaba şu camide toplansak, birileri ne der? Siyasiler ne der?' diye bu meydanlara inmiyorsunuz. Merak etmeyin, o çekindiğiniz siyasiler sizden daha çok bağırıyor, sizden daha çok lanetliyor. Siz korkularınızı yenin artık. Bu nasıl bir şeydir böyle! Demek ki bir avuç insan, bir avuç Haleplinin yanında. Suriye'deki katliamlar karşısında ne yaptınız sizler? 1 milyon kişi olarak meydanlara mı indiniz? Zannediyorsunuz ki, sadece Esad'ın attığı bombadan dolayı Esad'dan hesap sorulacak. Ben şahitlik yaptım ki, Esad katildir. Rusya katildir. ABD katildir. Sessiz kalanlar katildir ve sokağa çıkmadan gününü gün edenler de suça ortaktırlar. Allah hepimizi affetsin."
"Müslümanlara hayvanlar kadar değer verilmiyor"
"Bizim halkımız Halep'i düşünmedikten sonra ne ABD ne de Rusya Suriye'den defolmaz" diyerek sitemkar açıklamalarını sürdüren Yıldırım, "O bombaların altında ölenlerin bedduası bizim de yakamızdadır" dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şunu unutmayın. Halep'e ve Suriye'nin bir çok noktasına yardım ulaştırılamıyor. Dünya sessiz kalıyor. Hristiyan da olsa bir yerde zulüm varsa biz oraya yardım götürürüz. Ama söz konusu Müslüman olunca, hayvanlar kadar değer verilmiyor. Amerika, Rusya, Avrupa hiçbirisi Müslümanlara hayvanlar kadar değer vermedi. Ama bir umudum vardı. Müslümanlar kendi dindaşlarına değer verir diyordum. Şimdi buradan Müslümanlara değer vermeyenlere sözde Müslümanlara sesleniyorum: eğer siz değer vermezseniz, sizin yerinize gelecek olan gençler değer verecek. Yeni bir nesil gelecek. Ve onlar sizlere gerçekleri haykıracaklar. Sizler gelen felaketin sesine kulaklarınızı tıkıyorsunuz. Sizler kendi kişiliğinizi kendi kurumunuzu düşünmekten halka doğruyu anlatamayanlar. Herkes dönsün kendine baksın. Hepimiz suçluyuz. Halep'teki katliamlara ses çıkartamayanlar, İstanbul sokaklarındaki saldırılara da ses çıkartamazlar.
Rusya ve İran’a çağrı
Putin, pazartesi günü Türkiye'ye geliyor, gelsin. Türkiye ile Rusya ilişkileri kötü olsun demiyoruz. Ama gelirken, Halep'e daha çok bomba yağdırarak geliyor. Çocuk katilleri olarak geliyorlar. Eğer söz dinliyorlarsa onlara sesleniyorum. Tarih sizleri, 'dünyayı savaşa sürükleyenler' olarak yazacak. Çeçenistan'a yaptığını Halep'e yapıyorsun; masum insanları öldürüyorsun. Umarım ki pazartesi günü buraya geldiğinde, önüne katliam dosyaları konacak da bundan yüzün kızaracaktır. Ama görünen şu ki, ne yazık ki Müslümanın Müslümandan başka dostu kalmamıştır.
Bu arada İran'a da sesleniyorum. Seni de parçalama planları var bunların. Suriye'den sonra sıra Türkiye'de ve İran'da. Bunu çok iyi biliyorsun. Allah'ın huzuruna zalimlerle birlikte olarak çıkma!
Müslümanlar, kendinize gelin. Onun için de diyoruz ki, bir avuç da kalsak tekrar meydanlara ve sokaklara ineceğiz. Ve adım adım gelen bu felakete karşı savunma hattımızı Halep ve Şam olarak belirleyeceğiz. Ve tekrar yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olması için tüm gücümüzle çalışacağız.
'Dün gece Halep'te uyuyan çocuklar, sabaha bomba sesleri ile uçak sesleri ile uyandılar.' diyebilseydim keşke size. Gece boyunca uyuyamadılar. Nereden bomba geldi, nereye füze düştü bilemediler. Kimisi de şehit oldu. Şuanda Halep'e 8500 saldırı olmuş. ABD'nin Filipinler'e yaptığı saldırıdan daha fazlasını Suriye'ye yaptı bu zalimler. Ve binlerce çocuk şehit oldu. Kadınlar öldü binlerce.
"Yaşasın zalimler için cehennem!"
Batsın sizin ideolojik görüşünüz. Batsın sizin mezhepçi görüşünüz. Batsın sizin dünya bilmem ne gücünüz. Batsın BM'nin bilmem ne gücü. Hepiniz suçlusunuz. Ve hepiniz göreceksiniz: Suriyeli küçük kız çocuğunun bir damla gözyaşı, sizi nasıl devirecek! Unutmayın, Kerbela'yı yapan, Hz. Hüseyin'i şehit eden komutan en fazla 2 sene daha yaşadı. Halep'i ve Şam'ı yok edenler, dünya iktidarı sizin olmayacak. En fazla 3 - 5 sene yaşayacaksınız. Önce toprağın altına oradan da cehennemin dibine gireceksiniz. Yaşasın zalimler için cehennem! Yaşasın zalimler için cehennem! Yaşasın zalimler için cehennem!
"Bir canımız kalsa da mücadelemiz sürecek"
Son olarak konuşan Suriye Alimler Birliği Konseyi Başkanı Usame Er-Rıfai ise Türkiye halkına ve hükümetine teşekkürlerini bildirerek "Suriye'de bir canımız kalsa da mücadelemiz sürecektir" dedi.
Grup, program esnasında sık sık tekbirler getirerek "Katil Esed, Suriye'den defol", "Katil ABD, Suriye'den defol", "Katil Rusya, Suriye'den defol", "Katil İran, Suriye'den defol", "Suriye halkı yalnız değildir", "Suriye cihadı onurumuzdur" ve "İstanbul'dan Halep'e direnişe bin selam" sloganları attı.
"Halep için ayağa kalk", "Halep yanıyor", "Halep kuşatma altında" ve "Mazlumları görmeyen kalpte edep mi kalır. Arşın ölçümüz olunca orada Halep mi kalır" dövizlerini taşıyan katılımcılar konuşmaların ardından olaysız bir şekilde dağıldı.