Bağımsız 5 uzmanın oluşturduğu heyetin raporunda ''İsrail'in Mavi Marmara baskınında aşırı güç kullandığı'' belirtildi. Ayrıca, ''Gazze'ye uygulanan ablukanın yasal olduğu'' öne sürülen Palmer Raporu'nun sonucu reddedildi.
Mavi Marmara baskınını araştırmak üzere eski Yeni Zelanda Başbakanı Geoffrey Palmer başkanlığında kurulan heyet, baskında yardım filosuna aşırı ve makul olmayan şekilde güç kullanıldığı sonucuna varmış, ancak Gazze Şeridi'ne yönelik ablukayı 'meşru bir güvenlik önlemi' olarak nitelemişti. Cenevre merkezli BM İnsan Hakları Konseyi uzmanları ise ortak açıklamalarında ablukanın Gazzelileri toplu cezalandırmaya tabi tuttuğunu, bu şekilde uluslararası insan hakları ve insani yasaların galiz şekilde çiğnendiğini kaydetti.
Bağımsız 5 BM uzmanının oluşturduğu heyet, BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu raporda, “İsrail’in Mavi Marmara baskınında aşırı güç kullandığı” belirtilen, ancak “Gazze’ye uyguladığı ablukanın yasal olduğu” öne sürülen Palmer Raporu’nun sonucunu reddetti. Raporda, 4 yıldır süren ambargonun 1,6 milyon Filistinliyi temel haklarından yoksun bıraktığı da ifade edildi.
PALMER RAPORU’NA SERT ELEŞTİRİ
Raporda, ablukanın, ''uluslararası insan hakları ve insani hukuku pervasızca ihlal ederek'' Gazzelileri toplu cezalandırmaya maruz bıraktığı kaydedildi. Uzmanlar BM'nin Palmer raporunu da eleştirdi. Rapor'da İsrail'in Gazze'ye yönelik, sivillerin insan hakları üzerinde aşırı etkisi olan kapalılık politikasının ayrılmaz parçası olduğunun ayrımına varmadığı belirtildi.
Heyette yer alan uzmanlardan Richard Falk, Palmer raporunun sonuçlarının, Türkiye-İsrail ilişkilerini iyileştirme iradesinden etkilendiğini söyledi. Palmer raporunun İsrail ile Türkiye arasında siyasi uzlaşmayı amaçladığını ifade eden Falk, raporda siyasetin yasaya üstün gelmesinin talihsizlik olduğunu sözlerine ekledi.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin Mavi Marmara baskınıyla ilgili bir başka soruşturma heyeti de geçen eylül ayından yayımlanan raporunda ablukanın uluslararası yasaları ihlal ettiği sonucuna varmıştı.