20 ülkeden 50’nin üzerinde hukukçu ve aktivist istanbul’da bir araya geldi
Dünyanın farklı ülkelerinden 50’nin üzerinden hukukçu ve aktivist Mısır’da yaşanan askeri darbeyi uluslar arası hukuka taşımak ve yeni yol haritaları belirlemek için İHH İnsani Yardım Vakfı’nın ev sahipliğinde İstanbul’da bir araya geldi. ABD, İspanya, Fransa, İsviçre, Güney Afrika, Mısır, Ürdün, Tunus, Pakistan ve Malezya gibi ülkelerden gelen katılımcılar 2 gün boyunca Merter Green Park Otel’de toplantılar düzenleyerek izlenebilecek yolları değerlendirdiler.
Toplantıların açılış konuşmasını yapan İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım Mısır'daki darbe sonrasında yaşanan katliamları uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını belirterek, "Bütün mekanizmaları harekete geçireceğiz. Ortada bir savaş suçlusu var, ortada bir canilik var. Sisi'nin mutlaka yargılanması lazım" diye konuştu.
Yıldırım, uluslararası güçler ile emperyalizmin insan haklarını hiçe sayarak, bölüşüm ve paylaşım hedefiyle hareket ettiklerini ifade ederek, Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevinden uzaklaştırılması sonrası yaşananlara değindi.
Dünyayı bölüşen egemen güçlerin, kendi çıkarlarının dışında olduğunu düşünerek, ihtimallere göre hareket ederek, Mısır'da bazı müdahalelerde bulunduklarını anlatan Yıldırım, "Bulunurken de ne yazık ki sadece kendileri direkt harekete geçmedi. Mısır'da etkisi altına aldıkları orduyu da harekete geçirdi. Ordu acımasızca kadın ile çocukları öldürdü ve yaktı. Bunları dünyanın gözü önünde yaptı. Buldozerlerle insanları sürükledi. Ölülerle yaşayanları buldozerlerle meydanda bir yere götürüp yaktılar" diye konuştu.
İHH'nın bir vicdan hareketi olarak kurulduğunu aktaran Yıldırım, Mısır'daki darbenin ilk gününden itibaren bir heyet kurarak, elde ettikleri bilgileri dünya ve Türkiye ile anlık paylaştılarını dile getirdi.
Yıldırım, İHH olarak bu toplantıları çok önemsediklerini, toplantıdan çıkan fikirlere göre, birtakım kararlar alacaklarını belirterek şöyle konuştu:
"Mısır'la ilgili olarak öncelikle tartıştıktan sonra uluslararası mahkemelere başvuracağız ve bütün mekanizmaları harekete geçireceğiz. Ortada bir savaş suçlusu var, ortada bir canilik var. Sisi'nin mutlaka yargılanması lazım. Şimdi biz burada 'Etkili olarak ne yapabiliriz?' sorusunun cevabını tartışacağız. İnsanların ölümünü engellemek için operasyonel bir karşılık vermek zorundayız. Seçilmişlerin haklarını savunmak için bunu yapmalıyız. Buna engel olamazsak belki yarın bizim yakınlarımızı da aynı şeyi yapacaklar."
Yıldırım, önümüzdeki günlerde kadın ve çocuk ölümlerini önlemek için birçok aktivist ve hukukçuyu Mısır'ın başkenti Kahire'ye götürmek istediklerini kaydetti.
Bülent Yıldırım’ın konuşmasının ardından Mısır'daki darbe öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin video gösterimi yapıldı. Toplantının ilk bölüöünde Mısırlı aktivistler Hanny Eldebeed ile Abobakr Abd El Fatah Mohammed darbedeki hak ihlallerine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'ın yanı sıra Yıldız Önen, Norman Finkelstein, Anouar Garbi, Nadim Khan, Saghir Hussein ile Shabnam Mayet gibi isimler insan hakları konusunda konuşmalar gerçekleştirdi.
Konuşmaların ardından katılımcılar farklı gruplara ayrılarak değişik konu başlıkları altında görüşmeler gerçekleştirdi.
Yapılan görüşmelerin ardından katılımcılar ortak bir hazırladılar. Ortaya çıkan metinde şunlar söylendi:
Darbeye karşı Vicdan Hareketi
Mısır’da 3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen askeri darbeden buyana katliamlarda kadın ve çocukların da içinde bulunduğu 6000’ten fazla sivil öldürülmüş, 25.000’den fazla kişi yaralanmıştır. Demokratik olarak seçilmiş Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin askeri darbe ile alaşağı edilmesiyle başlayan hukuksuz uygulamalar ve insan hakları ihlalleri, oturma eylemlerinin dağıtılması sırasında zirveye çıkmıştır. Gözaltına alınanların sayısı kesin olarak bilinmezken, 38 mahkumun cezaevi aracında katledilmesi hadisesinde olduğu gibi gözaltındaki siyasi tutukluların yoğun biçimde işkence gördüğü ya da ölüm tehdidi altında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu yaşanan hak ihlalleri sırasında Mısır halkı demokratik tepkilerini ortaya koymaya devam etmiş barışçıl gösterileri sürdürmüştür. Cunta yönetimi gösterileri bastırmak için uyguladığı şiddetin dozajını arttırmış saldırılarda cami, kilise ve sivil meskenlerin yakılması gibi ihlaller de yoğun biçimde görülmüştür. Mısır halkının içinde bulunduğu baskılara rağmen, dünyadan tepkilerin cılız kalması cuntayı cesaretlendirmiştir. Özellikle uluslar arası aktörlerin ve kurumların sessizliği, yaşanan trajedinin derinleşmesinde önemli rol oynamıştır.
Bu çerçevede, Mısır’daki durumu hukuk ve insan hakları açısından değerlendirmek, darbe sonrasında yaşananları dünya gündemine taşımak ve olası yeni katliamları önlemek üzere uluslar arası bir toplantı düzenlenmiştir. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın organize ettiği toplantıya dünyanın 22 farklı ülkesinden, 100’ü aşkın hukukçu, insan hakları savunucusu ve sivil toplum örgütü temsilcileri katılmıştır.
Mısırlı aktivist ve hukukçuların da hazır bulunduğu uluslar arası toplantıda katılımcılar gün boyunca Mısır’da yaşanan hak ihlalleri çerçevesinde hem hukuk alanında hem de sivil düzeyde atılabilecek adımları görüştüler.
Sivil toplum temsilcilerinin katıldığı ilk oturumda; sivil düzeyde ortaya konulabilecek faaliyetler, medya alanında yapılabilecek çalışmalar ve duyarlılık arttırıcı düşünceler ortaya konuldu. Mısır halkının içinde bulunduğu koşulların dünya halkları nezdinde daha iyi duyulması, Batılı ülke ve İslam dünyası liderlerinin darbeye karşıtı net tavır alması ve cuntanın uluslar arası desteğinin kesilmesi üzere yapılabilecek eylemler tartışıldı. Bu eylemler çerçevesinde büyük bir uluslar arası network kurularak dünya çapında sivil sesler yükseltilecek. Cuntanın zulmü altındaki halka destek amacıyla Mısır’a uluslar arası aktivistlerden oluşan gruplarca ziyaretler düzenlenmesi de alınan kararlar arasında.
Hukukçulardan oluşan diğer oturum ise Mısır’da yaşanan ihlalleri uluslar arası hukuk mercilerine taşımak üzere yapılabilecek çalışmaları ele aldı. Bu çerçevede cunta liderlerini mahkum etmek, askeri darbeye desteğin önünü kesmek ve hak ihlallerini yargıya taşımak üzere komisyon oluşturuldu. Uluslararası hukukçulardan oluşacak bu komiteler delil toplama ve belgeleme çalışmalarının yanı sıra, Uluslar arası Ceza Mahkemesi başta olmak üzere uluslar arası yargı kurumlarına başvuruya kadar tüm hukuki süreçleri yürütecek. BM İnsan Hakları Konseyi’ni de harekete geçirecek olan hukukçular, Mısır’da darbe sürecinde yaşanan tüm ihlalleri belgelemek üzere geniş bir uluslar arası koalisyon olarak çalışacak.
Cuntanın hukuksuz yere gözaltına aldığı siyasi mahkumları ve sivilleri bulundukları cezaevlerinde ziyaret etmek, durumlarını anlamak ve vekaletlerini alarak hukuk mücadelelerini sürdürmek üzere uluslar arası hukukçular heyetinin önümüzdeki haftalarda Mısır’a gitmesi de kararlaştırıldı.
Mısır halkının gasp edilen hakları karşısında sessizliği bozacak olan bu girişim, tüm dünya halklarının bir Vicdan hareketi olarak faaliyetlerini sürdürecek.