Ahmet Doğan, İsrail’in, saldırıda katlettiği şehitler için ödemek istediği tazminat miktarından önce başka adımlar atması gerektiğini belirterek, "İsrail bir jest yapacaksa önceliği Gazze ve Filistin'e olan ambargo ile ablukayı kaldırmak olmalıdır." dedi.
Furkan'ın yokluğunu güç geçtikçe daha çok hissettiklerini hatırlatan Ahmet Doğan, suçun cezalandırılmasında İsrail 'in zaten bir tazminat ödemeye mahkum edileceğini aktararak, buradan gelecek paranın bir kuruşuna bile dokunmadan öncelikle Gazze'deki insanların ihtiyaçları için harcanacağını söyledi.
İsrail'i tazminat ve özür dileme konusunda samimi görmediklerini ve oluşturmak istedikleri kamuoyu ile farklı amaçlar hedeflediklerini dile getiren Doğan, yaşanan son gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"İsrail'in Türkiye ile ilişkileri düzeltmek ve Mavi Marmara olayındaki mağdurlara tazminat ödeme, özür dileme konusunda son dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler nedeniyle bizim de görüşümüz alınıyor. Bizim görüşümüz açık. Mavi Marmara'da şehit olanlar İsrail askerleri tarafından katledildi. Uluslararası sularda suç işlenmiştir. Dolaysıyla suç çok açıktır. İsrail bunu kabul edip özür dilemesi gerekir. Bundan önce İsrail şayet bir jest yapmak istiyorsa. 'Özrü ve tazminatı jest olarak' ifade ediyorlar. Öncelikle Gazze'ye ve Filistin'e ambargo ve abluka kaldırılmasını sağlarsa en büyük jest bu olacaktır. Bunun ardından özür ve suç kabulü olup, tazminatın da can alıcı şekilde ve miktarda olması gerekir diye düşünüyoruz. Telaffuz edilen tazminat miktarı da Türkiye ve şehit yakınları ile alay etme anlamına gelir. Bizim acımızdan hakaret olarak değerlendiriyoruz. Bunu ağza almak ve konuşmak dahi bizi incitiyor. Yaralayıcı oluyor. Biz tazminatın miktarı ya da adının bile konuşmak istemiyoruz. Burada suçun kabulü, ambargonun kaldırılması, suçluların cezalandırılması ve tazminatı cezanın bir parçası olarak görüyoruz. Bizim canımız yandı. Onların canını yakacak tazminatın daha yüksek olması gerekir."
İsrail'e şehit yakınları olarak ilk şartlarının Gazze'ye ambargonun kaldırılması olduğu yönünde çağrıda bulunan baba Ahmet Doğan, "Öncelikle çocuğumuzun uğrunda can verdiği ambargonun kaldırılması ve Gazze'ye gidecek yardımların serbestçe ulaşmasını istiyoruz. Yoksa Furkan'ın geri gelmesi mümkün değil. Burada şehitlerin kan bedeli şeklinde para verilecek söylemleri değil cezanın tazminatıdır." dedi.
Ahmet Doğan, verilecek ceza çerçevesinde zaten bir tazminatın alınacağını hatırlatarak, "Gelecek tazminat bizim zenginleşmemiz adına değildir. Ben kendi adıma konuşuyorum. Ama diğer şehit yakınlarının da böyle düşündüğünü sanıyorum. Gelecek tazminatın bir kuruşu bile faydalanılmadan yani Gazze ve Filistin için harcanacaktır. İhtiyaç sahipleri için harcanacaktır. Ya da başka bağış ve hayır işlerinde kullanılacaktır. O konuda hiçbir tereddüt yoktur." şeklinde konuştu.
Furkan'ın şehit olmasından sonra birçok ülkeden idarecilerin ve vatandaşların kendilerini aradığını aktaran Doğan, kendilerini en çok üzenin ise Amerika Birleşik Devleti'nde herhangi bir davanın açılmaması ve Amerika'nın kendileri ile ilgilenmemesi olduğunu dile getirdi.
Doğan, "Asıl tepki vermesi gereken Amerika idi. Furkan'ın ABD vatandaşı olması nedeniyle bu tepki olmalıydı. Ama bizimle ilgili hiçbir konuda bilgi vermedi. Gelişme olmadı. Soruşturma açma olmadı. En son ABD büyükelçiliğinden bizi aradılar. Furkan'ın ölüm belgesini gönderiyoruz dediler. Onun dışında hiçbir gelişme olmadı." dedi.
Furkan'a ailece olan özlemlerinin sorulması üzerine gözyaşlarına hâkim olamayan baba Ahmet doğan, "Bunu kelimelerle anlatmak zor. Biz aslında yaşamıyor gibiyiz. Son olaylar bizi de mahvetti. Furkan'ın özlemi her geçen büyüyor." diye cevap verdi.