26 Haziran 2009’da, Çin’in güney eyaletlerinden Guangdong’un Shaoguan şehrinde bir oyuncak fabrikasında, Uygur işçilerin iki Han Çinli kadına tecavüz ettiğine dair (ilerleyen günlerde aslı olmadığı anlaşılan) söylentiler çıkmış, meydana gelen arbedede iki Uygur işçi Han Çinli işçiler tarafından dövülerek öldürülmüştü. Fabrikada çalışan Han Çinliler ve farklı etnik gruplara mensup işçiler arasında çıkan olaylarda görgü tanıklarının ve Uygur kaynaklarının verdiği bilgilere göre 20’ye yakın Uygur hayatını kaybetmiş, çok sayıda Uygur da yaralanmıştı.
Shaoguan’daki olaylarda hayatını kaybeden işçilerin yakınları ve üniversite öğrencilerinin başını çektiği binlerce kişi 5 Temmuz’da Urumçi’de sokaklara dökülmüş ve resmî makamların konuya duyarsız kalmaması ve olayın bağımsız bir heyet tarafından araştırılmasına yönelik taleplerini dile getirmişlerdi. Ancak polisin göz yaşartıcı gaz, ağır silahlar ve gerçek mermilerle rastgele ateş açarak kalabalığa müdahale etmesiyle gösteriler Doğu Türkistan genelinde yıllardır sürdürülen etnik ayrımcılığa yönelik kitlesel bir protestoya dönüşmüştü.
Uygur kaynakları ve görgü tanıklarına göre Urumçi’de 5 Temmuz’da ve takip eden günlerde, ekserisi Uygur en az 500 kişi öldürülmüş, 1.000 kişi yaralanmıştır. Yüzlerce kişi de gözaltına alınarak işkenceye maruz kalmış veya müebbet hapse ya da idam cezasına mahkum edilmiştir.
Polis, paramiliter polis ve ordunun Urumçi, Kaşgar ve Hoten’de yaptığı operasyonlarda en az 4.000 kişi, protestolar sırasında cinayet, saldırı, yağmalama ve kundakçılık olaylarına karıştıkları iddialarıyla tutuklanmıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne (HRW) göre sadece 6 Temmuz’da Urumçi’de Uygur mahallelerine yapılan gece baskınlarıyla yaklaşık 100 kadar Uygur erkeği gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanların yaşları 12-40 arasında değişmektedir; ekseriyetinin akıbeti ise hala belli değildir. Tutukluluk durumları ile alakalı aileleri ve yakınlarına bilgi verilmeyen kişilerin hayatlarından endişe edilmektedir. Dünya Uygur Kurultayı tarafından Haziran 2012’de yayımlanan Cases of Enforced Disappearances of Civilians in East Turkistan başlıklı raporda Temmuz 2009’da Urumçi’de gözaltına alınan ve üç yıldır kendilerinden haber alınamayan 2 Kazak ve 21 Uygur hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. Rapora göre aileleri ve yakınları hem Pekin hükümeti nezdinde hem de Sincan Bölge hükümeti nezdinde defaatle başvurularda bulunmuşlar ancak yakınlarının akıbetlerine dair bilgi alma taleplerine yanıt alamamışlardır.
Bugün Doğu Türkistan’da sivil, siyasi, ekonomik ve sosyal haklar noktasında yaşanan ihlallerden bazıları şu şekilde özetlenebilir: Keyfî tutuklamalar, işkence ve idam; nüfus transferi; ekonomik yaşamdan dışlanma; sağlık hizmetlerinde ayrımcılık; Uygur dilinin tasfiye edilmesi; ibadet yasakları vb...