Japonya-Kyoto’da bulunan Doşişa Üniversitesi Öğretim Üyesi İyas Salim doktora tezi olarak İHH’yı inceliyor.
İHH’yı ziyaret eden, yönetici ve personelimizle görüşmeler yapan Filistin asıllı öğretim üyesi İyas Salim, “Müslüman Sivil Toplum Kuruluşları Arasında Bir Yardım Modeli” başlığıyla hazırladığı doktora tezinde İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nı mercek altına aldı.
Daha önce Japon Kalkınma Ajansı JICA bünyesinde Gazze’de görev yapan Salim, İHH’nın Mavi Marmara ve Özgürlük Filosu faaliyetinden çok etkilendiğini, uzun zamandır vakfımızın çalışmalarını yakından takip ettiğini belirtti.
Doktora tezinde İHH’nın tüm dünyada ve özelde de Filistin-Gazze’deki yardımlarını mercek altına alan İyas Salim vakfımızı ziyaret ederek bir sunum yaptı. Doktora çalışması hakkında bilgiler verdi.
Mavi Marmara seferi sonrası İHH’dan etkilendi
Sivil Toplum Kuruluşu Uzmanı İyas Salim İHH’nın Filistinliler gözünde nasıl değerlendirildiğini ifade ederken şunları söyledi:
“Mavi Marmara ve Gazze’ye Özgürlük Filosu ile devletlerin yapamadığını bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak yaptınız. Artık dünyada yepyeni bir algı oluşmaya başladı. Sivil Toplum Kuruluşları devletlerden öne geçti. Bunun en önemli kanıtı sizlersiniz. İHH’nın Gazze’de yaptığı yardım çalışmaları o kadar etkili oldu ki Filistinliler pastane, market ve benzeri dükkânlarına, ticarethanelerine “Özgürlük Filosu” adını verdiler. Bu adla onlarca dükkân bulabilirsiniz. Yetim projeniz kapsamında 10000 Filistinli çocuğun bakımını üstlenmeniz de oldukça önemli. Bu proje içinde sizin aracılığınızla bakımı üstlenilen bir Filistinli çocuğun sponsor ailesine yazdığı bir mektuba ‘Sevgili Babacığım’ ifadesiyle başlaması oldukça etkili bir iş yaptığınızın kanıtıdır. Bu proje; tüm Filistinliler için oldukça önemli ve anlamlı bir çalışma olmuştur.”
2000 yılı sonrasında dünyada sivil toplum kuruluşları terminolojisinde “İnsan Güvenliği” ve “Kesintisizlik” adlarıyla yeni kavramların konuşulduğunu anımsatan İyas Salim, kendisi için İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nı özel yapan noktaları şöyle anlattı:
“İnsan Güvenliği konusunu incelediğimde gördüğüm şu oldu, İHH kuruluşundan beri bu kavramın gereklerini zaten yapıyor. “İnsani Yardım” ve “İnsan Hakları” kapsamında İHH’nın kuruluşunun başından beri yaptıkları “İnsan Güvenliği” konseptine tamamen uyuyor. Dünya açısından oldukça önemli bir anlam taşıyorsunuz. Dünyada bu işler devlet desteği olmaksızın tamamen sivil bağışlarla yapılamaz. Siz tamamen gönüllü, sivil bağışçılarınızla bu yardım organizasyonunu dünyanın her köşesinde gerçekleştiriyorsunuz. Örneğin Japonya’da sivil toplum kuruluşları tamamen devlete endekslidir. Kimse cebinden para çıkarıp da vermez, vatandaştan bağış toplanmaz; parayı devlet verir ve devlet nereye, nasıl yardım edileceğini de koordine eder. Sizse bu sivil tabanlı çalışmayla bütün yaptıklarınızı, yüzde 100 bağışçılarınızla ve devleti hiç karıştırmadan kendi gündeminizle gerçekleştiriyorsunuz. Bu nokta dünyanın pek çok ülkesindeki ülke için sıra dışı bir durumdur. Sizi farklı yapan da tam bu nokta. “Kesintisizlik” noktasında da aynı şekildesiniz. İstikrarlı bir şekilde, özgün bir şekilde insan odaklı ve elden yardım, direkt yardımlar yapmanız bu kavramın da içini tamamen dolduruyor.”