İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, gerçek bir ders vermeden İsrail'i affetmenin olamayacağını ve PKK'nın Hatay'da 6 askerin şehit edilmesinde İsrail'in parmağının olduğunu söyledi.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Mavi Marmara Davası'nın 11. duruşması öncesinde adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleştiği iddiası doğru değil
Adliye önünde davaya ilişkin bir açıklama yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, kamuoyunda Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleştiği yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyledi.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin insanlık meselesi özelinde temellendirilmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Bugünlerde Türkiye-İsrail ilişkileri gündemden hiç inmiyor. Türkiye İsrail'le anlaşmış gibi İsrail severler mutlu bir hayat sürüyorlar. Fakat şunu unutuyorlar. Bu mesele sadece Türkiye İsrail meselesi değildir. Bu bir ümmet, insanlık meselesidir. Türkiye-İsrail ilişkilerine bakarak bu meseleyi daraltmak bizim hiç de uygun görmediğimiz kabul etmediğimiz bir konudur. Çünkü Siyonizm her tarafa kan ve gözyaşı götürmüştür" diye konuştu.
Yıldırım, İsrail devletiyle ilişkilerin sıfıra inmesinin kendileri için mutluluk verici bir gelişme olduğunu belirterek "İsrail'le ilişkilerin sıfıra inmesi bizim için mutluluk vericidir ve inşallah da böyle devam edecektir. Birileri bizim İsrail'le anlaşma yapmamızı isteyebilir ama biz İHH ve Mavi Marmara birleşenleri yeryüzünün her tarafında bebek katillerine gösterilecek herhangi bir tebessümün o katliama ortaklık olduğunu çok iyi biliyoruz." dedi.
Mavi Marmara'da 10 değil 16 kişi şehit edildi
Yıldırım, Mavi Marmara yardım gemisine saldırı yapıldığı gün İskenderun Limanı'nda PKK'nın deniz kuvvetlerine saldırı gerçekleştirdiğini ve bu saldırıda 6 askerin şehit edildiği hatırlattı.
PKK'nın Hatay'da 6 askerin şehit edilmesinde İsrail'in desteğinin olduğunu öne süren Yıldırım, "Mavi Marmara'ya saldırıın yapıldığı gece İsrail, Türkiye'ye savaş ilan etmiştir. İsrail, saat 11.58'de İskenderun'daki deniz kuvvetlerine saldırıda bulunmuştur. İskenderun Limanı'nda herhangi bir yanlış müdahaleye karşı bekletilen gemiler harekete geçmesin diye PKK'yı kullanarak yapılan saldırıda 6 kişi şehit edilmiştir. Bunlardan birkaç tanesi de İHH gönüllüsü olan kardeşlerimizdir. Saldırısı sırasındaki bir takım ayrıntılar mahkemeye intikal etmiştir. O davaların da takipçisi olacağız." şeklinde konuştu.
Abluka ve ambargo kalkmalıdır
Yıldırım, Mavi Marmara'da hayatını kaybeden ailelerin tazminat kaygılarının olmadığını vurgulayarak, “Meseleyi şehit aileleri tazminatı önemsiyormuş gibi yansıtmak haksızlıktır. Asıl istediğimiz ablukanın ve ambargonun kalkmasıdır." dedi.
İsrail'in uluslararası arenada özür dilemesi gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, "Şımarık İsrail'e gerçek bir ders vermeden, İsrail'i affetmek diye bir şey söz konusu olmaz. Özür dilenecek, dilendi, Allah'a şükürler olsun. İsrail, bu özrü dilemekle zaten bir ders aldı. İkincisi abluka ve ambargonun kalkmasıdır. Bunlar kalkmadan yapılacak her şey halkın gönlünde mutluluk oluşturmaz. Biz de bunu kabul etmeyiz. Tazminat son meseledir." şeklinde konuştu.
Gökdemir: 'İsrail yargılanamaz, dava bile açılamaz' diyorlardı.
Mavi Marmara davası avukatlarından Cihat Gökdemir de, ''Bugün, filodaki gemilerde mağduriyet yaşamış veya yaşanan mağduriyetlere şahit olan arkadaşların ifadeleri alınacak. Bizim için İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaların önemi malum. Çünkü bu dava açılmadan önce herkes 'İsrail yargılanamaz, dava bile açılamaz.' diyordu. Dava açıldıktan sonra ise bu bir tiyatro diyorlardı. Ama biz 6 yıllık süreçte gördük ki, hem Türkiye'deki, hem Hollanda'daki hem geminin diğer yolcuların kendi ülkelerinde açtığı davalardan dolayı İsrail çok büyük tedirginlik yaşıyor.'' şeklinde konuştu.
Yıldırım, Mavi Marmara'da hayatını kaybeden Cengiz Akyüz'ün oğlu Furkan Akyüz ise davaların takipçisi olacağını ve bunu babasını kendisine vasiyeti olduğunu söyledi.
Grup, İsrail aleyhinde bir süre daha sonra davayı takip etmek için duruşma salonuna girdi.