İsrail askerlerinin 31 Mayıs 2010 tarihinde Mavi Marmara gemisine düzenlediği kanlı saldırıyı anlatarak konuşmasına başlayan Avukat Ramazan Arıtürk, şu noktalara dikkat çekti: “İsrail’in tayin etmiş olduğu ve ‘tarafsızlığı’ tartışmalı ‘TURKEL Komisyonu’ tarafından hazırlanan rapor, objektiflikten uzaktır ve tek taraflı bir bakış açısıyla işlenen suçu örtbas etmek üzere hazırlanmıştır. Raporda sunulan sonuçlar realiteyi yansıtmaktan uzaktır ve tarafımızca kabulü mümkün değildir. İsrail bu rapor ile gerçeğin gün yüzüne çıkmasına engel olmaya çalışmaktadır. Bu çaba o kadar belirgindir ki şu ana dek İsrail yetkilileri bu olay ile ilgili delil niteliği de taşıyan gazetecilerin fotoğraf ve video kayıtları gibi özel eşyalarını, sahiplerine ya da dava ile ilgili taraflara ulaştırmamıştır. İsrail bu hareketiyle açıkça delilleri saklama çabası içinde olduğunu göstermiştir. “
BM’ye Libya hatırlatması
Cenevre'de avukat Ramazan Arıtürk’ün üzerinde durduğu diğer bir önemli husus ise BM Güvenlik Konseyi’nin 2 Mart 2011 tarihinde Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcılığı'na soruşturma açılması talebinde bulunmasıdır. BM Güvenlik Konseyi'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilettiği soruşturma talebinin akabinde UCM Başsavcısı bu talebi kabul etmiş; Libya'daki olaylar üzerine, 15 Şubat 2011 tarihinden itibaren işlendiği iddia edilen savaş, insanlık ve soykırım suçlarına yönelik soruşturma başladı.
Ramazan Arıtürk, BM’nin Libya'daki olaylarla ilgili gösterdiği tutumun aynısını 14 Ekim 2010 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcılığı'na İsrail aleyhine yapılmış olan suç duyurusunda da sergilemesini talep etti. Hatırlanacağı üzere Gazze Filosu Mağdurları adına yapılan başvuruda İsrail silahlı kuvvetlerinin Cenevre Konvansiyonu'nu ihlal ettiği ve savaş suçları işlediği belirtilmekteydi.
İsrail’e mahkemede yargılan çağrısı
Ayrıca Arıtürk, İnsan Hakları Konseyi'ne hitaben yaptığı konuşmasında, İsrailli yetkilileri, haklı olduklarından eminlerse Gazze İnsani Yardım Filosuna yönelik yapılan saldırı ile ilgili olarak Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer uluslararası örgütlerde tüm yargı süreçlerini işletmeye davet etti.
Arıtürk, “Tarafsız çalışan ulusal ve uluslararası yargı organlarının her birinin Gazze Filosu Mağdurlarının haklılığını teyit edeceğine olan güvenimiz tamdır. İnsan hak ve hürriyetlerini korumak ve yaygınlaştırmak ile görevli BM İnsan Hakları Konseyi herkesçe bilinen Gazze’de hâlihazırdaki durumun uluslararası adaletten ne kadar uzak ve kabul edilemez olduğunu görmeli ve bu durumun düzeltilmesi için elindeki bütün yetkileri kullanmalıdır. Ümit ediyoruz ki Libya’ya karşı gösterilen hassasiyet mazlum ve mağdur Gazze Filosu gönüllülerine de gösterilir” şeklinde konuştu.