Bozkurt’ta sel felaketi sadece ilçe merkezini değil, köyleri de çok etkiledi. Yollar kapandı, elektrikler kesildi, köydekiler mahsur kaldı. Biz de 4 adet arazi aracını ekmek, bakliyat, meyve, sebze ve bebek bezi ile doldurarak köylere doğru yola çıktık.
Sakızcılar Köyü’ne 3 gündür hiç yardım gitmediği, özellikle gıda ve suya ihtiyaç olduğu haberi gelmişti. İlçeden köye ulaşan ana yol selden dolayı kapandığı için dağ yollarından gitmemiz gerekiyordu. Kısa sürmeyeceğini biliyorduk ama oraya yardım götürmemiz gerekiyordu.
Tek şeritli, engebeli, bazı yerleri çökmüş, kayaların geçişi kapattığı dağ yollarından geçerek köylere ulaşıyor, köyde yaşayanlara gıda veriyorduk. Hedefimiz yardımı Sakızcılar Köyü’ne götürmekti ama yol üzerindeki bütün köylerin yardıma ihtiyacı vardı. Köylerde elektrik olmadığı için kimseyle iletişim kuramamışlar. Bu yüzden gelmemize ve yardım getirmemize çok sevindiler. Her ulaştığımız köyde gülen yüzlerden bol bol dua aldık. Bize çay ve yemek ikram etmek istediler ama ulaşmamız gereken başka köyler de vardı, yolumuza devam ettik.
Kızılcaelma Köyü’ne vardığımızda yola çıkalı 3 saat olmuş ve dağ yolları hepimizi çok yormuştu. Arabadan indiğimizde köydeki çocuklar bizi karşıladı. Aileleriyle birlikte akrabalarını ziyarete gelmişler ama yollar kapanınca geri dönememişler. Çocuklara bisküvi ve şeker verdik, önce onları sevindirdik. Sonra gıda paketlerini yüklenip evleri gezmeye başladık. Sokağın başında oturan Müjgan Teyze bizi görünce şaşırdı: “Aaa! İHH gelmiş!” dedi gülümseyerek. Sonra komşuları ve kızı da geldi. Müjgan Teyze’nin kızı, komşularına dönüp: “Ben size demiştim! Yardım çağırmamıza gerek yok. Onlar bizi bulur, demiştim!” deyince tüm yorgunluğum gitti. İyi ki buraya geldim, dedim kendi kendime.
Keşlik, Kızılcaelma, Dursunköy köylerinden geçerek Sakızcılar Köyü’ne yaklaştık. Ancak bir problem vardı. Dağdan düşen kayalar köyün girişini kapatmıştı. Arabalarımızın geçmesi imkansızdı. Buraya gelmemiz 4,5 saat sürmüştü. Vardığımızda saat akşam 8 buçuktu. Hava kararmıştı. Fenerlerimizi yaktık. Köy muhtarına haber vererek köyün girişine su ve yiyecek bıraktık. 7 saat süren köy yolculuğumuzda: “İyi ki gelmişiz,” diyerek geri döndük. Geldiğimiz zorlu yol bizi bekliyordu.