Salih Bilici
Gazze’de ambargoyu gördüm. Boş ilaç raflarını, savaşta sakat kalan insanları, kimyasal bombalar nedeniyle prematüre ve anomali doğan talihsiz bebekleri… Diyaliz makinesine bağlanmak zorunda olan böbrek hastalarının ve kanser hastalarının çaresizliğini…Saatler süren elektrik kesintilerini, kilometrelerce uzanan yakıt kuyruklarını… Ama en önemlisi ikinci defa gittiğim Gazze’de bu sefer umudu gördüm.
Mısır’ın Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye girdiğimizde bizi karşılamaya gelen ekipteki bir arkadaş, “Ribat topraklarına hoş geldiniz.” diyor ve Gazze yolculuğumuz başlıyor. Türkiye’den gelen her heyeti bağırlarına basan Filistinlilerle Gazze merkezine doğru ilerliyoruz. Yol boyunca uzanan çöp dağları dikkatimi çekiyor. Katı atık dönüştürücü teknolojinin olmaması nedeniyle henüz çöplere bir çare bulamadıklarını anlatıyor yetkililer. Bir başka yetkili “1.500 eşek arabasıyla çöpleri toplamaya çalışıyoruz” diyor. BM’nin verdiği çöp kamyonları yetersiz kalıyormuş.
Gazze’yi seyrederken inşaatlar gözüme çarpıyor. Sayısı artan tünellerden daha çok inşaat malzemeleri getiriliyor. Apartmanlar, hastaneler, yollar, okullar inşa ediliyor. Tünel sayısının artması inşaat malzemesi fiyatlarını nihayet düşürmüş. Daha önce 3.000 dolardan satılan demirin tonu şimdi 1.000 dolar civarında. Çimentonun torbası 5 dolara kadar düşmüş.
Gazze’nin en meşhur pastanesinde otururken bize ikinci tabağı ikram eden garsona “Bu ikramın nedeni nedir?” diye sorduğumda, “İHH savaşta yıkılan evimizi yaptı. Ben bir tatlı ikram etmişim çok mu?” cevabını veriyor. İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Gazze'de ciddi çalışmalar yürüttüğünü ve 10.000 yetimin bakımını üstlendiğini öğreniyorum.
Gazze’nin en büyük hastanesi Şifa’da tanık olduklarım karşısında yaşadığım şoku anlatmama imkân yok. Hastanenin doğumhanesi prematüre ve anomali bebeklerden geçilmiyor. Bütün kuvözler dolmuş durumda. Bu sayının neden bu kadar yüksek olduğunu sorduğumda Cerrahi Bölümü Başkanı Eymen el Sahbani, son savaşta İsrail’in kullandığı fosfor bombalarının buna neden olduğunu söylüyor. Sahbani, kanser vakalarında da yüzde 50 artış olduğunu anlatıyor.
Bizi makamında kabul eden Gazze Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Hasan Khalaf, ambargo uygulanan ilaç ve tıbbi malzeme listesini çıkardıklarını belirterek “460 temel esansiyel ilaçtan 210 tanesi Gazze’de yok 900 tıbbi sarf malzemesinden ise 250 tanesi. Eksik olan malzemelerin geçişine İsrail izin vermiyor. Tünellerden de bu malzemeleri getirmemiz mümkün olmuyor. Milyon dolarlık cihazların bozulan parçalarını ambargo nedeniyle dışarıdan getiremiyoruz. Böyle olunca bu cihazlar da atıl hâlde kalıyor. Bazen Mısır tarafından mühendisleri tünellerden getirmek zorunda kalıyoruz.” diyor.
İleri tıbbi bilgilere sahip uzman doktor konusunda da sıkıntı yaşadıklarını anlatan Dr. Hasan, pediatrik kardiyolog, çocuk kardiyologu, damar hastalıkları uzmanı, plastik cerrahisi, yanık ve göz ve cerrahisi konusunda uzman doktor sıkıntısı yaşadıklarını söylüyor.
Durum böyle olunca Gazze’de tedavi olamayan ağır hastalar çareyi Mısır’a gitmekte buluyor. Tabii bu hem kişiye hem de Hamas hükümetine ağır maliyetler doğuruyor. Tedavi yolunda hayatını kaybedenler de çok oluyormuş. Burada dinlediğimiz üç çocuğun hikâyesi oldukça dramatikti. Kalp hastası olan bu çocukların ilki Mısır’da ameliyat olduktan sonra vefat ederken ikincisi Refah’ta hayatını kaybediyor. Üçüncüsü ise Türkiye’ye gelirken yolda yaşamını yitiriyor. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, İsrail’in ajan olmayı kabul edenleri hasta olarak ülkesine kabul ettiğini söylüyorlar.
Burada hayat tamamen tünellere bağlı. Gazze’de bilinen 900 tünel var; gayriresmî rakamlara göre ise 2.000. Gazze’de gördüğümüz her şey tünellerden geliyor. Gıda ve inşaat malzemeleri, otomobil, canlı havyan, meyve-sebze, araç-gereç, ilaç, tıbbi malzeme vb.
360 km² alana sahip olan Gazze’de resmî rakamlara göre 1 milyon 500 bin insan yaşıyor. Ancak Hamas yetkilileri nüfusun 1 milyon 800 bine ulaştığını kaydediyor. Gazze Şeridi’nin uzunluğu denizden içeriye doğru 7 ile 10 km arasında değişiyor. Şerid’in Mısır’a doğru uzunluğu ise yaklaşık 45 km. Bu kadar küçük bir alanda bu kadar insan... Yaklaşık 1 milyon insan burada mülteci olarak kamplarda yaşıyor.
Gazze nüfusunun yüzde 80’i fakirlik sınırının altında yaşıyor. İşsizlik yüzde 40 civarında, bu oldukça yüksek bir rakam. Kişi başına düşen aylık gelir ortalama 350 dolar. Ambargodan dolayı hayat Gazze’de oldukça pahalı. Gazzeliler 2008 savaşından sonra en pahalı dönemi yaşadıklarını, son zamanlarda tünel sayısının artmasıyla malların biraz daha ucuzladığını anlatıyorlar.
Gazze’de son birkaç aydır yakıt sıkıntısı yaşanıyor. Mısır’ın engellemeleri nedeniyle tünellerden yeteri kadar yakıt geçişi yapılamıyor. Böyle olunca Gazze’nin tek elektrik santrali yakıtsızlıktan çalışamıyor. Bu da her gün sekiz saat elektrik kesintisinin yaşanmasına neden oluyor. Elektrikler kesilince devreye jeneratörler giriyor. İnsanlar jeneratörlerine veya arabalarına yakıt almak için benzin istasyonlarında saatler süren kuyruklara giriyorlar. Gazze Enerji Bakanı Yusuf el Mansur, çareyi evinde araba aküsü kullanmakta bulduğunu söylüyor. Elektrik sıkıntısı her yerde hayatı felç ederken özellikle hastanelerde kesintiler en ağır şekilde hissediliyor.
Hâsılıkelam Filistin’de hayat ambargoya bağlı olsa da bir şekilde devam ediyor. Hamas hükümeti Gazze’de başarılı işlere imza atıyor. Türkiye ve Arap ülkelerinin yatırımları ise Gazze’nin imarına ve sosyal dönüşümüne büyük katkı sağlıyor. İsrail ambargoya devam edecek gibi duruyor. Ancak Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Filistin politikasının olumlu yönde değişmesi bekleniyor. Mısır’ın Refah kapısını tamamen açması durumunda Gazze halkı tünellerden kurtulmuş olacak. Arap baharının Filistin baharına dönüşmesi yakındır. Başka bir seçenek yok.
Ve tabii en önemlisi İslam ümmetinin Gazze’yi asla ve asla unutmaması gerekiyor. Filistin davası için umut verici her tür gelişmenin akıbeti buna bağlı…