İkinci İntifada, diğer adıyla Aksa İntifadası, 28 Eylül 2000 tarihinde ana muhalefet partisi Likud’un lideri Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’ya yaptığı provokatif ziyaret ve ardından 29 Eylül Cuma günü Başbakan Ehud Barak’ın polis ve asker gücünü Harem-i Şerif’e yığmasıyla başlayan Filistin halkının İsrail’e karşı topyekun başkaldırısıdır. Tankları, uçakları ve savaş gemileri ile tam teçhizatlı bir orduya Filistinli gençler ve çocuklar taş, sopa ve sapanlar ile karşı koymaktaydı. İntifada sırasında İsrail, çok sayıda insan hakları ihlali yapmış ve savaş suçu işlemiştir: asker-sivil ayrımı yapmaksızın aşırı güç kullanımı, kasıtlı öldürmeler ve yaralamalar, sivillerin hareket özgürlüğünün kısıtlanması, sokağa çıkma yasakları, evlerin, mülklerin ve altyapının tahrip edilmesi, eğitim faaliyetlerinin ve sağlık hizmetlerinin engellenmesi, Filistinlilere ait toprakların gaspı, mahsullere zarar verilmesi, yargısız infazlar, gelişigüzel kitlesel gözaltılar ve tutuklamalar, işkence…
İsrail kuvvetleri sivilleri kasten, yollardaki araçları ise gelişigüzel hedef almaktadır. İsrail askerlerinin ve yerleşimcilerin saldırıları sonucunda, Aksa İntifadası’nın başladığı 29 Eylül 2000’den 31 Aralık 2008’e kadar geçen sekiz yılı aşkın süre içinde resmi verilere göre 332’si kadın, 5.569’u erkek toplam 5.901 Filistinli hayatını kaybetmiştir. Aynı süreçte, 35.099 Filistinli İsrail ordusunun gerçek mühimmat, gerçek mermi, gaz ve kötü muamele –dayak, işkence- gibi uygulamalarına maruz kalarak yaralanmıştır.
İntifada’nın ilk günlerinde babasının arkasına sığınan Muhammed Cemal ed-Durre’nin vurulmasının ekranlara yansıyan görüntüsü, İsrail askerlerinin çocukları özellikle hedef aldıklarını açıkça göstermektedirgöstermiştir. Aksa İntifadası’nın başlangıcından Şubat 2008’e kadar toplam 959 çocuk İsrail askerleri tarafından öldürülmüştür. 15 Mart 2001’de el-Halil’deki İbrahimi İlköğretim Okulu’nun Okulu’nda teneffüste bahçede oyun oynayan öğrencilerinin üzerlerine üzerlerine açılan ateş sonucunda İsrail askerleri tarafından ateş açılarak 6 öğrenci ciddi şekilde yaralanmış, Nisan 2003’te Batı Şeria’nın Cenin kenti yakınlarındaki okula yönelik bombalı saldırıda 29 Filistinli çocuk yaralanmıştır. Bu saldırılar, İsrail’in sivil kurumlara ve çocuklara yönelik ihlallerinin boyutunu gösteren birçok olaydan sadece bir kaçıdır.
Diğer yandan Filistinli çocuklar, tıpkı yetişkinler gibi tutuklanmakta ve çeşitli işkencelere maruz kalmaktadırlar. Aksa İntifadası’nın başlangıcından beri 6.000’den fazla çocuk işgalci İsrail güçleri tarafından gözaltına alınmıştır. Şubat 2009 itibariyle 423 çocuk hala İsrail işgal kuvveti tarafından tutuklu bulunmakta; bunlar arasında 13 çocuk mahkeme kararı olmadan alıkonulmaktadır. Çocukların tutuklamalarda ve sorgulamalarda oldukça kötü muamelelere maruz kaldıkları çeşitli insan hakları raporları ile de doğrulanmıştır.
Esirler Bakanlığı’nın 2007 yılı raporuna göre, Aksa İntifadası’nın başladığı günlerde tutuklu sayısı 543 iken sonraki yedi yılda 680’i kadın ve 6.800’ü çocuk toplam 62.000 Filistinli tutuklanmıştır. Eylül 2007 itibariyle 30 farklı İsrail hapishanesinde 108’i kadın ve 320’si çocuk 11.600 Filistinli tutuklu bulunmaktadır. Esirler Bakanlığı’nın 2007 yılı raporunda ise Aksa İntifadası’ndan sonra İsrail hapishanelerinde hayatını kaybedenlerin sayısının 70 olduğu belirtilmekte; son yedi yılda bunlardan 3’ünün ağır işkenceyle, 15’inin tıbbi ihmal yüzünden ve 52’sinin kasıtlı olarak öldürüldüğü vurgulanmaktadır.
Ancak bu denli geniş çaplı ihlaller nedeniyle insanlığın ortak bir meselesi olması gereken Filistin meselesi, bugün sadece bir Ortadoğu meselesi ya da Filistin ile İsrail arasındaki bir mesele olarak lanse edilmeye çalışılmaktadır. İsrail’dekiler İsrail merkezli kuruluşlar de dahil olmak üzere farklı uluslararası ve ulusal insan hakları örgütlerinin hazırlamış olduğu raporlar, Filistin’de yaşanan vahşet ve soykırımın boyutlarını ortaya koymaktadır.