Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans, Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı. Arakan’da yaşanan dramın gösterildiği sinevizyon gösterimi ile devam etti. Daha sonra ise kürsüye Arakan’ı geniş kapsamlı olarak anlatmak üzere İHH Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Arakan Sorumlusu Said Demir çıktı.
“70 yılda 700 binden fazla insan katledildi”
Konuşmasına Arakan’daki krizin siyasi boyutuna değinerek başlayan Said Demir, İHH’nın ilk defa 1996 yılında Merhum Başbakan Necmeddin Erbakan’ın telkinleriyle Kurban Bayramı’nda Arakan’a gittiğini söyledi. Dünyanın 2012’deki krize kadar Arakan’ın ismini bile duymadığını belirten Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Arakan ne yazık ki İslam Ümmetinin unuttuğu bir bölge oldu bugüne kadar. Arakan denilen coğrafyada Müslümanlar çoğunluktayken yapılan işgal ve operasyonlarla Müslümanların Bangladeş’e kaçmasına sebep olundu. Bu şekilde Müslümanlar Arakan’da azınlık durumuna düşürüldüler.
2012 yılına kadar Arakan’dan kimsenin haberi yoktu. Sadece Bangladeş biliyordu orayı. Onun sebebi de oradan sürekli göç almasıydı. 2012 yılındaki krizin dünyaya mal olmasının sebebi de şudur: Budist çeteler, Arakanlılara gözdağı vermek için katliam ve işkence görüntülerini sosyal medyaya yüklediler. Böylelikle orada yaşanan olaylar bu görüntülerle dünyaya yansımış oldu. Söylenene göre 1940’dan 2012’ye kadar- 700 binden fazla insan bu zulümler sebebiyle hayatını kaybetti.”
Naf Nehri, iki İstanbul Boğazı büyüklüğünde
Demir, konuşmasının devamında Ağustos ayında başlayan son krizde insanların katliamdan kurtulmak için iki İstanbul boğazı büyüklüğündeki Naf Nehri’ni derme çatma kayıklarla geçmeye çalıştıklarını anlattı. Her göç esnasında yüzlerce insanın nehirde boğularak hayatını kaybettiğini söyleyen Demir, “Son krizle birlikte 700 binden fazla Arakanlı’nın Bangladeş’e göç ettiğini biliyoruz. Lakin Arakan’da kaç Müslüman katledildi bunun bilgisi kimsede yok. Sadece göç edenlerin anlattıklarından çıkardığımıza göre katledilenler ancak on binlerle ifade edilebiliyor” dedi.
“Türkiye’ye dönüyorum bana ne söylemek istersin?”
2012 yılında İHH’nın Arakan raporunu yazmak üzere bölgeye gittiğini söyleyen Demir, başından geçen bir hadiseyi şu şekilde özetledi:
“Arakan’dan dönerken Arakanlı bir gence ‘Türkiye’ye dönüyorum bana ne söylemek istersin?’ diye sormuştum. O da önce ağlamaya başladı ve sakinleştikten sonra bana şunları söyledi: ‘Peygamber Efendi’miz, ‘Müminler bir vücudun azaları gibidir. Türkiye’den gelen bir Müslüman olarak sen buraya geliyorsun ama vücudun geri kalanı bizi nedense bizi hissetmiyor bile!’”
Programın sonunda Genç İHH Başkanı Fatih Yazıcı tarafından Said Demir’e içine hat sanatının işlendiği bir tablo hediye edildi.