Yasin Onat, 2013
İHH İnsani Yardım Vakfı olarak Yetim Dayanışma Günleri kapsamında bakımını üstlendiğimiz yetimleri sevindirmek ve çeşitli projeleri hayata geçirmek için yolumuz bu kez Afrika’nın en kadim medeniyetlerinden birinden, Etiyopya’dan geçti. Etiyopya, diğer adıyla Habeşistan, Müslümanların Mekke müşriklerinin zulmünden kaçarak hicret ettikleri ülke aynı zamanda.
Bu güzel ülkede de yetim olmak; her coğrafyada ve tüm zaman dilimlerinde hayatın eksik kalmış ve belki de en buruk tarafını temsil ediyor. Etiyopya’daki yetimler de tıpkı diğerleri gibi hayalini kurdukları birçok şeyden mahrum büyüyorlar. Afrika’da pek çok ülkede olduğu gibi burada da aileler çocuklarının eğitimini çok önemsiyor ve bunun için Türkiyeli yardımseverlerden destek bekliyor. İHH olarak yetimlerin eğitim ve bakımlarına destek olmanın yanı sıra onların hem ailelerine hem toplumlarına faydalı kimseler olarak yetişmeleri için çalışmalarımıza her gün yenilerini ekliyoruz.
Kardeşlerimizle buluşuyoruz
Uçağımız gece 01.00’de Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya iniyor. Addis Ababa “yeni çiçek” anlamına geliyormuş. Burada partner kuruluşumuz CDA’dan arkadaşlar bizleri karşılayarak misafir ediyorlar. Sabah CDA’nın merkezinde bir toplantı yapıyoruz. Arkadaşlar bizlere faaliyetleri hakkında bir sunum gerçekleştiriyor. Ağırlıklı olarak yetim çalışması yapan CDA’nın çalışmaları arasında su kuyuları, katarakt, barınma ve mescit imarı da yer alıyor. Sunumun ardından programımızın ilk durağı olan Havas şehrine, oradan da Bale’ye doğru uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Altı kişiden oluşan ekibimizle ilk programımızı gerçekleştireceğimiz stadyuma geliyoruz. Burada yetimlerimizle spor müsabakaları, yöresel oyunlar ve kültürel etkinliklerle dopdolu bir gün geçiriyoruz. Birlikte oyunlar oynayıp, birlikte gülüyoruz. Her yarışma sonrası sevinçlerini ve heyecanlarını bizlerle paylaşan yavrularımızla geçirdiğimiz bu anlar hem bir yetimi mutlu etmenin heyecanını yaşatıyor hem de bundan sonraki çalışmalarımız için bizlere moral oluyor… Çocukların yüzündeki gülümsemenin sıcaklığını tarif edebilecek kelime bulmaksa imkânsız.
Gülümsemeleri umut dolu
Müsabakaların ardından ödüllerin verilmesi için yetimlerimizle birlikte kapalı bir salona gidiyoruz. Burada bizlere Etiyopyalı kadınların hazırlamış olduğu yöresel yemekler, kahveler ve süt ikram ediyorlar. Ödül programı sırasında ekibimizdeki gönüllülerimiz bir yetimin yapmış olduğu resmi yetimimizin eğitimine katkı sağlamak amacıyla satın alıyor. Daha sonra o yetimimizin yakında evleneceğini öğreniyoruz. Bunun üzerine mihmandarımıza yetimimizin mehrini ödemek istediğimizi söylüyoruz. Çok duygulanan yetimimiz bize ve tüm Türkiyeli yardımseverlere teşekkürlerini iletiyor.
İHH olarak Etiyopya’da bakımını üstlendiğimiz 1.292 yetimimize İstanbul’dan getirdiğimiz hediyelerini takdim ederken gözlerinde parıldayan umudu görmekse en büyük ödülümüz oluyor. Tarifsiz duygularla dolu bu güzel programın ardından başka bir bölgeye gitmek üzere yola koyuluyoruz.
Yolculuğumuz esnasında Etiyopya’ya dair fark ettiğimiz ilginç bir şeyse burada insanların gece veya gündüz hep yollarda ve yürür hâlde oluşu. Etiyopya’yı yürüyen insanlar ülkesi olarak tanımlarsak yanlış olmaz. Başkent dâhil birçok bölgede insanlar sürekli hareket hâlindeler. Halkın çoğunluğunun kırsal kesimde yaşadığı Etiyopya’nın değişkenlik gösteren coğrafi, ekonomik ve sosyal yapısı insanların yaşam standartlarını etkiliyor.
Su ile birleşen köyler
Yolculuğumuzun dördüncü gününde Kebira Sheqeta bölgesinde İHH tarafından yaptırılan su kanalının açılışını gerçekleştirmek üzere yola koyuluyoruz. Bölgedeki köylerde su kaynakları yetersiz olduğundan insanlar suya ulaşmak için kilometrelerce yol yürüyormuş. Bundan 15 yıl önce Etiyopya’da yaşanan kuraklık nedeniyle binlerce insan hayatını kaybetmiş. Rehber arkadaşımız geçmişte 10 yıl süreyle hiç yağmur yağmadığını ve bu dönemde çok sayıda yeni doğan bebeğin hayatını kaybettiğini anlatıyor. Bölgedeki köylerde elektrik yok. Geçtiğimiz yol kenarlarında dallardan yapılma, yüzeyi çamurla kaplanmış evler görüyoruz. Şehrin dışındaki bölgelerde evler genelde bu şekilde. Evleri ve bu evlerden oluşan köyleri ise sıra sıra kaktüs ağaçları çevreliyor. Öyle ki, kırsal kesimde yolları kaktüs bitkisi belirliyor. Su kanalına ulaştığımızda civar köylerden gelen çocuklar ilahilerle karşılıyor bizi. Açılışını yaptığımız 50 ton su kapasiteli kanaldan 60.000 insanın istifade edeceğini öğreniyoruz. Bağışçılarımızın katkılarıyla açılan bu kanallar sayesinde insanlar arasında su nedeniyle yaşanan gerginliklerin son bulduğu, dargınlıkların tatlıya bağlandığı anlatılıyor. Kısacası bu kanallar hem yakın hem uzak coğrafyalar arasında kardeşlik köprüleri kuruyor.
Özgüveni olan bir toplum
Etiyopya, tarihte sömürülmemiş tek Afrika ülkesi olması hasebiyle özgüveni yüksek insanların yaşadığı bir ülke. Gittiğimiz birçok bölgede tanıştığımız insanların kendilerinden emin hâlleri dikkatimizi çekiyor. Sıcakkanlı ve rahatlar. İHH’nın Etiyopya’da gerçekleştirdiği faaliyetlerin kendileri ve ülkeleri için öneminden bahseden kardeşlerimiz, iki ülke halkı arasındaki kardeşlik köprüsünü daima ayakta tutmak için çalışmaya devam edeceklerini söylüyorlar.
Yetim gülerse parlak bir ışık yayılır yeryüzüne
Yetimleri sevindirmekten daha güzel bir duygu yoktur herhâlde. Dünyada 165 milyon yetimin olduğu gerçeğini unutmadan onlara dünyamızda yer açmak için çıktığımız yolculuğumuzda onlarca çocuğun heyecanına ortak olduk, onlarla güldük, dertlerine derman olmaya çalıştık… yalnız olmadıklarını hatırlattık. Tüm çocuklar gibi yetim çocukların da yarınlara en iyi şekilde hazırlanabilmeleri için üzerimize düşeni yapmaya ve bunun için de durmaksızın çalışmaya ve tüm dünyanın yetimlerine hizmet etmeye devam edeceğiz…