İHH İnsani Yardım Vakfı bölgeye; 5 ton un, 3,5 ton makarna 1.5 ton bulgur, 450 kilo pirinç, battaniye ve kışlık kıyafet ulaştırdı.

 

13 gündür İdlip’e bağlı Teftanaz kasabası yakınında bulununan askeri havaalanını ve çevresinde süren şiddetli çatışmalar yüzünden 30 bin kişi bölgeyi terk etti.

 

Hem karadan hem de havadan uçakların bombaladığı şehirde binlerce binanın bulunduğu yerleşim alanında hasar görmemiş ev bulmak neredeyse imkansız durumda.

 

30 bin kişilik kasabadan 500 kişi kaldı

 

Saldırılar sonucu evlerine terk eden insanlar çadırlara veya Türkiye’ye yakın daha güvenli yerlere göç etmek zorunda kaldı.

 

İmkansızlıklar nedeni ile kasabalarını terk etmeyerek bölgede kalan masum Suriyelilere ise İHH İnsani Yardım Vakfı Hatay masası ekipleri yardım ulaştırdı.

 

İHH ekipleri çalışması sırasında bombardımana şahit oldu.

 

3 gün boyunca bölgede kalan İHH ekipleri de defalarca uçak saldırılarına tanıklık etti. Savaş uçaklarının hedef gözetmeksizin yaptığı sırada sivil insanların yaşadığı evler isabet aldı. Teftenaz’a yakın köyde yapılan saldırıda evin boşaltılmış olması ise olası faciayı önledi.

 

Ekmek, temiz su ve gıda malzemelerinin olmaması ise bombalar altında yaşamaya çalışan masum insanların önünde büyük bir engel oluşturuyor.

 

Çocuklar bombardıman altında büyüyor

 

Kasabalarda yaşayan masum Suriyeli çocuklar ise savaş uçaklarından atılan varil veya misket bombalarının yanı sıra karadan yapılan tank ve havan saldırıları altında yaşamaya devam ediyor.

 

İHH ekiplerinin Teftanaz’da kaldığı sürede Esed askerlerinin yaptığı saldıralar hiç kesilmedi. Gündüz saatlerinde uçak ve helikopterler bomba yağdırırken geceleri ise tank ve havan sesleri hiç susmuyor.

 

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın, un, makarna ve çeşitli gıda malzemesi ulaştırdığı köylülerin tek istekleri ise; çocukları ile birlikte bomba sesinden uzak bir yerde yaşamak oldu.

 

Bebek katili Esed

 

Köyde yaşayan 3 yaşındaki Delal "Besar bebekleri öldürüyor, beraber oyun oynadığım arkadaşımı da onun uçakları öldürdü, belki beni de öldürür" şeklide konuşması, savaşın bölgede yaşayan çocukların üzerinde oluşturduğu etkiyi bir kez daha gözler önüne serdi.