Hazreti Adem’in dünyaya indirilmesi anlatılırken Serendip; enfes çaylardan bahsedilirken Seylan; terör ve tsunami gündeme geldiğinde de Sri Lanka denilen ülke. Dünya haritasını elinize alın, parmağınızı Hint Okyanusu’nun üzerine götürün. Hindistan'ın hemen altında gözyaşı damlası şeklinde bir kara parçası göreceksiniz. Hah, işte tam oradan bahsedeceğiz. Yani insanlık tarihinin başladığı yerden…
Sri Lanka belki de dünyada en çok görmek istediğim yerlerden biri. İlk olarak 2004 yılında tsunami nedeniyle gelmiş ancak vize, güvenlik gibi gerekçelerle ülkeye girememiştim. Bu defa İHH İnsani Yardım Vakfı’nın düzenlediği Yetim Dayanışma Günleri için geldiğimiz Sri Lanka’daki havaalanında pasaport kontrol noktası önündeyim.
Serendip İslam Merkezi Genel Sekreteri Muhammed Refik ile kapıda buluşup Mawanella'ya doğru yola çıkıyoruz. Ortalık yeşil mi yeşil. Ülkede yeşilden toprak parçası bile görünmüyor.
Sri Lanka'da, Hz. Adem'in dünyada ilk ayak bastığı yer olarak bilinen dağ, Adem tepesi olarak adlandırılıyor. Burada kendisine ait olduğu belirtilen bir de ayak izi mevcut.
Kâh tepeye doğru, kâh çay bahçelerine doğru kıvrıla kıvrıla saatler süren yolculuğumuz boyunca Muhammed Refik, Sri Lanka'nın tarihinden kesitler sunuyor. Mevzu dönüp dolaşıyor Tamil-Sinhala kavgasına geliyor. Yaşı müsait olanlar hatırlar, seksenli yıllarda radyo ve TV'lerin demirbaş haberlerinden biriydi. “Sayın dinleyiciler/seyirciler, Sri Lanka’da köy basan Ayrılıkçı Tamil Gerillaları çoluk çocuk ayrımı yapmadan onlarca kişiyi katletti... " Muhammed Refik bu kavganın en çok acı çeken taraflarından birinin Sinhalalar arasındaki Müslümanlar olduğunu ve sadece 1992'de aynı anda 1.500 Müslümanın namaz sırasında öldürüldüğünü anlatıyor. Gün içerisinde de zamanında Tamiller tarafından saldırıya uğrayıp köyleri yakıldığı için mağdur olan iki aileye İHH'nın yaptırdığı evlerin teslim edileceğini söylüyor.
Öğle saatlerine doğru Mawanella'dayız. Kavurucu sıcağa aldırış etmeyen minik yavrular yolun iki tarafında toplanmış, arkadakiler parmak uçları üzerine yükselerek bizi görme telaşında. “Esselamu aleyküm!” nidaları ile ortalık inliyor. Onlarca çocuk bir anda etrafımızı sarıyor. Kimi kolumuza kimi bacağımıza yapışıyor. Boynumuzdan aşağı birer orkide halkası geçiriyorlar.
İHH Yetim Çalışmalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Yılmaz, vakfın buradaki faaliyetlerinin uzun yıllara dayandığını ancak yetimlerle ilgili çalışmaların 2010 yılında başladığını söylüyor. Murat Yılmaz, "Burası enteresan bir ülke. Önceleri 400 yetimimiz vardı, bu sene sayı 1.100'e ulaştı. Başka ülkelerde ilgilenecek yetim arıyoruz, çoğunu Hristiyanlar alıyor, burada ise tam tersi, bize yöneliyorlar." diyor.
Sri Lanka için acayiplikler ülkesi desek abartılı olmaz. Zira burada İsrail’e karşı da enteresan bir duruş var. Belki de İsrail’in diplomatik ilişki kuramadığı, elçi bulunduramadığı ender ülkelerden biri. Sri Lanka, gerek el altından Tamillere silah sattığı ve ülkeyi karıştırmak istediği iddiasıyla gerekse Filistin’e yönelik uygulamaları nedeniyle suçluyor ve diplomatik ilişki kurmuyor İsrail’le. İsrail’e olan yaptırımları sadece bununla da kalmıyor. Filistin, bu ülkede elçilik bulunduruyor. Üstelik devletten de yardım alıyor. Dahası Sri Lanka Filistin Dostluk Derneği üzerinden iki ülke ilişkileri yürütülüyor. Bu derneğin başkanı da bir Budist olan şu anki devlet başkanı
Akşama kadar süren programda 175 yetimin her birine tek tek hediyeler veriyor, birlikte yemekler yiyoruz. Yetim ailelerinden ikisine de dikiş makinesi hediye ediyoruz. Akşama doğru adanın güneyinden Tamillerin saldırısından kaçan ve iki gözlü bir barakada yaşamak zorunda kalan bir ailenin ev teslimi için orman içinde bir mahalleye gidiyoruz. Baba Madahar ellerini iki yana açıp duaları ardı ardına sıralıyor. Anne Hamide, çocukları Muhammed Hanifa, Fatma, Ulma, Pervin ve Şehida'nın “Amin!” nidaları arasında ailemize veda ediyor ve Oddamavady için yola koyuluyoruz.
İngiltere’de yerleşik Sri Lankalı Müslümanlardan Abdurrahman: “Siz güçlü olmalısınız. Siz ne kadar güçlü durursanız, yeryüzündeki Müslümanlar da kendilerini o kadar güvende hissedecektir. Biz, Türkler zaafa düşmesin, hilafet yaşasın diye maddi manevi çok destek verdik. Hatta başkent Kolombo’da bir caddemizin ismi Sultan Abdulhamid.”
Seyahatimiz boyunca yol arkadaşlarımızla sohbete devam ediyoruz. Anlatılanlara göre yasaklar olduğu kadar özgürlükler de var ülkede. Bunların en başta geleni de din özgürlüğü. Ülkenin her tarafında bir Budist ya da Hindu tapınağı veya cami görürsünüz. Tapınak sayısını bilmesek de olur, Sri Lanka’da 2.500 cami var. İlk Müslümanlar Tarık bin Ziyad döneminde, Yemen'den gelmiş. Yani 1300 yıldan fazladır buradalar. Müslümanların ayakta kalan en eski binası Beruwela’daki Kachimalai Camii. Hindistan'dan gelen Müslümanlar yapmış. 600 yıllık bir yapı.
Sri Lanka’da sayıları her geçen gün artan yaklaşık 2 milyon 100 bin civarında Müslüman var. Burada Müslüman olmak bir ayrıcalık. Zira doğumdan ölüme kadar Müslümanların bütün kanunları, kuralları farklı. Eğitimi kendilerine mahsus okullarda, müfredata varıncaya kadar kendileri belirliyor. İbadet yine öyle. Camisini kendisi yapıyor, imamını kendisi atıyor, ölünce kendi mezarlığına defnediliyor. Müslümanlar Sri Lanka’da güvenilir insan ünvanı taşıyor.
Sri Lanka, gerek iç savaş gerekse tsunami dolayısıyla çok sayıda yetimi olan bir ülke. UNICEF rakamları net olmasa da sadece Müslümanların 6.000’den fazla yetimi var. Ülkedeki yetimhaneleri her yerde olduğu gibi Hristiyan örgütler finanse ediyor, bu da eğitime yansıyor. Böyle olunca Müslüman yetimlerin buralara gitmesi mümkün olmuyor. İşte bu sebepledir ki burada Müslüman STK’lara büyük görevler düşüyor. Türkiye adına burada en önemli görevi de İHH İnsani Yardım Vakfı yürütüyor. 2006 yılından itibaren Ramazan ve Kurban organizasyonlarında Müslümanlarla yakın ilişki içerisinde olan İHH, yetim aileleri ve iç göç mağdurlarını ev sahibi yapmak için girişimlerini sürdürüyor. Sadece bu programda Sri Lanka için 210 bin lira bütçe ayıran İHH, tsunami ve iç savaş mağdurlarına 10 evin teslimini yaptı, iki yetim ailesini de mutfak eşyalarına varıncaya kadar temin edilmiş dayalı döşeli evlerine kavuşturdu. Sırada diğer yetim evleri var. Ayrıca yetim ailelerine verilmek üzere 10 dikiş makinesi ve 5 sera teslim edildi. İHH’nın çalışmaları bununla da sınırlı değil. Sri Lanka’daki Müslümanlara kazandırdığı Şehit Necdet Yıldırım, Şehit Cevdet Kılıçlar ve Şehit Faruk Aktaş sağlık merkezlerinde günlük olarak hasta kabulü yapılıyor. Ayrıca İHH’nın burada yaptırdığı iki engelli rehabilitasyon merkezi ve iki cami var. Bir külliye şeklinde tasarlanan içerisinde cami, okul, klinik ve yetimhanenin olduğu bir kompleksin temeli de yakın bir zamanda atılacak.
Yedi saat süren yolculuğun ardından yurda dönüyoruz. Memleketi biz kurtaramıyoruz belki ama hiç olmazsa buradaki Müslüman yetimlerin kurtuluşuna aracılık eden hayırsever vatandaşlarımızın elçisi olarak yine yüzlerce yetim yavrunun pırıl pırıl yüzleri, umut ve minnet dolu bakışlarına kavuşuyoruz.
Sri Lanka’daki yetim filler için 1975'te hükümet tarafından Kandy ile başkent Kolombo arasında Pinnawela Fil Yetimhanesi kurulmuş. Dünyada bu kadar çok fili bir arada bulunduran bir başka bölge yok. 24 dönümlük bir araziye kurulmuş yetimhane yıllar içinde kalabalıklaşmış. 5 fil için yapılan yetimhanede bugün 100’ün üzerinde fil barınıyor. Bu filler doğada yalnız kalmış, yaralanmış, başka yerlerden gelen nakiller ve yetimhanede doğan fillerden oluşuyor. Sabahın erken saatlerinde beslenen ve sonra da yetimhaneye 400 m uzaklıktaki Maha Oya Nehri'nde iki saatlik banyoya götürülen fil ordusu, turizm için iyi bir gelir kapısı olmuş. Sri Lanka’da fil dışkısından kâğıt yaptıklarını da hatırlatalım.