Suriyeli mülteciler ile ilgili kriz her geçen gün daha da büyümektedir. Denizlerin kıyısına vuran çocuk cesetleri bu krizin en acı boyutunu göstermektedir. Zulümden kaçan çoğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan Suriyelilere yardım etmek dini, dili ve ırkı ne olursa olsun insanlık görevidir.
Mevsim koşulları nedeniyle son zamanlarda korkunç boyutlara ulaşan tekne batmaları ve denizde boğulma hadiselerinden sonra bazı Suriyeli mülteci aileler şimdi de karadan yürüyerek Avrupa’ya gitmeye çalışmaktadır.
İHH olarak Avrupa’ya gitmeye çalışan Suriyeli mültecilere çağrımız odur ki; deniz yolunu kullanmak yerine karadan yürüyerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışmaları hayatlarının ve özellikle kadın ve çocukların hayatlarının korunması için çok daha doğru bir yöntem olacaktır.
Şu anda Edirne yönüne hareket etmekte olan bin 500’ün üzerindeki Suriyelinin sayısı da her geçen vakit artacaktır. Türkiye’ye çağrımız kapıların açılarak Avrupa’ya geçişlerinin sağlanmasıdır. Mültecilerin iltica etme hakları tüm uluslararası sözleşmeler ve kanunlarca sağlanmakta ve korunmaktadır.
Avrupa ülke yönetimlerine ve Avrupa Birliği’ne çağrımız “mülteci krizi”ni “göçmen krizi” olarak adlandırmakla hukuki ve vicdani sorumluluktan kurtulamazsınız. Kapılarınızı açmak ve insani yardımda bulunmak hukuki sorumluluğunuzdur. İnsan hakları ve hukuk bunu gerektirmektedir. Avrupa halkının ve sivil toplum kuruluşlarının gerekli duyarlılığı göstererek kendi yönetimlerine Aylan bebek acısını tekrar yaşatmamak adına adım atmalarını bekliyoruz.
Son olarak şunu belirtmek isteriz ki İHH olarak Suriye içerisinde, çevre ülkelerde, yollarda ve Avrupa sınırlarında olan Suriyeli mültecilerin temel yaşamsal ihtiyaçları için elimizden gelen tüm çabayı devam ettirmekteyiz. Halkımıza, tüm mülteci aileleri desteklemeleri için çağrı yapıyoruz.