Türkiye – Suriye sınırına yakın alanlarda kurulan 22 kampta, yaklaşık 200 bin kişi yaşam mücadelesi veriyor. Bu insanlar ne evlerine dönebiliyor ne de kendilerine başka güvenli yer bulabiliyor.
Suriye içerisinde kurulan kamplar birçok sıkıntıyı içerisinde barındırırken Türkiye içerisinde kurulan kamplar birçok açıdan daha temiz ve sistemli.
Atme mülteci kampına sığınanların sayısı artmaya devam ediyor
Türkiye’nin Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısına 15 kilometre uzaklıkta kurulan Atme mülteci kampı bunlardan sadece birisi. Savaşın başladığı ilk günlerde bombardımandan kaçan Suriyeliler, Atme bölgesindeki zeytin ağaçlarının altına sığınarak orada yaşamaya başlamışlar. İlerleyen dönemlerde de ne ileri gidebilmişler ne de geri dönebilmişler. Bir anda zeytin ağaçlarının altı onların evleri olmuş ve zaman içerisinde bölge kamp alanına dönüşmüş. Atme Mülteci Kampına sığınanların sayısı bugün itibari ile 30 bini aşarken bu sayısı çevre şehirlerde yaşanan varil bombalı saldırıların yoğunlaşması ile daha da artmaya devam ediyor.
Kampta yaşayanlar tüm ihtiyaçlarını tamamen dışarıdan gelen yardımlar ile karşılayabiliyorlar. Maddi durumu biraz iyi olanlar kendilerine kerpiçten odalar yaparken, kötü olanlar kendilerine dağıtılan çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kamplarda elektrik, su, temizlik ve gıda ihtiyaçları büyük sıkıntı oluşturmuş durumda. Kamp içerisinde imkânı olanlar ufak tezgâhlar kurarak meyve, tatlı, giysi gibi şeyler satarak geçinmeye çalışıyor. Tabi bu satılan ürünlerin alıcıları ise oldukça sınırlı.
Suriye’de yaşanan savaşta her zaman olduğu gibi en büyük darbeyi yine kadın ve çocuklar aldı. Evlerini terk ederek kamplarda yaşamaya mecbur kalan çocuklar, savaş psikolojisinden bir türlü kurtulamıyor.
Çocukların mutlu olabilmesi, savaş psikolojisinden kurtulabilmeleri için yapabilecekleri tek şey, Atme Mülteci Kampına kurulan çocuk oyun alanında ya da kampın yanındaki boş arazide oyun oynamak. Ancak bunlar bile çocukların psikolojilerinin düzelmesine yetmeyebiliyor. Gözlerini savaş ile açan çocukların gelecekte nasıl bir ruh halinde olacaklarını kimse kestiremiyor.
Kamplarda yaşayan kadınların durumu ise daha vahim. Çünkü onlar hem kendilerini hem de çocuklarını düşünmek zorunda. Çocuklarına hiçbir şey hissettirmemek için mücadele veren kadınlar, aileleri için güçlü olmak zorunda. Kamplarda yapılan dağıtımlarda kendi paylarına sadece bir parça giysi düşse bile kendilerini mutlu hisseden kadınlar tüm zorluklalara rağmen hayata tutunmaya çalışıyor.
Gönüllü öğretmenler çocuklara destek oluyor
Atme Mülteci Kampında yaklaşık 10 bin çocuk bulunuyor. Bunların bazıları eğitimlerini aksatmamak için kamplarda kurulan eğitim çadırlarında gönüllü öğretmenler aracılığı ile derslerine devam ediyor.
Çocuklar yaş aralıklarına göre ayrılırken ilkokul seviyesinden lise seviyesine kadar çocuklara dersler veriliyor. Çocuklara ders veren öğretmenler tamamen gönüllü olarak bu işi yaparken ellerinden geldiği kadar çocukların psikolojik durumlarıyla da ilgilenmeye çalışıyor.