Türkiye'nin barınak, yakacak, gıda ve kıyafet yardımı için seferber olduğu Suriyeliler için bu kez minik yürekler, soğuğun üşüttüğü kardeşleri için atkı, bere, yelek, kazak ördü.
Onların paraları yoktu ama küçücük bedenlerinde taşıdıkları sevgi dolu kocaman kalpleri vardı. Televizyonda gördükleri soğuktan üşüyen Suriyeli çocuklara üzülen Polatlı Poyraz Köyü Ortaokulu öğrencileri, öğretmenleri ve anneleriyle birlikte yaklaşık iki ay süren örgü kampanyası başlattı.
Kızlı erkekli 50 öğrenci, 0-7 yaşlarındaki Suriyeli çocuklara kışlık giysi örmek için önce büyüklerinden nasıl örgü örüleceğini öğrendi, ardından beden ve müzik dersleriyle teneffüs aralarında ellerinden iplerle şişleri eksik etmedi.
Çocuklarının bu takdire şayan gayretlerini gören annelerin de destek vermesiyle yüzlerce kışlık kıyafet kısa sürede hazır edildi.
İnsanlığa örnek olacak bu kampanyanın başladığı köy okulunun kahramanları, amaçlarını anlattı.
"Erkeklerin örmesi o kadar da zor değil"
7. sınıf öğrencisi Talha Gülenay, Suriyeli çocukların acılarını bir nebze de olsa anlamak ve onlara yardım etmek amacıyla ördüklerini söyleyerek, "Hepimiz bu ördüklerimizin onları ısıtmasını diliyoruz. İnşallah savaş biter, onlar da gurbetlerinden vazgeçerler, vatan topraklarına dönebilirler" dedi.
"Örerken Suriyeli kardeşlerimizin acılarını dindirmeyi düşündüm" diyen Gülenay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erkeklerin örmesi o kadar da zor bir iş değil. Onlar bizim kardeşlerimiz, onlar da Müslüman. Bir gün bizim başımıza da bu gibi durumlar gelirse, bizde de savaş olursa bizim de sığınacak bir kapımızın olduğunu düşünerek örüyoruz. Bu duyguyla örmek çok zevkli ve gururlu."
Ördüklerinin üzerine bir de mektup yazan ve yazdığı mektubu okurken duygulanan Emel Mızrak da gözyaşlarını tutamayarak, "Onların yerinde olmak istemezdim keşke onlar da burada olsalar" temennisinde bulundu. Mızrak, televizyonda Suriyeli çocukları görünce çok üzüldüğünü, "Hepsi yanımda olsa onlar ne isterse yapardım" sözleriyle dile getirdi.
"Parasal katkımız belki olmadı ama emeğimiz, göz nurumuz oldu"
Sosyal Bilgiler öğretmeni Nuran Bulut, derslerde hem geçmişi ve hem bugünü anlattığını belirterek, bu olaya duyarsız kalmamak için öğrencilerle konuştuğunda onların da çok duygulandıklarını söyledi.
Öğrencilerin bütün boş vakitlerini örgüyle doldurduğunu hatta futbol oynamayı bile bıraktıklarını anlatan Bulut, "Bizi çok mutlu ettiler duyarlı öğrencilerimiz. Hepsine çok teşekkür ediyorum, duyguları çok yüce ve Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı acılara ortağız. Bu problemin bir gün biteceğini umut ediyoruz. Parasal katkımız belki olmadı ama emeğimiz nurumuz, duygularımız oldu" diye konuştu.
Bulut, savaşta en çok kadın ve çocukların mağdur olması nedeniyle özellikle küçük çocuklara öncelik tanıdıklarını söyleyerek, işbirliği için İHH'ya teşekkür etti.
Kampanyayla hazırlanan giysileri teslim almak için okula gelen İHH Yönetim Kurulu Üyesi Durmuş Aydın da "Parayla değeri olmayan, paha biçilmeyen bir çalışma bu" diyerek, bunun Suriye'de hayatlarını zor şartlarda yaşayan insanlara 'yalnız değilsiniz, biz sizin yanınızdayız' mesajı verdiğini ifade etti.
Suriye'de 2011'den beri yüz binlerce insanın hayatını kaybettiğini, milyonlarca insanın yerinden edildiği ve çok sayıda dullarla yetimlerin mülteci kamplarında acı çektiğini hatırlatan Aydın, buradan alınan malzemelerin Suriye içindeki mülteci kamplarına götürüleceğini bildirdi.
Öğrenciden İHH'ya BM sorusu
Bu arada öğrencilerden Talha Gülenay, Birleşmiş Milletler'in (BM) kuruluş amacını okuduğunu belirterek, Durmuş Aydın'a "Suriye'de niçin BM huzunu, güvenliği sağlamıyor?" diye sordu.
Aydın, uluslararası kamuoyunun da bunu sorguladığını kaydederek, "Umuyorum ki sorunuz BM'de yankı bulacak ve inşallah bir şeyler yapmak için gayret sarfedecekler" yanıtını verdi.
"Sizi kendi ellerimle ısıtmak isterdim"
Öğrenciler, Suriyeli kardeşleri için yalnızca ördüklerini göndermiyor, onlara duygularını, sevgilerini ve dualarını da yazdıkları mektuplarla iletiyor. Pek çok öğrencinin poşetlenen giysiler üzerine iliştirdiği mektuplarda yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
Esra Tokmak: "Oraya gelip sizi kendi ellerimle ısıtmak isterdim, nasip olmadı. Oralarda çok zor durumdasınız, Allah yardım etsin. Bir de sizin sayenizde örgü örmeyi öğrendim. İnşallah ördüğümüz şeyler sizi sıcak tutar ve sizi sevindirir."
Emel Mızrak: "Sevgili arkadaşlar, sizler orada soğukta biz burada sıcacık yerde... Ama biz sizi düşündük, sizin tertemiz kalplerinize tertemiz giysiler gönderiyoruz. Bize ne olursunuz dua edin. İnşallah Allah sizi korur, hiçbir şeye pes etmeyin."
Özlem Dede: "Sevgili kardeşim, örgülerimizle beraber size sevgimizi de gönderiyoruz. Umarım sizi mutlu edebilmişizdir. İnşallah sıcak tutar. Allah yardımcınız olsun."
Metin Mızrak: "Bu kazağı seni sıcak tutsun diye yaptım. İnşallah güle güle kullanırsın, inşallah bu savaş biter."