İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
Sancak düşmesin
Murat Yılmaz Kurban 30.10.2015

Bosna Savaşı’ndan bu yana, İslam coğrafyamızın Balkan şehirlerine yaptığımız ziyaretler, bu Kurban Bayramı’nı da güzel bir vesile kıldı. İstikametimiz Sancak toprakları…

sancak-kurban-2013-genel_1.jpg

Sancak, Balkan yarımadasının merkezinde, Sırbistan ve Karadağ Cumhuriyetleri arasında yer alıyor. Kuzeybatıda Bosna-Hersek, güneydoğuda Kosova, güneyde ise Arnavutluk ile komşu ve asıl adı Yeni Pazar olan Sancak, Osmanlı döneminde Bosna-Hersek’e bağlı yedi sancaktan biriydi.

Sancak’ın fethi Bosna ve İstanbul’un fetihlerinden çok öncedir. Yeni Pazar’ın güneybatısında bulunan Gluhavitsa, 28 Mayıs 1396’da I. Beyazıt döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yeni Pazar’ın kuruluşu ise Fatih devrine rastlar. Yükseliş döneminde çok da bir sorun yaşanmayan bölgede, duraklama ve gerileme döneminde ise nice acılar yaşanmıştır. Osmanlı’nın her toprak kaybedişinde Müslüman ahali göç dalgalarıyla çalkalanmıştır. Göçler 19. yüzyılda Karadağ’dan Bosna-Hersek’e, Sancak’a, Arnavutluk’a, Kosova ve Makedonya’ya; 1878’den itibaren Bosna-Hersek’ten doğuya Sancak’a, Kosova’ya, Makedonya’ya ve Türkiye’ye doğru olmuştur. Tarihçi Justin Mc Carthy’ye göre 1821 ile 1922 yılları arasında, 5 milyondan fazla Müslüman, Balkan ve Kafkas ülkelerinden sürülüp atılmıştır. 5,5 milyon Müslüman ise savaşlarda, katliamlarda açlıktan ve hastalıklardan hayatını kaybetmiştir.

Sancak topraklarında ilerliyor, bir yandan da üzerinde yürüdüğüm bu topraklarda sadece bir insan ömrü kadar süre önce yaşananları zihnimden geçiriyorum. Yüzlerce yıllık vatanlarından çocuklarının ellerinden tutarak, kâh at sırtında kâh öküz arabalarıyla bilinmeze doğru yolculuk yapan kardeşlerimiz. Bu göçler hiç bitmedi hâlâ da devam ediyor.

Uçağımız Karadağ’ın başkenti Podgoritsa’ya iniyor. Bir zamanlar her tarafı ezan sesleriyle yankılanan 200 bin nüfuslu Podgoritsa şehir merkezinde sadece iki cami kalmış. Ülkedeki cami sayısı ise 141. Oysa Osmanlı döneminde 170 cami varmış. Bir ara 60’a kadar düşen camilerin sayısı, şükürler olsun ki artmaya devam ediyor. Aynı şehirde 1912 senesinden tam 100 sene sonra, 2012 yılında, medreseler ilk mezunlarını vermiş. Medreselerden bahsetmişken geçen sene ilk defa bir kız medresesi de açılmış Podgoritsa’da: Fatih Sultan Mehmet Medresesi. Ultsin şehrinde ise Türkiyeli hayırseverlerin destekleriyle bir kız medresesinin kuruluşu için çalışmalar sürüyor. Bütün bu hizmetler Karadağ Meşihatı’nın (Müftülük) güzel çalışmalarıyla gerçekleşiyor.

Karadağ’da bizi Meşihat’a bağlı olarak faaliyetlerini yürüten Zekât Derneği Başkanı Sadmiri Hadzijiç karşılıyor. Sadmiri kardeşimiz İzmir Karşıyaka İmam Hatip Lisesi mezunu ve tıpkı Meşihat Başkanı Rifat Feyziç gibi Anadolu coğrafyasını kendi öz vatanı olarak biliyor. Birlikte Karadağ Meşihat merkezine gidiyor ve kurban çalışmamızın planlamasıyla ilgili görüşüyoruz. Plana göre Türkiyeli hayırseverlerin bağışladığı kurbanlarımızı Biyelo Polye, Petnitse, Berane, Plav, Gusinye, Plevliya, Ulçin, Bar, Tuzi ve Podgoritsa şehirlerindeki muhtaçlara ulaştıracağız.

Bayram namazımızı Biyelo Polye (Akova) şehrinde bir Osmanlı camisi olan Rassova Camii’nde eda ediyoruz (Akova başkent Podgoritsa’dan 120 km uzaklıkta.) Sonra buradaki Müslüman bir tüccara ait olan mezbahaya gidip kurbanlarımızı tekbirlerle kısa sürede kesiyoruz. Mezbaha temizlik ve tertibiyle bugüne kadar gördüğüm en iyi tesislerden biri. Burada kestiğimiz 70 hisse kurbanımızı 500 aileye dağıtıyoruz. Kardeşlerimiz dualar eşliğinde kabul ediyor kurban paylarını.

Dağıtım yaptığımız isimlerden birisi vardı ki onun hikâyesi bambaşka. Bosna Savaşı başladığında eşini, çocuklarını ve hemen her şeyini kaybeden Hatice nine, kendini Allah’ın yardımı ile buraya atabilmiş. Karadağ’daki Müslüman kardeşlerimizin desteğiyle de kendisine bir ev bulunmuş. Bugün hâlâ tek başına bu evde kalan Hatice ninenin bir kimliği bile bulunmuyor. Müslümanların destekleriyle ayakta duran ninemize Türkiye’den geldiğimizi söyleyip bir ihtiyacınız var mı diye sorduğumuzda, iyi göremeyen nemli gözleriyle “Bir şey istemek için çok yaşlıyım, ölüme daha yakın hissediyorum kendimi. Hiçbir ihtiyacım yok. Allah razı olsun. Türkiye’ye selamlarımızı götürün.” diye mukabelede bulunuyor. Nice hastalıklarla yıllar yılı zorluk içinde yaşayan Hatice ninenin evinde hemen hiçbir eşyanın düzenli olmadığını görüyoruz. Ninemize zorla da olsa bir miktar destek bırakarak nurlu ellerinden öpüyor ve dualarını alıyoruz.

Karadağ’da ayrıca üç özürlü yetim yavrusunu büyük meşakkatlerle büyüten Feride Hanım'ı da ziyaret ediyoruz. İkram ettiği ev baklavası bugüne kadar yediklerim içerisindeki en lezzetlilerinden biriydi. Feride Hanım'a da kurban payını ve nakit desteğini bırakıyoruz. O da dualarla mukabele ediyor.

Sadmir Bey ile konuştuğumuz hususlardan biri de Karadağ’daki yetim çocuklarımızın hamilik sistemiyle desteklenmesi oluyor. Bu konuda kendilerine detaylı malumat vererek çalışmayı hemen başlatmak istediğimizi ifade ediyoruz. Yetim yavrularımız geleceğin güzel ülkesini kuracak çocuklarımız. Bundan şüphe duymuyoruz.

Karadağ’daki çalışmamızı tamamladıktan Rojaye’den Novi Pazar’a yani Sancak’ın Sırbistan kısmına geçiyoruz. Burada ilk olarak Haberdar Derneği ile kesimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Dernek başkanımız Avdiya Salkoviç Türkiye ve bizim için önemli bir isim. Dinî, tarihî ve siyasi içerikli 34 kitabı Türkçeden Boşnakçaya kazandıran Salkoviç, İHH’nın Filistin ve Mavi Marmara kitaplarından başka Genç İlmihal, Karagöz Hacivat gibi kitapları da yine İHH’nın yetim çalışmaları için çevirdi.

Haberdar Derneği bölgede 209 yetimimizle ilgileniyor ve bayram döneminde çocuklarımızın bayramlıkları, sponsorluk ödemeleri ve kurban payları birlikte dağıtılıyor. Avdiya kardeşimiz bu çocukların tamamını ev ev, sokak sokak ezberlemiş maşallah.

Kurbanlarımızın 80 tanesini Priboy’da, 20 tanesini de Novi Pazar’da kesiyoruz. Bosna, Sırbistan ve Karadağ üçgeninin kesişme noktasında bulunan Priboy’da büyük bir çiftlikte kesilen kurbanlarımız 20 farklı noktadaki Müslümanlarla buluşuyor. Biz de Syeverin’deki kurbanların dağıtımına katılıyoruz. Syeverin enteresan bir bölge. Buraya ulaşmak için önce Karadağ, sonra Bosna, sonra Sırbistan sınırlarını geçiyoruz ve özellikle yaşları 60’ı aşkın, bir anlamda garip kalmış kardeşlerimize dualar eşliğinde kurbanlarımızı dağıtıyoruz. Novi Pazar’da kesilen 20 kurbanımızla birlikte toplamda 700 aileye kurban paylarını takdim ediyoruz.

sancakkurban-dagitim-2014-7_1.jpg

Kurban paylarının dağıtımını gerçekleştirirken yetim ailelerimizi özellikle ziyaret etmek ve hasbihal etmek, yetim yavrularımızı kucaklamak istiyoruz. Bunun için güzergâh üzerinde bulunan dört yetim ailemizi önceden hazırladığımız gıda paketleri, et ve bayramlıklarımızla ve tabii ki sponsorluk ödemeleri ile ziyaret ediyoruz. Ziyaret ettiğimiz her ailemiz için ayrıca hatırı sayılır bir miktar da nakdi destekte bulunuyoruz. Ailelerimiz bu ziyaretlerden oldukça memnun kalıyor. Her birisinin zorlu hayatları var ama şükürler olsun ki, Allah’a olan inançları ve kardeşlerinin destekleri ile hayata tutunuyorlar.

Sekiz yaşındaki Bünyamin adlı yavrumuza ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Nova Varoş şehrinde, kendinden başka sadece bir Müslüman öğrencinin olduğu sınıfındaki din dersine giren Ortodoks papaza, “Ben bu derse girmeyeceğim, Müslüman'ım ben!” diyerek çantasını toplayıp öz güvenle sınıftan çıkması, derslerinde sınıf birincisi olması ve büyüyünce astronot olmak istemesi bizleri oldukça etkiliyor. Dualar ediyoruz yavrularımıza.

Dokuz yaşındaki Denisa ve engelli annelerine birlikte baktıkları 13 yaşındaki ablası Denila’nın hikâyeleri de bir o kadar etkileyici. Babaları intihar eden ve bir kaza neticesinde üç yıla yakın hastanede yatan anneleriyle ayakta kalma mücadelesi veren bu kahraman yavrular da okullarının en başarılı, en ahlaklı öğrencileri. Denila annesinin sağlık sorunlarından etkilenmiş olacak ki hemşire olmak istiyor. Denisa ise hoca olmak istiyor.

Sancak’taki son organizasyonumuzu Sancak Meşihatı ile yapıyoruz. Yeni Pazar’da birçok Balkan coğrafyasında olduğu gibi Meşihat başkanlığı meselesi tam sekiz yıldır sorun teşkil ediyor. Sancak Meşihatı Başkanı Muammer Zukorliç ile kısa bir süre de olsa hasbihal ediyoruz. Uzun yıllardır tanışıklığımızın devam ettiği bu güzel insanlar sanki ülkemizin serhat boylarında nöbet bekleyen kahramanlar gibi. Meşihat’a ait üniversite, anaokulu, TV, medrese ve aşevi bulunuyor. Sancak Meşihatı Sancak’ın otonom bir bölge olmasını talep ediyor. Tıpkı Karadağ Meşihatı ile olduğu gibi yetim çocukları destekleme konusunda Sancak Meşihatı Hayrat Derneği Başkanı Mirsad Bey'e de malumat veriyoruz. İnşallah yakın zamanda Sancak Meşihatı ile birlikte de yetim destekleyebiliriz.

Kurban kesimlerimiz Syenitsa’daki bir mezbahada gerçekleşiyor. Toplamda 84 hissemiz kesiliyor ve 500 civarı ailemize Novi Pazar, Syenitsa, Priboy, Tutin, Nova Varoş, Priye Polye, Broderavo, Preşevo, Voyvodina, Subatitsa ve Belgrad’da dağıtımları gerçekleştiriliyor. Biz Novi Pazar’daki dağıtımlara iştirak ediyoruz.

Genel itibarıyla oldukça güzel bir şekilde gerçekleştirdiğimiz kurban çalışmalarımızı tamamlayarak Kosova’nın başkenti Priştina’ya doğru hareket ediyoruz. Şehit sultanımız Murad Hüdavendigar’ı medfun bulunduğu Kosova ovasında ziyaret ederek geriye dönüyoruz.