Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansta Yıldırım, geçmişte İslam coğrafyasının Türkiye'de yanlış ve eksik anlatıldığını, bundan dolayı da gençlerin uzun süre bu bölgeleri tam anlamıyla tanıyamadığını söyledi.
Yıldırım, İHH'nın din, dil, ve millet gözetmeksizin herkese yardım eden ve diyalog kuran bir yapılanma olduğunu belirterek, Japonya'daki tsunami felaketine ve Irak savaşındaki kritik bölgelere ilk girenin, yardım götürenin de kendileri olduğunu aktardı.
İHH için mazlumluğun önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Dünyaya bakıldığında savaşları hepsi, yoksulluğun yüzde 80'i istisnasız İslam coğrafyasında oluyor. Şu an yaşanan bu çekişme ve savaşları, siyonizme yakın Amerika'daki kuruluşlar '4. dünya savaşı' olarak nitelendiriyor. Bu savaş İslam coğrafyasına karşı yapılan bir savaştır. İslam coğrafyasındaki bütün savaşlarda ölen Müslüman, öldürenler ise haçlılar, Siyonistler, Budistler ve iş birlikçiler. Dünyada gerçekten İslam coğrafyasına karşı 4. dünya savaşı oluyor. Müslüman devletlerin yeraltı kaynaklarını alıp, en ucuz ve en güvenli yollarla kendi topraklarına ulaştırma savaşı veriliyor" diye konuştu.
Yıldırım, gençlerin bütün dünyayı tanıyarak, insanlığa hizmet etmekle görevli olduklarına değinerek, geçmişte Sırpların Bosnalı Müslümanlara yaptığı eziyetlerin bir benzerinin de bugün Orta Afrika'da yaşandığını söyledi.
Müslüman, kendi kendini bu zulümden kurtaracak
Müslümanların aklını kullanarak bilgiye, sonra iradeye, daha sonra ise gücü ele geçirerek bu hezeyandan kurtulacağına dikkati çeken Yıldırım, "İslam coğrafyasında Müslümanlar kendi güçlerini ele geçirmediği müddetçe bu katliamlar var olmaya devam edecek. Bizi ne BM ne de başka bir uluslararası topluluk kurtaracak, Müslüman kendi kendini bu zulümden kurtaracak" diye konuştu.
Yıldırım, Hristiyan ve Yahudiler arasında da vicdan sahibi iyi insanların olduğunu, hatta Mavi Marmara yardım gemisinde de bu dinlerden insanların bulunduğunu belirterek, gücü elinde tutan iş birlikçilerin "Medeniyetler içi çatışmayı körükleyeceğiz ve zemin hazırlayacağız" mantığıyla hareket ettiğini aktardı.
Suriye'de yaşananlar, Sırpların Bosna'da yaptıklarının 50 katı
Yüzyılın başında dünyada en çok Müslüman'ın Afrikada yaşadığını ancak yapılan misyonerlik çalışmalarıyla o kıtada da İslamiyet'in azınlık dini olduğunu vurgulayan Yıldırm, yüz yıldır Hristiyan rahiplerin çeşitli metotlarla bu bölgedeki Müslümanları etkileyerek, dinlerini değiştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Yıldırım, yanlarına Hristiyan ve Yahudi aktivistleri de alarak sivil bir inisiyatifle Gazze'deki insanlara yardım görüren Mavi Marmara'nın, İsrail'in gerçek yüzünü ortaya koyduğunu dile getirerek, "İsrail korkaktır, gemiye bindiklerinde dizleri titriyordu. Bizi asla uyarmadılar. Biz, uluslararası sulardaydık. Bu aralar 'paralel yapı' Mavi Marmara ile ilgili propaganda yapıyor. Müslüman birinin açık denizde yardım götürürken vurulan başka bir Müslüman'ın yanında olması gerekiyor. 'Paralel yapı', o zaman İsrail ne dediyse şimdi aynısını diyor. Bizi İsrail asla uyarmadı."
Suriye'de yapılan zulümlerin boyutunun anlatılamayacak boyutta olduğuna işaret eden Yıldırım, "Suriye'de yaşananlar, Sırpların Bosna'da yaptıklarının belki de 50 katı. İstemeden de olsa dünyada pek çok işkence hikayeleri dinledim ama Suriye zindanlarında yapılan işkencelerin adını koyamayız" ifadesini kullandı.