Evini ve çok sevdiği hayvanlarını kaybetmiş olsa da haline şükreden; çadırda da olsa ilk fırsatta misafirlerine hemen çay ikram eden iki güzel insanla tanışmak yorgunluğumuzu unutturdu.
Soba, ocak, tüp, barınma ve gıda malzemelerini arabamıza yükleyip Dardağan köyüne doğru yola çıktık. Depremde eviyle birlikte ineklerini, keçilerini ve tavuklarını kaybeden Birgül ablayı ziyarete gidiyoruz.
Köye ulaştığımızda çocuklar meydanda top oynuyordu. Bilirsiniz, çocuklar, köye gelen yabancıları çok merak eder. Hemen tanıştık ve bizi de oyuna dahil ettiler. Birlikte biraz oynadıktan sonra Birgül abla ve eşi Aziz abinin çadırına geçtik. Güler yüzle bizi karşıladılar. Gelmemize çok sevindiler. Zor zamanında hatırlanmak, insanı daha çok mutlu ediyor.
Aziz abi depremde evden çıkarken merdiven çökmüş ve arasına sıkışmış. Birgül abla ise telaşla birinci kattaki balkondan aşağı atlamış. Çok şükür, ikisi de hafif yaralanmış ve kurtulmuşlar. Ancak tüm hayvanları alt kattaki ahırda enkaz altında kalmış. 10 gece arabada uyuduktan sonra çadıra geçmişler. Birgül abla işte o zaman rahatlamış. “Vallahi, gözyaşım dün çadıra girince dindi” dedi.
Getirdiğimiz eşyaları indirip hızlıca sobayı kurmaya başladık. Adıyaman’da hava gece -4’e kadar düşüyor. Eğer sobanız yoksa, çadırda kalmanız çok zor. Birgül abla evinde gibi hissetsin diye, ona tüplü ocak da getirdik. El birliğiyle ocağı da kurduktan sonra tam ayrılacaktık ki Birgül abla “Oturun hemen bir çay koyayım, yoksa bırakmam.” dedi. Yeni ocağında ilk çayını içmek de bize nasip oldu.
Çay içerken bir yandan da muhabbet ediyorduk. Birgül abla ve Aziz abiyi o zaman daha iyi tanıdım. Sürekli hallerine şükrediyorlar, destek olan herkese dua ediyorlardı. Komşularının getirdiği halı, yorgan ve birkaç parça eşyayla çadırda düzen kurmaya çalışıyorlar. “10 gün arabada yattık, ölmedik. Çok şükür şimdi her şeyimiz var. İki gün önce çadırımız da yoktu. Bunlar bize yeter. Ama evsizlik çok zormuş, onu anladım.” dedi Birgül abla.
Çok sevdiği ve geçim kaynağı olan hayvanlarını kaybetmiş, evi tuzla buz olmuş olsa da haline şükreden; çadırda da olsa ilk fırsatta misafirlerine hemen çay ikram eden iki güzel insanla tanışmak yorgunluğumuzu unutturdu. Güneş batarken Dardağan köyünden merkezdeki lojistik merkezimize doğru yola koyulduk. Başka hayatlara dokunmaya ve yaralarımızı sarmaya giderken Birgül ablanın bol bol duasını aldık.
Serdar Gürçay, Adıyaman
Acil yardım ekiplerimiz deprem bölgesinde çalışmalarına devam ediyor. Siz de tüm çalışmalara destek olabilir, yaraların sarılmasına vesile olabilirsiniz.
Depremzedeleri yalnız bırakmayalım