İHH İnsani Yardım Vakfı, Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği, Genç İHH, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD), İdeal Hukuk Kulübü ve Hareket ve Adalet Kulübü tarafından düzenlenen panel, İstanbul Üniversitesi Seyyid Hasan Paşa Medresesi’nde gerçekleştirildi. Program, Mavi Marmara’da yaşananları konu alan “Sinyal” isimli kısa filmin gösterimiyle başladı.
“En temel ihtiyaçların dahi Gazze’ye girişi engelleniyor”
Film gösteriminin ardından panelin ilk oturumuna geçildi. “Filistin Sorunu Çerçevesinde Gazze Ablukası ve Uluslararası Hukuk” konulu oturumda, Prof. Dr. Berdal Aral sunum yaptı. Aral sunumunda, Filistin’in kuruluş sürecine değinerek, “Gazze’de şuanda topyekun bir abluka var. Bir taraftan askeri kuşatma bir taraftan da abluka var. Dünya tarihinde görülmemiş bir durum. Çünkü sıcak bir savaş yok şuanda. Gazze 365 kilometre karelik küçük bir toprak parçası. Fakat bu küçük toprak parçasında 2.1 milyon insan yaşıyor. Bu kadar insanın o kadar küçük bir toprak parçasında yaşamaya mahkum edilmesi başlı başına bir insanlık suçu zaten. Gazzeli’lerin şuanda ne karadan ne de denizden hareket etme şansı yok. En temel ihtiyaçların dahi Gazze’ye girişi engelleniyor. İnsanlar bazen en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için aralarında becayiş yapmak durumunda kalıyor. İsrail işgali nedeniyle Gazze topraklarının üçte biri işlenemiyor. Gazzeli’lerin en temel geçim kaynaklarından biri balıkçılık olmasına rağmen yine bu alanda da İsrail işgali nedeniyle potansiyelin yalnızca yüzde 15’i değerlendirilebiliyor.” dedi.
“İsrailli yetkililer uluslararası mahkemelerde yargılanmalı”
İsrail’in gerçekle bağdaşmayan argümanları bahane ederek baskılarını artırdığını ifade eden Aral, “İsrail Filistinlilere hiçbir statü verilmemesini istiyor. Çünkü statü verildiği zaman belli hakların da verilmesi gerekiyor. Batı Şeria’nın yüzde 60’ı işgal altında. İsrail 2005 yılında Gazze’den çekildiğini ve sadece belli noktalarda kontrollerde bulunduğunu savunuyor. Fakat İsrail Gazze’ye istediği an elektrik girişini engelliyor su varlığını istediği gibi kullanıyor, insanları açlığa mahkûm etmek istiyor. Çok farklı şekillerde insan haklarını ihlal ediyor. İsrail sömürgeci bir devlettir. İsrail’i anlamak için sömürgeciliği de anlamak gerekir. Diğer taraftan İsrail Filistin’de iktisadi baskı politikası uyguluyor. Bu politika sayesinde Filistin halkının direnişinin kırılmasını ve işgalin benimsenmesini hedefliyor” ifadelerini kullandı.
“Uluslararası toplumun duyarlılığı önemli”
Verilen aranın ardından düzenlenen “Uluslararası Ceza Mahkemesi Bağlamında Mavi Marmara Vakası” konulu ikinci oturumda ise Doç. Dr. Ali Emrah Bozbayındır katılımcılara hitap etti. Mavi Marmara olayının bütün uluslararası toplumu ilgilendirdiğini ifade eden Bozbayındır, uluslararası hukukun uluslararası siyasetten ayrı düşünülemeyeceğini vurguladı. Bozbayındır, uluslararası mahkemelerin kolluk kuvvetlerinin olmaması gibi bir takım sebeplerle, yargılanan ülkeye yaptırımın, uluslararası toplumun konuya duyarlılığı gibi bazı etkenler sayesinde uygulanabileceğinin altını çizdi.
“İsrail insanlık suçu işledi”
Panelin üçüncü ve son oturumunda da “Türk Ceza Kanunu Bakımından Mavi Marmara Olayının Değerlendirilmesi” başlığıyla Av. Burak Turan tarafından sunum gerçekleştirildi. Turan, Mavi Marmara’ya 32 farklı ülkeden 560 kişinin katıldığını hatırlatarak, İsrail’in saldırıyla insanlık suçu işlediğini belirtti.
Program, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.