İHH İnsani Yardım Vakfı bünyesindeki İstanbul ilçeleri ve bağlı ilçe temsilciliklerinin katılım sağladığı kurum içi eğitim programlarının ikincisinde “Değişmeyen Başkentimiz: Kudüs” işlendi. Ümraniye İHH Ek Binasında gerçekleştirilen eğitimde 3 ayrı konuşmacı söz aldı.
Programda Prof. Dr. Ahmet Ağırakça; “Kudüs'ün Fethi ve Selahaddin Eyyübi”, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım; “Kudüs Bizim Neyimiz Olur?” ve Dr. Ahmet Emin Dağ da “1917 İngiliz İşgali Sonrası Kudüs” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdi. Katılımcılar, şunları söyledi:
“Kudüs, bu ümmete emanettir”
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça: “Resullah’tan önceki peygamberlerin getirdiği tüm şeriatlar geçerliliğini yitirmiştir. Hükmü kaldırılmıştır. Geçerli tek şeriat olarak kuran ve peygamberinin getirdikleri kalmıştır. Peygamber efendimizin diğer peygamberlere Miraç esnasında kıldırdığı namazla beraber Kudüs emaneti bu ümmete tevdi edilmiştir.”
“Müslümanlar, birbirlerine kenetlenmeli”
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım: “Müslüman değerleriyle yaşayan insan demektir. Bir avuç birbirine kenetlenmiş insan birçok kişinin yapamadığını yapabilir. Tarih bunun şahitliği ile doludur.”
“Kudüs’ün bir ucu Mekke’de diğer ucu İstanbul’da”
Dr. Ahmet Emin Dağ:
“İsra Suresinde çevresi bereketli kılınan yerden hem Kudüs kastediliyor hem de geniş bir halkayı içine alan bir yer kastediliyor. Bunun bir ucunda Mekke, bir tarafında da İstanbul bulunuyor. Kudüs’ten başlayan bu halkanın bir ucu Mekke’de diğer ucu da İstanbul’da olan bir daireyi kapsıyor.
Özelikle 1917’de İngilizlerle başlayan Yahudileştirme süreci üç şekilde devam ediyor:
-Demografik Yahudileştirme: 7 yıl üst üste Kudüs dışında kalan Arapların ikamet iptali, çifte vatandaş olan Arapların ikamet iptali ve başka ülkede ikamet alan bir Kudüslü’nün ikamet iptali.
-Coğrafi Yahudileştirme: Yeni Yahudi mahalleleri inşası ve Kudüs sınırlarının değiştirilmesi.
-Fiziki Yahudileştirme: Birçok vakıf arazisi sahipsiz kabul edilip kamulaştırılması, İslami eserlerde restorasyon yasağı ve yeni Yahudi mabetlerinin yapılması.