İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
Arakan ateşinin ortasında bir bebek: İbrahim
Safa Kutlu 18.09.2017

er2.jpg

“Diğer köylere yapılan baskınlarda insanların öldürüldüğünü ve evlerin ateşe verildiğini duyuyorduk. Hepimiz korku içindeydik. Bir gün askerler ve rahipler bizim köyümüzü de bastı. Evlere giriyor ve insanları vahşice öldürüyorlardı. Kaçmaktan başka çaremiz yoktu. Eşim ve çocuklarımla ormana doğru koştuk. Hamile olduğum için çok hızlı ilerleyemiyordum. Ormana saklandıktan bir süre sonra sancılarım tuttu. Artık durmak zorundaydık. Hayata bir can verecekken yanımdaki tüm canları yitireceğim korkusuyla doğurdum çocuğumu. Sonra yeniden yürümeye başladık. 12 gün boyunca gece gündüz demeden yürüdük. Çoğu zaman bataklıklarda aç susuz ilerlemeye çalıştık. Çok şükür ki hayattayız fakat ardımızda binlerce ölü bıraktığımızı bilmek bu sevinci yarım bırakıyor.”

Nurbanu’dan bunları Naf Nehri’nin Bangladeş kıyısında dinliyorum. İHH’nın gönderdiği yardımları, yeni gelenlere ulaştırmaya çalışıyorum. Olayların başlangıcı üzerinden 3 hafta geçmesine rağmen hâlâ binlerce insan canını kurtarmak için nehri geçmeye çalışıyor. Hayallerini, umutlarını, sevdiklerini ve vatanlarını geride bırakıyorlar. Yaklaşık 400 bin kişi bunu başarabildi, geriye kalanlarsa ya ormanlara sığındı ya da her an öldürülme korkusuyla köylerinde bekliyor. Nehri geçebilenler şimdilik hayatta kalmayı başarabildi fakat onları açlık ve hastalıklar bekliyor. Sığınacakları bir çadırları bile yok. Yalnızca hayattalar, hepsi bu.

Bunu başarabilmek için günlerce yürüdüler. Nurbanu da 5 çocuğu ve eşiyle yüzlerce kilometre yürümek zorunda kaldı. Eşi Muhammed İslam, “Kaçmasaydık hamile eşimi öldüreceklerdi. Çocuklarımı öldüreceklerdi. Kaçmasaydık hepimizi öldüreceklerdi.” diye anlatıyor yaşadıklarını.

ARAKAN'A YARDIM ET

er1.jpg

Nurbanu ise dilinde dualarla Naf Nehri’nin karşı kıyısını gözlüyor. Uzun süredir haber alamadığı anne ve babasının gelmesini bekliyor, kucağında bebeğiyle. Nurbanu, bebeğini bir ateşin ortasında doğurduğuna inanıyor. Bu yüzden İbrahim diyor ona, Nemrut ateşinin yakmadığı İbrahim.

İbrahim kaçış yolunda dünyaya gelen onlarca bebekten yalnızca biri. Her şeyden habersiz, bir katliamın ortasına açıyor gözlerini, vatansızlığın ortasına.