Basın açıklamasının tam metni:
[videoGaleri-345]
GAZZE'DEKİ ABLUKA KALKMALI VE SUÇLULAR CEZALANDIRILMALIDIR
Filistin ve Kudüs davasının bir parçası olan Mavi Marmara, insanlığın yardımını ve insanlığın vicdanını taşıyordu. İsrail, insanlık onurunun sembolüne saldırmıştır.
Mavi Marmara Şehitlerinin yakınları olarak, İsrail’in özrünün ardından gelişen süreçte; Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'nun yola çıkış amaçları görmezden gelinerek, tazminat meselesi üzerine, Türkiye ve dünya medyasında yapılan tartışmaları üzüntüyle karşılamaktayız. 2 Nisan 2013 tarihinde Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun daveti ve ev sahipliğinde Sayın Bakan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile bir araya geldiğimiz yemekte süreçten hükümet tarafından ilk kez resmi olarak haberdar edilip muhatap olduğumuzu belirtmeliyiz. Bu toplantıda bizlerin tazminatla ilgili görüşülmesi rahatsızlığımızı bildirmemize rağmen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başkanlığındaki heyetin apar topar bu görüşmeleri planlaması, süreç hakkında rahatsız edici beyanatlarda bulunulması, davalardan vazgeçileceği hakkındaki beyanatların tamamı bizim dışımızda olup karşı olduğumuz rahatsız edici ifadelerdir. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bu sürece olumlu bir katkı sağlayacağını düşünmüyoruz.
[videoGaleri-345]
Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda evladını, babasını, kardeşini, eşini kaybeden bizler, saldırının üzerinden geçen 3 seneden sonra, Netanyahu’nun Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan telefonda özür dilemesinin ardından, şehit yakınları olarak adımıza rakamlar ortaya atılarak hesaplar yapıldığını ve tazminat meselesinin kamuoyunun gündemine oturduğunu görmekteyiz. Bu noktada, tartışmalar içinde geçen, özrün kabulünün ve ilişkilerde iyileşmenin tazminat şartına bağlandığı ve bu tazminat karşılığında tüm davaların geri çekileceği ve sonlandırılacağı şeklindeki yaklaşımlara cevap verme zarureti doğmuştur.
Mavi Marmara’ da şehit verdiğimiz yakınlarımız Filistin davası için bugüne kadar mücadele eden ve bedel ödeyen binlerce Müslüman ile aynı amaçla yola çıkmıştı. Onlar, BM raporları ve uluslararası hukuk normlarında haksızlığı kesin bir şekilde kabul edilmiş olan ölümcül abluka nedeniyle gıdaya, ilaca, oyuncağa muhtaç mazlum mağdur Filistinlilere yardım götürmek, çocuklara park yapmak Gazzeli kardeşlerimizle kucaklaşmak amacındaydı. Bazısı kendisi de yetim büyümüş olan yakınlarımız yetim çocukları sevindireceklerdi. Dünyanın dört bir yanından insanlığın yardımı ile beraber sevgisini ve vicdanını da Gazze’ye taşıyorlardı. Ancak İsrail askerleri Mavi Marmara gemisine yaptıkları saldırı ile insanlık tarihine bir vahşet daha eklediler. İnsani yardım gönüllüsü olan silahsız ve savunmasız yakınlarımızın üzerine, saatlerce ve pervasızca kurşun yağdırdılar. Yaralı durumda olanlara yakın mesafeden ateş ederek kasten ve taammüden onları şehit ettiler. Mavi Marmara gemisinde vahşeti canlı yayında seyredilen bir katliam yaşandı. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların özrü olmaz. Devletler arasında uluslararası hukuk teamülleri gereği yapılan görüşmeler bizlerin hukuk mücadelesine etki edemez. Dolayısıyla İsrailli komutanlar hakkında devam eden ceza davamız ve tüm diğer hukuki süreçlerden özür ve tazminat karşılığında vazgeçeceğimiz iddiasını, bizlere yapılmış bir hakaret olarak görmekteyiz.
İsrail neredeyse 70 yıldır Nazilere tek tek takip ederek hesap sormaktadır. İşlemiş oldukları suçlar nedeniyle ödedikleri tazminatın yüksekliği bir yana halen bulunan her Nazi 90 yaşında bile olsa İsrail tarafından yargılanıp cezalandırılırken ve bunu son Nazi’ye kadar sürdüren İsrail'in kendi katliam ve suçunu hemen kapatıp hızlı bir şekilde bu sorumluluktan kaçmaya çalıştığını anlıyoruz. Kaldı ki, bölgede İsrail’ in zulmünün devam ettiğini, Gazze’nin İsrail askerlerinin kuşatması ve her daim müdahalesi altında olduğunu, Kudüs’ün asli kimliğinin değiştirilmeye çalışıldığını, kısacası Filistin’de kardeşlerimizin her geçen gün daha da büyük acılar çektiğini görmekteyiz. Dolayısıyla, Filistinli kardeşlerimiz üzerindeki abluka kaldırılmamış ve Filistin topraklarında mağdur edilen insanların haklarının iadesi için hiçbir adım atılmamışken, İsrail ile tazminat görüşmesi yapılmasını şehitlerimize yapılmış bir saygısızlık olarak görmekteyiz.
Mavi Marmara insanlık onurunun bir sembolüdür. Filistin halkı da en az diğer halklar kadar yardıma muhtaç olmadan özgürce seyahat ederek onurlu bir yaşamı hak eder. Dolayısıyla Mavi Marmara’yı, Filistin ve Kudüs davasının bir parçası ve şehitlerimizin emaneti olarak gördüğümüzü ve bu davanın, hayatımız boyunca yılmaz savunucusu olarak mücadelemizi sürdüreceğimizi, İsrailli asker ya da sivil sorumluların cezalandırılmasını talep eden davalarımız dâhil olmak üzere hiçbir davamızdan vazgeçmeyeceğimizi de kamuoyuna duyururuz.
Sonuç olarak;
1. Gazze’ye uygulanan ambargo ve abluka kalkmalıdır.
2. Davalarımızın hiçbirisinden vazgeçmemiz söz konusu olmayıp, suçlular cezalandırılmalıdır.
3. Abluka kalkmadan tazminat vesaire hiçbir hususun İsrail ile müzakere dahi edilmemesi gerekir.
MAVİ MARMARA ŞEHİT AİLELERİ ADINA;
SANİYE BENGİ
NİMET AKYÜZ
BAHTİYAR MUSTAFA ÖZORAN (SONGÜR AİLESİ)
DERYA KILIÇLAR
ÇİĞDEM TOPÇUOĞLU
GÜLER YALDIZ
AHMET DOĞAN
İSMAİL BİLGEN
MEHMET YILDIRIM