İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
Hemşire Ayten DEĞİRMENCİ
Afrika Katarakt Projesi'ni ilk duyduğumda hiç düşünmeden katılmaya karar verdim. Bu hemşirelik mesleğinin o ana kadar bana yaşattığı en büyük heyecandı.
20.09.2010

IŞIĞA GİDEN YOLDA SUDAN GÜNLÜĞÜ'NDEN

Afrika Katarakt Projesi'ni ilk duyduğumda hiç düşünmeden katılmaya karar verdim. Bu hemşirelik mesleğinin o ana kadar bana yaşattığı en büyük heyecandı. Ne kadar güzel ve kutsal bir mesleğe sahip olduğumun belki de tam anlamıyla daha gitmeden idrakine varmıştım. Çevremdeki birkaç insan "Afrika'da ne işin var, Avrupa'ya gitsene" dedi. Onlara tek cevabım şu oldu: Hangisinin bize ihtiyacı var sizce?

Rabbimin bana bahşettiği bütün nimetlerin, güzelliklerin, mesleğimin, özellikle de gören gözlerimin şükrü için gitmeliydim.
Televizyonda izlerken beni ağlatan bu insanlara hizmet için gidecektim. Onlar bize ulaşamazdı, bizimse onlara ulaşmamız daha kolaydı. Hele bir de ayağına kadar getirilmiş bir proje varken. Mazluma yardım aşkı ile yanan yüreğim için bu mucize bir fırsattı. Türk hastalarımın hemşiresiydim, Sudan'daki katarakt hastaları için ise Çöl Meleği olacaktım.
Afrika için "Zengin Kıtanın Fakir İnsanı" diye boşuna denmemiş. Oradaki insanların büyük çoğunluğu aç, sefil ve çaresiz. Şüphesiz gözleri görmeyenler iki kat daha çaresiz. Yıllarca sömürülerek ellerinden her şeyi alınıp bağımlı hale getirilmişler. Bu durumu yerinde görmek beni daha çok etkilemişti. İnsanlar için en asil renk siyahken neden bu insanlar hor görülüyor? Yoksa asalet onlara yakıştırılmıyor mu? Bu onların kaderi mi? Hayır! Her insanın olduğu gibi bu insanların da ikinci bir şansa ihtiyacı var ve bu şans onlara verilmeli.

Bizler sağlıklı yaşam adına kilo almamak için az yeme mücadelesi verirken, oradaki insanlar hayatta kalabilmek için açlıkla mücadele ediyorlar. Bu adil olmayan mücadele hep sürecek mi? Orada, "Afrika bir gün kendi kendine yetebilip kıta insanı kendi ayakları üzerinde durabilecek mi?" diye kendi kendime çok sordum. Bizler onlara balık yemeyi öğretmenin yanında balık tutmayı da öğrettiğimiz gün bu sorular cevabını bulacaktır. Rabbim bizleri buna vesile kılsın.

Afrika'ya yıllar önce sömürü için gelen beyaz insanlardan, Türk insanı olarak farklı olmalıydık. Bu farkı doğuran Türk insanının, dil, din, renk ayrımı yapmadan diğer insanları öteki olarak görmemesi, mazlum bilmesi ve mazluma el uzatılması gerektiği bilincini yüreğinde taşımasıdır. Gerçek sevgi içine hiçbir menfaatin karışmadığı sevgidir. İçine çıkar ve beklentinin karıştığı sevgi beyazların zencileri olimpiyatlardan olimpiyatlara sevmesine benzer. İmkânı olup maddi yardımda bulunan, madden gücü yetmeyip dualarıyla destek olan Türk insanı, doktorlar ve biz hemşireler oraya giderek verdiğimiz hizmetle sevgimizin karşılıksız olduğunu gösterdik. Bizim tek amacımız Allah'ın(cc) rızasını kazanmaktı.

Hastaneye gittiğimde umutla bekleyen sayısız katarakt hastasını görünce katarakt ameliyatının onlar için yapılabileceklerin en önemli şeylerden biri olduğunu gördüm. Burası onlar için ışığa kavuşma umudunun ilk ve  son limanıydı belki de. Alıştıkça ve yaptığımız ameliyat sayısı arttıkça yaptığım iş beni tatmin ediyordu. İlk defa ameliyathanede çalışmama rağmen zevkle çalıştım. Zevkle çalışmaktan olsa gerek bir ayın nasıl geçtiğini anlayamadım.

Sağlıklı bir insan için 15 dakika zamandan sayılmazken oradaki bir katarakt hastası (özellikle iki gözü görmeyen) için bu 15 dakika yeniden doğmaktı. Işığa, sevdiklerine, özgürlüğe kavuşmaktı. Ameliyat masasına yatan her hastada karanlığa bir ışık ağacı dikiyorduk. Bu öyle bir ağaçtı ki, ertesi gün meyvesini veriyordu. Tıpkı Hartum'a on saatlik uzaklıktaki Kurdufan Kasabası'ndan gelen 37 yaşındaki Tombala Bakhit Pagon isimli hastada olduğu gibi. Katarakt nedeniyle beş yıl önce sağ gözü, üç yıl önce de sol gözü görmez olmuş. Kendisine dört yaşındaki torunu Hasan yardımcı oluyormuş. Ameliyatın ertesi günü sağ gözü açıldığında belki de O'nun için artık hayal olan görmenin şaşkınlığı hep belleğimde olacak. "Hasan'ımı ve kasabamı görmek istiyorum." dediği zaman benim için sıradan bir olay olan görmenin ne büyük bir nimet olduğunu yeniden anladım. O, Hasan'ını ve kasabasını görecek olmanın sevincini biz ise emeğimizin karşılığını almanın mutluluğunu yaşadık…

Sudan'da olduğumu dışarı çıktığım zaman anlıyordum. Fakat hastane bahçesinde bile kendimi Türkiye'deymişim gibi hissedebiliyordum. Oradaki insanlarla çok az bildiğim İngilizce ve Arapça kelimelerle 2008 Avrupa Şampiyonası'nda bizi gururla temsil eden milli takımımız hakkında yorum yapıyorduk. Türkiye'den, milli takımımızdan övgüyle bahsetmeleri bana gurur veriyordu. Kaldığımız ev ve yemekler evimizi aratmadı. Ameliyathane de Türkiye'deki çalışma ortamları gibiydi. Oradaki her şey çalışanların yabancılık çekmemesi için en güzel şekilde ayarlanmış.

Bu projede hemşirelerin çok şanslı olduğunu söyleyebilirim. Hangi serviste çalışıyor olursa olsunlar öğrenip gidebilirler. Yeter ki istesin insan. İstemek başarmanın yarısıdır. Göz hekimlerimizin diğer branştaki meslektaşlarına göre çok daha şanslı olduklarını düşünüyorum. Her branş için bu şekilde proje olmayabilir. Giden hekimlerimiz bu hizmetin hazzını yaşadılar. Ben de bu hazzı tadan bir kişi olarak göz hekimlerimizin ve hemşire arkadaşlarımın gitmelerini tavsiye ediyorum.
İHH'ya, Dayanışma Vakfı'na, Sağlık Bakanlığı'na, bana bu çalışmayı tavsiye eden arkadaşlarıma, dualarıyla beni yalnız bırakmayan aileme, arkadaşlarıma, ameliyatı öğrenmeme vesile olan hemşire ve doktorlara (Konya Numune Hastanesi Göz Salonu ekibi), bana destek olan başhemşirem ve ekibine, bize Sudan'da ev sahipliği yapan ve yardımcı olan İHH çalışanlarına, ameliyathanedeki Sudanlı ve Türk çalışma ekibime sonsuz teşekkürler…
ALLAH(CC)HEPSİNDEN RAZI OLSUN.

Ayten DEĞİRMENCİ
Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İlgili haberler
Tümünü gör
İHH ve Kuveytli kuruluş Gazze’ye insani yardım gemisi gönderdi
İHH ve Kuveytli kuruluş Gazze’ye insani yardım gemisi gönderdi
İHH İnsani Yardım Vakfı ve Kuveytli kuruluş Kuwait Society for Relief tarafından ortak hazırlanan insani yardım gemisi, Mersin Limanı’ndan Mısır Ariş Limanı’na doğru yola çıktı. Burada Mısır Kızılayı’na teslim edilecek yardım malzemeleri, ardından Gazze’ye ulaştırılacak. Gemide, birçok farklı kalemde 907 tonu aşkın malzeme yer alıyor.
14.04.2024
Özgürlük Filosu için başvurular devam ediyor
Özgürlük Filosu için başvurular devam ediyor
İHH İnsani Yardım Vakfı ve çok sayıda uluslararası sivil toplum kuruluşunun organize ettiği Özgürlük Filosu, Gazze için yola çıkmaya hazırlanıyor. Filoya katılım için başvuru süreci devam ediyor.
04.04.2024
Suriye’deki 60 bin kişiye iftar
Suriye’deki 60 bin kişiye iftar
İHH İnsani Yardım Vakfı, iç savaşın devam ettiği Suriye’de Ramazan ayının ilk 20 gününde 60 bin kişiye iftar verdi.
03.04.2024