1992’de başlayan Yugoslavya iç savaşlarında Sırplar, Hırvatlar ve Boşnaklar birbirleriyle savaştılar. Savaşın en çetini ve kanlısı ise Bosna topraklarında gerçekleşti. Yüzün üzerindeki toplama kampında onbinlerce Boşnak en ağır işkencelere en hunhar katliamlara uğradılar. Onlarca Boşnak kent ve kasabası yakıldı, yıkıldı yağmalandı. BM tarafından korunaklı bölgeler ilan edilmesine rağmen yine Boşnak kentlerinde (Saraybosna, Gorajde, Tuzla, Zepa, Srebrenitsa, Bihaç) katliamlara bir an bile ara verilmedi. Onlardan birisi de Srebrenitsa’ydı. Bosnalı Sırplar, Srebrenitsa’da, 6 Temmuz 1995’i takip eden 10 günde 10 binden fazla Boşnak Müslüman’ı katletti. Bosna-Hersek’te Ratko Miladiç komutasında yapılan katliamda birçok kadın ve çocuğun öldürüldüğü belgelerle kanıtlandı. BM’nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da görevli 400 Hollanda barış gücü askeri ise korumakla görevli olduğu masum insanları yaşanacak katliamın ortasına attı ve seyirci kalmayı tercih etti.
Srebrenitsa Katliamı II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu katliam olarak tarihe geçti. Katliam aynı zamanda Avrupa’da ilk kez hukuksal olarak belgelenen soykırım olarak da biliniyor.
Savaş öncesinde Bosna’da Müslüman Boşnaklar, Ortodoks Sırplar ve Katolik Hırvatlar birlikte yaşıyordu. 25 Haziran 1991’de Hırvatistan ve Slovenya parlamentoları bölgede savaşa yol açacak olan bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bundan sonra devletin ortak ordusu olan Yugoslavya Halk Ordusu (INA), bir anda Sırp ordusuna dönüştü ve 27 Haziran’da önce Slovenya’ya sonra da Hırvatistan’a saldırdı. Sırplar bölgede kanlı baskınlar yapmaya ve masum insanları katletmeye başladılar. 21 Şubat 1992’de BM Güvenlik Konseyi 743 sayılı kararıyla “BM barışı koruma misyonu”nun (United Nations protection force) oluşturulmasına ve BM’nin eski YSFC (Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti)’deki çatışma bölgelerinde görevlendirilmesine karar verdi. 3 Mart 1992’de de Bosna-Hersek bağımsızlığını ilan etti ve Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi bu bağımsızlığı tanıdı. Ancak bu gelişme savaşa engel olamadı ve Bosna Savaşı merhum Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in tüm çabalarına rağmen başladı. Boşnak ve Bosnalı Hırvat güçleri önce Sırplara karşı ortak mücadele ediyorken savaşın seyrinin değişmesiyle kendi aralarında da mücadeleye giriştiler. Bölgedeki çatışmalar BM barış gücü askerlerinin “sivil halkın silahsızlandırılması ve güvenli bölgeler oluşturulması” uygulamasından sonra şiddetlendi. Akabinde BM Güvenlik Konseyi, Srebrenitsa’nın yanı sıra Saraybosna, Tuzla, Zepa, Gorajde ve Bihaç’ı da “güvenli bölge” ilan eden 824 sayılı kararı aldı.
AB’nin Boşnak, Sırp ve Hırvatlar için hazırladığı toprak bölüşümünün ardından Hırvatların ve Sırpların memnuniyetsizliği olayları çözümsüz hâle getirdi.
Srebrenitsa Katliamı
Sırplar Bosna-Hersek’e ait bölgeleri bomba yağmuruna tutarken Saraybosna da kuşatma altındaydı. Saraybosna neredeyse tüm savaş boyu kuşatma altında kalmaya devam etti. “güvenli bölge” ilan edilen Srebrenitsa içinse insanlar farklı düşünüyordu. Bu şehrin güvenli bölge olması hasebiyle savaştan kaçan masum insanlar buraya sığınıyordu. Bölgedeki nüfus 45 bini bulmuştu. İnsanları korumak içinse yalnız 400 BM askeri bulunuyordu. Barışı koruma misyonu altında görev yapan Hollandalı askerler ‘anlaşılmaz’ bir kararla binlerce masum erkek, kadın ve çocuk savunmasız insanı dünyanın gözü önünde Sırpların eline teslim etti. Ratko Mladiç'e bağlı Sırp çentik birlikleri masum insanları otobüslere ve kamyonlara doldurulup ormanlık alanlarda veya fabrikalarda katletti. Srebrenitsa’da 12 bin kişi hayatını kurtarmak için uzun bir yola koyuldu. Nitekim Srebrenitsa’da kalan, yaşı 10’dan büyük tüm erkekler toplu bir şekilde katlediliyor, kadınlara tecavüz ediliyordu. Erkek, kadın ve yaşlılar ormandan Tuzla’ya kaçmaya çalıştı. Kaçanların sadece 3 bini kurtulabildi. Adını kurtuluş yürüyüşü koydukları yolda onları Sırp askerler bekliyor ve katlediyordu. Kurtulabilenler beş günün ardından Tuzla’ya varabilenlerdi. Yolda yakalananlar Podrinje’de infaz edildi. Srebrenitsa’da ve Tuzla yolunda 10 gün içerisinde katledilen insan sayısı 10 binden fazla.
Katliamın üzerinden 15 yıl geçti, ancak hâlâ toplu mezarlar ortaya çıkarılmaya devam ediyor. Mezarlarda bulunan cesetlerin kimlikleri ise DNA incelemelerinin ardından belirlenebiliyor. Bosna-Hersek’te, katliamın yapıldığı 11 Temmuz’da her yıl büyük anma törenleri düzenleniyor. Bu sene toplu mezarlardan çıkarılan ve kimlik tespiti yapılan 775 kişi daha törenle toprağa veriliyor. Srebrenitsa yakınlarında bulunan 13 ayrı toplu mezarda binlerce Boşnak erkeğine ait ceset bulundu. Srebrenitsa’da katliama uğrayan 2 binden fazla Boşnağa ise hala ulaşılamadı. Srebrenitsa katliamının en dramatik yanlarından biri ise katliamın başaktörlerinden Ratko Mladiç’in hala yakalan(a)mamış olması. Mladiç’in çok uzun yıllardır Sırbistan’da yaşadığı bilinmekte.