İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
Bir hidayetin öyküsü
Hasan Öğütlü 02.04.2016

Başkent Ouagadougou'dan 300’ü aşkın kilometre uzaklıkta yer alan Dora köyünde vakfımız tarafından inşa edilen caminin açılışını yapmak üzere yola çıktık. Yolumuz uzun ve engebeli. Kendi ülkemizde bu kadar mesafeyi yaklaşık üç saatte alırken burada altı saatte gideceğimizi biliyoruz. Türkiye’den birlikte geldiğim İHH Afrika Masası’ndan Ömer Faruk Poyaz ile yanımızda partner kurumdan Süleyman ve Dora köyüne bizi götürecek olan buranın yerlisi bir kardeşimiz daha var. Yol boyu araç içinde sohbet ederken kendisi hakkında hiçbir şey bilmediğimiz, yalnızca adının Khalifa olduğunu öğrendiğimiz arkadaşımız da konuşmalarda bize katılıyor. Yaklaşık 100 kilometre gittikten sonra aracımız arızalanıyor ve seyir halinde iken motoru duruyor. Durup çalıştırıp devam ediyoruz, sonra tekrar duruyor. Bu böyle defalarca tekrarlandıktan sonra yol kenarında bir motosiklet tamircisinin önünde duruyoruz. Kısa bir müdahaleden sonra aracımızın arızası geçici olarak gideriliyor ve yola devam ediyoruz. Altı saati aşan zorlu yolculuğun ardından nihayet Dora'ya ulaşıyoruz.

burkina-faso-mehmet-cemile-toplek-camii-27.03-.jpg

İsmi "Osmanlı" koyulan camimizin açılışını köy ahalisiyle birlikte yapıyor, namazımızı kılıyor, görevin tamamlandığını belgeleyen ve hatıra kalacak fotoğraflarımızı çektikten sonra köyden ayrılmak üzere araca doğru yöneliyoruz. Tam bu sırada, birlikte yolculuk yaptığımız mihmandarımız Khalifa ile köyün yetişkinleri arasındaki samimi konuşmalar ve gülüşmeler dikkatimi çekiyor. Khalifa’nın bu köyle bir bağının olup olmadığını Süleyman’a soruyorum ve oracıkta gözlerimi nemlendiren, pür dikkat dinlediğim bir hidayet öyküsüne şahit oluyorum.

Süleyman anlatıyor:

“Khalifa aslen bu köylü. Çok küçük yaşta başkente yerleşmiş ama köyle olan bağı kopmamış. Akrabaları da var tabii burada. Müslüman bir anne ve Hristiyan bir babanın çocuğu olarak yakın zamana kadar Hristiyan olarak yaşamış. Mimari çizimler yaparak geçimini sağlıyor. Daha önce de köyünün bazı ihtiyaçları için elinden geldiği kadar yardımcı olmuş. Yakın zamanda da köyün büyükleri tarafından Dora'ya bir cami inşa edilmesine aracılık etmesi talebi gelmiş. Bu isteği kıramamış Khalifa, gerekli yerlere ileteceğini söylemiş ama bir yandan da ‘Kim bu kadar masraf yapıp köyümüze karşılıksız cami yaptırır ki?’ diye de düşünmeden edememiş. Sonra bize ulaştı. Talebi ciddiyetle karşıladık ve bir proje hazırladık. Hatta projenin çizimlerini de inşa edilen camilere uygun olarak Khalifa'nın çizmesini istedik. Khalifa çizimi yaptı, şükürler olsun biten ve biraz önce açtığımız bu camiye bağışçı bulması için proje dosyasını İHH'ya gönderdik. İHH da sağ olsun kısa sürede fon buldu ve inşaatı başlatmak için bize talimat verdi. Biz de ilk iş olarak müjdeyi vermek için Khalifa'yı aradık. Çizimleri yaparken bile umutsuz olan Khalifa çok şaşırdı. Aynı dinden olmasa da çok saygı duyduğu ve sevdiği büyüklerinin talebinin gerçekleşeceği için de sevincini gizleyemedi. Derhal köylülere ulaşarak onlara da müjdeyi verdi. İnşaat başladı. Khalifa da bu kadar çabuk fon bulunmasından ve dünyanın bir ucundan, taa Türkiye'den bir hayırseverin karşılıksız bir şekilde bu caminin inşasını üstlenmesinden çok etkilendi. Rabbimizin de murad etmesiyle cami inşaatının başlamasından kısa bir süre sonra İslam’la müşerref oldu.”

Biz aracın yanında beklerken Khalifa da geliyor. Az önce omuz omuza namaz kıldığımız Khalifa'ya bir daha sarılıyorum. Büyük bir hayra vesile oldukları için bağışçılarımıza da gıpta ediyorum. Çokça dua aldığımız Burkina Faso’dan, yapılan bir hayrın nice hayırlara kapı araladığına şahit olarak Türkiye’ye dönüyorum.