Askarov Zayniddin Abdurrasuloviç, Özbekistan’da yaşanan işkence, zulüm ve baskı ortamından dolayı 1998 yılında Türkiye’ye gelmişti.
Askarov Türkiye’de bulunmakta iken 16 Şubat 1999 tarihinde İslam Kerimova yönelik Taşkent’te bir bombalı suikast yapıldı. Bu suikast girişiminin bir “devlet tertibi" olduğu yolunda oldukça ciddi şüpheler vardı. Bu suikast girişimi İslam Kerimov tarafından muhaliflerini tasfiye etme imkânı olarak değerlendirildi ve yüzlerce insan tutuklandı. İslam Kerimov suikasttan Erk Partisini de sorumlu tuttu. Suikastin yapıldığı tarihte suçlananlar arasında yer alan Rustam Mamatkulov Kazakistan’da, Askarov Zayniddin Abdurrasuloviç ise Türkiye’de idi. Hatta bombalama olay tarih ve saatinde Askarov Zayniddin Abdurrasuloviç’in Türkiye’de İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım ile Kırgızistanlı bakan ve heyeti arasında tercümanlık yaptığı birçok delil ve şahitle ispat edilmişti.
Özbekistan’ın talebi üzerine Rustam Mamatkulov 03 Mart 1999 tarihinde Türkiye’ye giriş yaparken Yeşilköy Hava Limanında, Askarov Zayniddin Abdurrasuloviç ise 05 Mart 1999 tarihinde gözaltına alındılar. Bunun üzerine MAZLUM-DER’e müracaat ettiler.
12 Mart 1999’da Askarov Zayniddin Abdurrasuloviç’in Bakanlar Kurulu’nun onayı ile Dışişleri Bakanlığı tarafından Özbekistan’a iadesi istemiyle dava açıldı. 15 Mart 1999 tarihinde Fatih 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşmada, Askarov, Özbek asıllı Kırgızistan vatandaşı olduğunu, kendisine isnat edilen suçlarla hiçbir ilgisinin olmadığını ve olaylar sırasında Türkiye’de bulunan Kırgız Bakana tercümanlık yaptığını ispat etmesine, avukatlar tarafından hazırlanan 100 sayfalık ilk dosyada iade talebinin tamamen siyasi olduğu, Askarov’un muhalif olduğu için istendiğinin ve iade edilirse ağır işkencelere uğrayacağı ve hatta idam cezasına çarptırılabileceği anlatılmasına rağmen iadesine karar verildi.
İç hukuktaki iade işleminin gerektirdiği yargısal prosedür çeşitli hukuki eksiklik ve aykırılıklarla tamamlandı. Durum böyle olunca MAZLUMDER 11 Mart 1999 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat etti. Müracaat numarası Requete no:46827/99 olan başvuruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 23 Mart 1999 tarihinde bir tedbir kararı vererek Türkiye’den anılan kişileri yargılamanın sonucuna kadar iade etmemesini istedi. Türkiye ise bu karara uyacağını mahkemeye bildirdi.
Ancak, AİHM kararına ve hükümetin olumlu beyanına rağmen Özbek tutuklular Rustam Mamatkulov ile Askarov Zeyneddin Abdurrasuloviç, 19 Mart 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla 26 Nisan akşamı bulundukları cezaevinden alınarak gece saat 01:00'de Özbekistan'a gönderildiler. İade işlemiyle dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de özel olarak ilgilendiği bilinmektedir.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı AİHM'ne Özbekistan'ın da insan haklarına bağlı ve işkenceye karşı bir ülke olduğu ve bundan dolayı da tutukluların iade edilmesinin ciddi bir mağduriyete neden olmayacağını belirten bir yazı yazmış ve AİHM'nin cevabını beklemeden 26 Nisan 1999'da Özbekistan'a iade işlemi gerçekleştirmiştir.
Bu dosyayı takip eden ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak Mamatkulov ve Askarov’un iadesinin durdurulması kararını alan MAZLUMDER başta olmak üzere, Uluslararası Af Örgütü, Human Rihgts Watch ve birçok insan hakları örgütü “Bu Özbeklerin tecrit edilmiş alanlarda kötü muamelelere, işkenceye, adil olmayan bir yargılamaya ve yaşam hakkına yönelik ağır ihlallere maruz kalma tehdidiyle karşı karşıya olduklarını” dile getirdiler.
O tarihte Türk Hükümetinin kendilerine bu Özbeklerle ilgili işkence, kötü muamele vb uygulamalara karşı güvenliklerine dair Özbekistan’dan güvence aldıklarını belirtmişlerdir. Ancak süreç bütün güvencelerin tersine işlemeye başlamıştır.
Cezaevinde işkenceyle geçen 10 yıl
Askarov iade edildikten sonra Özbekistan’da insan hakları ihlalleri ve işkencesiyle meşhur Taşturma Hapishanesine konuldu. Yargılaması sırasında hiçbir savunma imkânına sahip olmadığı bilindiği gibi adil bir yargılamadan eser olmayan bir yargılamaya tabi olduğu şüphesiz bir şekilde herkesin malumudur. İşkenceli sorgulamalar, sadece kendilerine değil ailelerine yapılan işkenceli süreçlerden sonra 16 Şubat suikastıyla ilgili olarak Askarov 11 yıla mahkûm edilmiştir.
Daha sonraki süreçlerde tutulduğu cezaevinin koşullarının da alabildiğine sağlıksız olduğu, cezaevinin kurulduğu yerin toprak niteliği nedeni ile orada tutulan tutukluların yoğun olarak kanser hastalığına duçar olduklarına dair haberler alınmıştır.
Bilindiği kadarıyla bu dönemde işkence iddiaları ile ilgili BM ve Avrupa Parlamentosundan heyetler ziyarete gitmişlerdir. Askarov ise hapishanede kendisine uygulanan ağır işkencelerden dolayı ara ara gündemde olmuştur. 28 Kasım 2003 tarihinde BBC ve Amerikanın Sesi ile yapılan bir röportaj sırasında istihbarat görevlisinin kısa süreli dışarı çıkması sırasında kendisinin işkence altında birçok yanlış ve yalan beyanda bulunmak zorunda bırakıldığını anlatmıştır. Röportajın sonunda da bu röportajdan sonra her türlü işkence ile her an öldürülebileceğini beyan etmiştir. Bu röportajdan sonra uzun bir süre kendisinden haber alınamamış daha sonra ise gerçekten akıl almaz işkencelere maruz kaldığı öğrenilmiştir.
Bu arada MAZLUMDER ve avukatları tarafından AIHM’de açılan dava 4 Şubat 2005 tarihinde sonuçlanmış ve Türkiye AIHM Büyük Daire tarafından 34. maddenin gereklerinin yerine getirmediği gerekçesi ile 25.000 EURO tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
Askarov tüm bu süreçte çok kötü şartlarda tutulmuştur. Ailesi ve yakınları hakkında bilgi alamamıştır.
Türk Hükümeti’ne kendilerine verilen yaşam hakkı ile ilgili güvence hatırlatılarak insan hakları adına sahip çıkılması istendiği halde olumlu hiçbir sonuç alınamamıştır. Avukatları ve insan hakları örgütleri tarafından çok sayıda başvuru ile Türk Hükümeti’ne ve Özbekistan’a talepler iletildiği, daha önce birçok siyasi mahkûmun cezalarını tamamlamaya az bir zaman kala hapishanede öldürüldüğü gerçeği hatırlatıldığı halde herhangi bir olumlu gelişme ya da durum takibine dair talepler kabul edilmemiştir.
Korkulan olmuş 2010 Kasım ortasında Askarov artık ceza sürecinin bitmesi aşamasında (Nisan 2011 de cezası bitiyordu) geçtiğimiz günlerde işkence edilerek öldürülmüş ve Özbekistan yetkilileri Zeyneddin Askarov’un cesedini ailesine teslim etmiştir. Ölüm sebebi olarak ta kalp yetmezliği belirtilmiştir.