İHH İnsani Yardım Vakfı, ‘’Mahallene ve Okuluna Sahip Çık! Uyuşturucuya Hayır!’’ başlığı altında Türkiye’de son 4 yılda hızla yayılan uyuşturucu ve madde bağımlılığı sorununa dikkat çekmek, sivil toplum ve kamu kurumları işbirliğinin arttırılması ve toplumda duyarlılık bilincinin geliştirilmesini hedefleyen bir dizi konferans serilerine başladı.
İHH, Türkiye’nin uyuşturucu bağımlılığı ve suç oranının yüksek olduğu 47 şehrin 31’inde konferanslar düzenleyerek uyuşturucu sorunu ve madde bağımlılığı ile alakalı farkındalık oluşturmak ve bunlarla mücadele için bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. Ayrıca konferansların gerçekleştirileceği illerde uyuşturucu ile mücadeleye dikkat çekmek amacıyla el broşürleri dağıtılıyor.
Konferanslar; illerdeki il sağlık müdürlükleri, akademisyenler, üniversiteler, gazeteciler, belediyeler ve ilgili tüm kurumlarla koordineli olarak gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda 7’nci konferans Sakarya’da gerçekleştirildi. Konferans, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğünün desteğiyle Serdivan Erol Olçok Anadolu Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlendi.
İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay, Türkiye'de uyuşturucu maddeyle tanışma ve bunu kullanma yaşının 12 - 17 yaş aralığına kadar düştüğünü söyledi. Bunun nedeninin uyuşturucunun çok ucuza satılması olduğunu belirten Osman Atalay, Türkiye'de en çok kullanılan uyuşturuculardan ilk sırada kimyasallar olduğuna dikkati çekti.
Yetişkinler ve çocukların ortak bir bağımlılıkta buluştuğu nokta olduğunu dile getiren Atalay, "O da teknoloji bağımlılığı. Türkiye'de 71 milyon mobil kullanıcı var. 2017 yılında yapılan bir ankete göre, ortalama bir Türk vatandaşı günde 4 saatini televizyona bağımlı olarak, 2 saat 59 dakika ise cep telefonuna bağımlı olarak yaşıyor. Yani teknoloji bağımlılığı da bizim çok önemli bir problemimiz haline geldi" şeklinde konuştu.
"Problemin çözümü aile ve okulda"
Atalay, çocukların karakterinin, kişiliğinin ve öz güveninin aileyle okulda geliştiğini, dolayısıyla da bağımlılıkla mücadelede iki toplumsal kurumun etkili olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
"Çocuk, çocukluğunu da ergenliğini de yetişkinliğini de okulda yaşıyor. Ailenin 5 yaşına kadar çocuk üzerinde bir etkisi var ama 5 yaşından sonra çocuğun en büyük sosyal topluluğu çevresi okul oluyor. Bu noktada okulu ve öğretmenleri çok önemli görüyorum. Okullarımızın kalitesini yükseltmek öğretmenlerimizin de yaşam standartlarını yükseltmek birinci görevimiz olmalı diye düşünüyorum."
Atalay, madde bağımlılarının tedavilerinin ardından daha zor bir süreç yaşadıklarını değinerek, Batı'da ve Türkiye'de tedavi gören madde bağımlılarının yüzde 90'ının bir ya da iki yıl sonra tekrar maddeye geri başladığını aktardı.Merkezlerde tedavi olan bir genci muhakkak kamu ya da özel bir kurumda işle meşgul etmek zorunda olunduğunu kaydeden Atalay, "Yoksa bu yatırımlar, tedaviler, enerjiler boşa gitmiş olacak diye düşünüyorum” dedi.