İHH İnsani Yardım Vakfı - Hukukçular Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen panelde, "Uluslararası Adalet" konusu ele alındı.

İHH İnsani Yardım Vakfı ile Hukukçular Derneği Mavi Marmara davasının 11-12 Mart günlerinde gerçekleştirilecek 8’inci duruşması öncesi İstanbul’da “Uluslararası Adalet diye bir şey var mı?” başlıklı bir panel düzenlendi.

Topkapı Eresin Otel’de gerçekleştirilen panele UCM’deki Mavi Marmara davasının avukatları eski Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Prof. Sir Geoffret Nice, İnsan hakları savunucusu Rodney Dixon ile Mavi Marmara Davasının hukuk danışmanı Sebahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç Dr. Ali Emrah Bozbayındır konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, engel olamadıkları birçok sorun yaşadıklarını belirterek, insanca yaşamanın zor olduğu bir dünyada bulunduklarını ifade etti.

Tatlı, adaletin uluslararası alanda hiç ulaşamadıkları bir kavram olduğunu anlatarak, "Herkesin aradığı ama bulamadığı bir kavram. 1. ve 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, yeni bir dünya düzeni oluşturuldu. Birleşmiş Milletler, NATO, Adalet Divanı gibi bir sürü kurum oluşturuldu. Bu kurumlara bakıldığında, bu kurumlar eliyle ne yazık ki adalet değil, adaletsizlikler perçinleniyor. Bunların hiçbiri, bizim sorunlarımıza, adalet arayışımıza ne yazık ki çözüm olamıyor. Bu kurumlar, hukukun gücünü değil, gücün hukukunu hepimize dikte ediyor ve kabul ettiriyor" diye konuştu.

Mavi Marmara'nın bir adalet arayışı olduğuna dikkati çeken Tatlı, "Mavi Marmara, adalet arayışı için yola çıkan insanların içerisinde bulunduğu bir gemiydi. İsrail'in gemiye yaptığı saldırıdan daha büyük zararı, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi verdi. Bu arayışı durduran İsrail olmadı. Bu arayışı durduran, maalesef Birleşmiş Milletler ve UCM oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Nice: "Mükemmel olmayan bir adalet sistemi var"

Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milosevic'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın başsavcılığını yapan Prof. Sir Geoffret Nice, "Uluslararası adalet mümkün mü?" sorusuna, "Tabii ki mümkün!" cevabının verilmesi gerektiğini söyledi. İnsanlığın çok iyi şeyler başardığını anlatan Nice, insanlığın beyninin bir araya getirilmesiyle uluslararası barışın ve adaletin söz konusu olabileceğini ifade etti. Nice, istenildiğinde uluslararası adaletin mümkün olabileceğini vurgulayarak, "Ama kanıtlar bize gösteriyor ki bunun böyle olmasını, çok da istemiyoruz. Şu anda mükemmel olmayan bir adalet sistemi var. Bunun düzelmesi için adım adım bir şeyler yapmak lazım" diye konuştu. Geçmişte baktığı davalarda çok büyük zorluklar yaşadığına işaret eden Nice, adaleti sağlamak için bu tür zorluklara katlanmak gerektiğini dile getirdi.

Prof. Sir Geoffrey Nice QC kimdir?

Uluslararası insan hakları davalarının ünlü avukatı Prof. Sir Geoffrey Nice QC, aynı zamanda savaş suçlarıyla yargılanan eski Sırp devlet başkanı Slobodan Miloşeviç’in yargılanmasında oynadığı etkin savcılık yönüyle de tanınır. 43 yıllık avukatlık kariyerinde Kenya hükümetini temsil eden Sir Geoffrey, diğer Afrika devletlerinin menfaatlerini de savunmuş; Suriye meselesinde Katar’a danışmanlık yapmış; Burma, İran ve Kuzey Kore’de ağır şiddete maruz kalan kurbanların gönüllü avukatlığını üstlenmiştir. Radyo ve televizyon programlarına uzman kişi olarak sık sık katılan Geoffrey, bir yandan da İngiltere yüksek ceza mahkemesinin daimi olmayan yargıçları arasındadır.

Rodney Dixon QC kimdir?

Uluslararası hukuk ve insan hakları konusunda uzman olan Rodney Dixon QC ise tüm uluslararası mahkemeler nezdinde danışmanlık statüsüne sahiptir. Kariyeri süresince çeşitli hükümetlerin, Sudan, Kenya, Libya ve Mısır’da ise şahısların vekilliğini yaptı. Eski Mısır devlet başkanı Muhammed Mursi’nin ve eski Kosova devlet başkanının avukatlığını da yaptı. Uluslararası hukuk uygulamalarına temel kaynak gösterilen Archbold International Criminal Courts: Practice, Procedure, and Evidence adlı hukuk kitabının yazarlarından biridir. Mesleğinin henüz 14. yılında İngiltere’de dava avukatları için en yüksek pozisyon olan Kraliçe Konseyine seçildi.