İHH İnsani Yardım Vakfı ve Katar merkezli İnsana Merhamet Fazilettir (RAF) yardım kuruluşu, Irak'ın Enbar, Felluce ve Ramadi kentlerinde ordu ve aşiretler arasında çıkan çatışmalardan etkilenen sivil halk için yardım kampanyası başlattı.
RAF'ın başkent Doha'daki genel merkezinde düzenlenen basın toplantısına İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç, RAF Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Salah İbrahim, RAF Uluslararası Program ve Proje Direktörü Casim eş- Şamari, RAF Tanıtım ve Basın Direktörü İbrahim Ali Abdullah, RAF Halkla İlişkiler Müdürü Ali Yusuf el Kuvari katıldı.
İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç, yaklaşık 25 yıl önce Bosna'da başladığı çalışmalarıyla, İHH'nın bugün 130 ülkeye insani yardım yapan, İslam aleminin en geniş alana ulaşan yardım kuruluşu olduğunu söyledi.
İHH'nın yardımlarını din, dil, ırk ayrımı yapmadan dünyanın dört bir yanına ulaştırmak için çabaladığını dile getiren Oruç, yardımlar için kurulan ortaklıkların önemine dikkati çekti ve RAF'a işbirliği için teşekkür etti.
Oruç, saha tecrübelerine dayanarak ileriye dönük tahminlerinin iyi yönde olmadığını, bölgedeki çatışmaların sürmesini öngördüklerini belirterek, "Umarız yanılmışızdır ancak kendimizi daha kötü günler için hazırlamalıyız. Suriye'nin ardından Irak'taki kardeşlerimiz acı çekmeye devam ediyor. Biz Suriye'de olduğu gibi Irak'taki kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Irak her zaman Türkiye ve İHH için farklı bir önem arz etmektedir. An itibariyle Irak'ta yaklaşık 3 bin 500 yetimin bakımını üstleniyoruz. Bu kampanya ile umarız ki Irak'taki kardeşlerimizin acılarını bir nebze dindireceğiz. Türkiye ve Katar bir arada Iraklı kardeşlerimizle olan birlikteliğimizi göstereceğiz. Umarım ki bu insani yardım hareketi, bölgedeki barışa katkıda bulunsun" diye konuştu.
RAF Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim ise Irak ordusu ve aşiretler arasında çıkan çatışmalardan kaçarak yerlerinden olan yaklaşık 17 bin ailenin temel insani yardıma muhtaç olduğunu belirterek, başlatılan kampanya kapsamında bu kişilere ilk aşamada barınma, ısınma, gıda, giyim ve tıbbi malzeme yardımı yapacaklarını söyledi.
İbrahim, 20 milyon Katar Riyali değerinde (yaklaşık 5,5 milyon dolar) yardım yapacaklarını kaydederek, bu yardımın İHH aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını aktardı.
İbrahim ayrıca, İHH'ya Suriye'de yürüttüğü çalışmalarda olduğu gibi Irak için başlattıkları bu kampanyadaki ortaklığı için de teşekkür etti.
İHH’YA “ALGI” OPERASYONU
Toplantı sonrasında İHH'nın Kilis ofisinde yapılan arama ve basında çıkan haberleri değerlendiren İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç, olayın İHH'nın dünya çapındaki güvenilirliğine gölge düşürmeye çalışan bir "algı" operasyonu olduğunu söyledi.
Türk kamoyunun operasyonu Türkiye'de yapılan operasyonların bir parçası olarak okuduğunu ifade eden Oruç, "Türk halkı, bunun Mavi Marmara'dan intikam için yapıldığını, Türkiye'nin İsrail'e yeniden yakınlaşması için yapıldığını biliyor" diye konuştu.
Yurtdışında İHH gibi bir kurum için ilk giden haberlerin geri çevrilmesinin yurtiçindeki kadar kolay olmadığına işaret eden Oruç, şunları kaydetti:
"Bu tür sansasyonel baskınların yapılması ve dünyaya yansıtılması, ortak kuruluşlarla olan ilişkilerimizi olumsuz etkiler diye düşünülür. Bugün burada yaptığımız toplantı şunu da gösterdi. İHH'nın güvenilirliği çok iyi bir noktada. İşte dün operasyon oldu. Bugün burada Katar'daki insanlar İHH'yla birlikte oturup 'Biz biliyoruz ki bunların arkasında başka şeyler vardır. Biz İHH'yla birlikte Irak'a gideceğiz ve kampanyalarımızı yapacağız. Nasıl ki son iki buçuk yıldır Suriye'de beraber çalıştıysak Irak'ta da beraber çalışmaya devam edeceğiz' diyorlar. Türkiye'nin her tarafında İHH'ya yapılan haksızlık protesto ediliyor. İHH'ya destekler sunuluyor. Sanırım bugünkü yapılan basın toplantısı da yurtdışında bu manada İHH'ya yapılan en önemli desteklerden biridir. İHH dün söylendiği gibi ne yapmaya çalışılırsa çalışılsın, ne kadar hedef almaya çalışırlarsa çalışsınlar yapılan herşeyde dünya İHH'nın daha da büyüdüğünü, daha da çok hizmet ettiğini görecek. Biz hedefimizi kaybetmeyeceğiz. Bu çalışmalarımızın içine ne siyasi, ne ticari, ne de dünyevi bir niyet bugüne kadar karıştırmadık, bundan sonra da karıştırmayacağız."