İHH İnsani Yardım Vakfı Ortadoğu Koordinatör Yardımcısı Hamza Dinçer ve ekibi 3 gün süren yardım kapsamında Başkent Beyrut, Trablus, Baalbek ve Sur kentlerindeki mülteci kamplarında yardım organizasyonları gerçekleştirdi.
[videoGaleri-332]
İHH ekibi, Beyrut’taki Burc el - Baracine Kampı, Trablus’taki Beddavi Kampı, Baalbek’teki Celil Kampı ve Sur kentindeki Reşidiye Kamplarındaki yüzlerce Suriyeli ve Filistinli sığınmacıya temel gıda malzemeleri pakedi, battaniye, sünger yatak ve yakıt çeki dağıttı. İHH ekibi ayrıca yeni gelen mültecilere nakdi yardımda da bulundu. İHH, 1100 aileye çeşitli yardımlar yaptı.
[videoGaleri-333]
İHH Ortadoğu Koordinatör Yardımcısı Hamza Dinçer, İslam ülkelerine çağrıda bulunarak özellikle Suriyelilere yönelik yardımların artırılması gerektiğini söyledi.
Dinçer; kamplardaki fiziki durumu şöyle anlattı:
"Kamplarda mülteciler gayri insani bir ortamda yaşıyor. Küçücük alanlarda 15-20 kişinin yaşadığını gördük. Şartlar gerçekten oldukça zor. Daracık sokakları olan boğucu bir yaşam alanları olan mülteciler iç içe yaşamak zorunda bırakılmış. Mülteci aileler özel ve günlük yaşam şartları olmayan yapılarda yaşıyorlar. Örneğin Burc el - Baracine Kampı'nda evlerde tamir ve tadilata bile izin verilmiyor. Ev içi ihtiyaçları, naylon çadırlar, beton damlar için malzemeler almak ve kamplara getirmek yasak. Örneğin evinizin sacı delindi, değiştirmezsiniz, çünkü yasak. Sahil kesiminde yaşayan mülteciler barındıkları evleri tamir ederlerse yetkililer müdahale ediyor. Kampların tamamının altyapıları yetersiz. Güneşin girmediği daracık sokaklarda evler birbiriyle birleşmiş halde. Çocukların eğitimleri de bu kamplardaki derme çatma okullarda veriliyor. Yüksek öğrenimle ilgili en büyük sorun ailelerin eğitim masraflarına güçlerinin yetmemesi. Uygun koşullar olmamasından dolayı temizlik sorunları da pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Lübnan’da sağlık hizmetleri çok pahalı ve mültecilerin kamplarındaki sağlık hizmetleri de yetersiz. Lübnan hükümeti bu konuda çok duyarsız. Kamplarda kalanlar arasında işsizlik çok yaygın. Lübnan kanunları mültecilerin çalışmasını 65 farklı meslek grubunda yasaklamış. Yüksek okul mezunlarının çalışmaları da yasak"
Lübnan'daki mülteci kampları
Bu arada Lübnan’da 1948’den bu yana çeşitli zamanlarda kurulmuş 12 büyük mülteci kampı bulunuyor. El- Bared, El Beddavi, Dbayi, Burc el – Baracine, Şatilla, Marliyas, Ayn El Helve, El Miyye, El Raşidiye, El Burc El Şimal, El Bas, El Celil kamplarının yanı sıra çeşitli zamanlarda artan mülteciler için pek çok küçük kamplar ve geçici yerleşim yerleri de açılmış durumda.
[videoGaleri-342]
1948’de işgalci İsrail güçlerinin Filistin'i işgal etmesi sonrası yurtlarından çıkarılan Filistin halkının bir bölümü Lübnan'a sığındı. Yıllar içinde sayıları artan kamplarda en zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalıştılar. Bölgedeki hemen hemen tüm krizlerden doğrudan etkilenen on binlerce insan Lübnan’da kendilerine gelecek aradı. 60-70 yıllık mülteci sorunu ilk günkü dramıyla sürüyor. Filistinli mülteciler sorunu her zaman bu bölgede çözülmesi gereken bir sorun olarak duracak gibi gözüküyor.
Lübnan’daki kampların en bilinenleri hiç şüphesiz Sabra ve Şatilla kampları. İsrail-Hristiyan Falanjistleri ittifakıyla katledilen Filistinlilerle anılıyor bu kamp.
Lübnan içindeki mültecilerin % 90’ından fazlası Filistin asıllı. Bu arada Suriye’deki savaşla birlikte her gün gelen yeni Suriyeli mülteciler Lübnan’daki çeşitli kamplara dağıtılıyorlar. Suriye’den gelen Filistinli kökenli mülteciler ise daha çok Filistinlilerin yaşadığı kampları tercih ediyor. Şam’da Baas ordusunun Filistinli mültecilerin kaldığı Yermük Kampı’nı bombardımanı sonrası buraya gelişler iyice artmış durumda.
Lübnan’daki mülteciler devletinin sınırlandırdığı alanlarda yaşamak ve çalışmak zorunda bırakılıyor. Mültecilere vatandaşlık ve mülk sahibi olma hakkı tanınmıyor. Mültecilerin 65 meslekte ve alanda çalışmasını yasaklamış durumda. Örneğin bir mülteci bir belediyede görev alamıyor yada bir mühendis yada doktorsa mesleğini yapamıyor. Mesleklerini sadece yaşadıkları kamp içinde icra edebiliyorlar. Bu engellerden dolayı ev kiralarını bile ödeme zorluğu çekenlerin geçim ve barınma sorunları arttıkça artıyor.
Ülkeye, Suriye'den gelen mültecilerin toplam sayısı 350 bini aşmaya başladı. İHH ile birlikte Lübnan'daki mültecilere yardımlar ulaştıran Gavs, Lübnan İnsani Yardım Vakfı'nın Başkanı Talal Hüseyin Mustafa, Lübnan devletine eleştiriler yöneltiyor.
Gavs Başkanı Lübnan'ın Esed yanlısı tutumuna tepkisini şöyle ifade ediyor:
"Lübnan hükümetinin Esed yanlısı olması işleri daha da zorlaştırıyor. Bırakınız kolaylaştırmayı her anlamda durumu zorlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Düşününüz katliamdan kaçıp buraya sığınan Filistinli kardeşlerimizden iki tanesi vefat etti. Bunları defnetmek için yer dahi bulamıyoruz, kabirlerde kabul etmiyorlar. Çok yüksek maliyette mezarlar satılıyor. Bu işin sadece bir tarafı. Öte yandan üst üste yığılmış durumda mülteci kamplarında yaşamaya çalışanlar var. Anlatmakla bitmeyecek kadar sıkıntı bulunuyor."
İHH İnsani Yardım Vakfı ile birlikte yaptıkları çalışmaları anlatan Talal Mustafa, "Mülteci kamplarında ciddi sıkıntılarla yaşam savaşı veren Filistinlilere yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bunların eğitim, barınma, sağlık, kalkındırma ve hukuk gibi alanlarda yanlarında resmi makamları bulmak çok zor. Buna karşın Gavs İnsani Kalkındırma Teşkilatı olarak İHH ile birlikte pek çok yardım faaliyeti gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.