Eyüp Tuncer
Çeçenistan’daki savaş sona ermek şöyle dursun, giderek tüm Kafkasya’ya yayılıyor. Kamuoyunun gündeminde son olaylarla yer bulan Nalçık, yaklaşık bir senedir “Omonlar” adı verilen Rus birliklerinin baskısı altındaydı. Çeçen direnişine destek verildiği duyumlarından kaynaklanan baskılar; şehirdeki camilerin kapatılması ve imamlardan namaz kılan kişilerin listesinin istenmesinden, köy baskınlarına kadar uzanmaktaydı. Çeçen direnişçilerin kontrolündeki Kafkas Cephesi Birlikleri tarafından karakol ve hükümet binalarına düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden yaklaşık 90 militanın çoğunu Kabardey gençler oluşturuyor.
Rusya’nın başta Çeçenistan olmak üzere tüm Kuzey Kafkasya’da artan baskılarına şahit olan ve adı yolsuzluklarla anılan Rus yanlısı yönetime güvenmeyen Kabardey gençler, geleneksel direniş kültürünün etkisiyle Rusya’ya karşı silaha sarıldılar. Çeçenistan Savaşı’yla birlikte başlayan bu süreçte, gençler arasında dini bilinç de hızla yayıldı. Öte yandan Kabardey Balkar’da yaşam standartları son derece düşük ve işsizlik had safhada.
Direnişçi Çeçen hükümeti tarafından başbakan yardımcısı olarak atanan ve Londra’da bulunan Ahmet Zakayev, saldırıları “savaş koşullarında gerçekleştirilen meşru bir operasyon” olarak nitelendirdi ve olanların sorumlusunun, Çeçen tarafın tüm barış girişimlerini görmezden gelerek savaşı tüm Kafkasya’ya yaymaya çabalayan Rus Hükümeti olduğunu belirtti. Zakayev’in meşru operasyon nitelendirmesine şiddetli tepki gösteren çevreler, Rusya’nın sorumluluğunu vurgulama konusunda hassasiyet göstermekten uzaklar.
Rusya, olayların ardından her zamanki tepkisini veriyor. Nalçık’taki güvenlik güçlerinin sayısı arttırılıyor, hazırlanan listelerin de yardımıyla aramalar yapılıyor. Karakollardan gelen haberler, bu kişilere işkence yapıldığını ortaya koyuyor.
Bu saldırılar, Çeçenistan üzerindeki kontrolünü bir türlü sağlayamayan Rusya’nın Kuzey Kafkasya’nın kontrolünü giderek kaybettiğinin kanıtı. Direnişçi cephe ise bu saldırının son olmayacağını açıkça söylüyor. Rusya’nın şiddetini görmezden gelerek tüm okları direnişçilere çeviren dünya kamuoyu, Kuzey Kafkasya’da barış için henüz harekete geçeceğe benzemiyor.