31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail’in insani yardım filosuna yönelik saldırısı üzerine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti 27 Eylül 2010 tarihinde bir rapor yayınlayarak saldırının hukuksuzluğunu ortaya koydu.
Rapor BM’nin insan hakları konusundaki en yetkili kurumu tarafından kaleme alındığından uluslararası camia nezdinde muteber. Dolayısıyla Mavi Marmara hadisesi bağlamında takip eden süreçlerde gözardı edilmesi mümkün değil. Heyet’in şahitliğine başvurduğu gemilerdeki yolcuların tamamı, Heyet üyeleri nezdinde, insancıl ruh sahibi, Gazze halkının selametini derin ve sahici bir hassasiyetle önemseyen kişiler olarak belirtiliyor.
Hazırlanan rapor, Gazze Şeridi’ndeki insani durum, insani yardım filosundaki gemilere gerçekleştirilen saldırılar ile gemilerin ele geçirilmesinden sonraki süreçte yaşananları tespit edip bunları uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku açısından ele alıyor. Heyet, filonun yola çıkmasındaki ana hedefi uluslararası hukuk açısından meşru buluyor. Bu çerçevede rapor gemilerin ve yolcuların sıkı güvenlik tedbirlerinden geçerek yola çıktıklarını ve uluslararası sularda filoya yapılan müdahalenin bütünüyle hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.
Gemilerin ele geçirilme sürecini, ele geçirildikten sonra yapılanları ve filo katılımcılarının ülkelerine dönmelerine kadarki süreçte yaşanılanları tafsilatlı bir şekilde ele alan rapor, silahlı müdahale yapıldığını hem helikopterlerdeki askerlerin hem de güverteye inmiş olanların paintball, plastik ve gerçek mermi kullanarak ateş ettiklerini söylüyor. Heyet, İsrail kuvvetlerinin yaygın olarak ve keyfî bir biçimde öldürücü güç kullandığını ve çok sayıda insanın gereksiz ölümüne ya da ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini söylüyor. Müdahaleye karşı meşru müdafaa ve sivil direniş çerçevesinde hareket eden yolcuların ateşli silah kullandıklarına ya da gemide ateşli silah bulunduğuna dair herhangi bir delilin olmadığına da yer veriliyor. Filodaki gemilerin ve katledilen yolculardan hiçbirisinin İsrail güçlerine karşı herhangi bir tehdit oluşturmadığı sonucuna varan Heyet’in bu tespitinden hareketle gemide yaşananların bir “katliam” olarak değerlendirilmesi daha doğru.
Geminin ele geçirilmesi sonrasındaki olaylarda yaralıların kafaları, çeneleri ve sırtlarının tekmelendiği ve sözlü olarak taciz edildiği yaralı olmayan tutsaklara İsrail askerî kuvvetlerinin insanlık dışı muamelelerde bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Tutuklanma sonrasında gemilerin Aşdod Limanı’na getirilmesi, gemilerden nakil, hapishane ortamı ve sınır dışı edilme sırasında yolculara işkenceye varan düşmanca muameleler yapıldığı Heyet tarafından ayrıca teyit ediliyor. Raporun tespitine göre Mavi Marmara’da tatbik edilen şiddet hariç, belki de en şok edici uygulama sınır dışı edilme gününde Ben Gurion Uluslararası Havaalanı’ndaki üniformalı İsrail personeli tarafından uygulanan aşırı ve sebepsiz şiddet.
Metnin sonuç kısmında rapor boyunca tespit edilen şu suçların soruşturulmasını destekleyen açık deliller mevcut: a) Kasten adam öldürmek, b) işkence ya da insanlık dışı muamele etmek, c) kasten eziyet etmek, beden bütünlüğüne ve insan sağlığına vahim şekilde zarar vermek.
Heyet, İsrail’in uluslararası insan hakları hukuku çerçevesindeki yükümlülüklerinin de yaşama hakkı, işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ya da cezalandırmanın yasak olması, kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı; keyfî tutuklama ve gözaltıların yasaklanması, gözaltındaki kişilere insani muamele yapılması ve doğuştan sahip olunan insanlık onuruna saygı gösterilmesi hakkı ve ifade hürriyetini ihlal ettiği düşüncesinde.
Heyet’in tespit ettiği hukuk ihlalleri arasında ayrıca yolculara ait eşyalara el konulması ile gemilere el konulup özellikle Mavi Marmara’nın büyük oranda tahrip edilmesi de yer alıyor.
BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti raporu için (Türkçe) tıklayınız
BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti raporu için (İngilizce) tıklayınız