İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç

Haftanın Projesi

İSRAİL BEBEKLERİ ÖLDÜRÜYOR, BİZ KURTARMAYA ÇALIŞIRKEN ŞEHİT OLUYORUZ
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında “Vicdan sahibi, sivil, silahsız, insani yardım taşıyan insanlar olarak sivil ve barışçı bir inisiyatif o
Filistin, Ortadoğu, Türkiye 04.06.2010

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın aktivistlerle birlikte düzenlediği basın toplantısının metni: 
 

Saygıdeğer basın mensupları… 

Yarın yine orada veya bir başka yerde mazlumların yanında olmak üzere, bugün yine sizlerle birlikte buradayız…

Hepinize hoş  geldiniz diyor, sevgilerimi, saygılarımı  sunuyorum.

Her şeyden önce, burada yine birlikte nefes aldığımız için Rabbime şükrediyorum… 

Sevgili dostlarım,

Bir itirafta bulunarak sözlerime başlamak istiyorum.

Gemide her taraftan üzerimize ateş yağarken, gazeteci arkadaşlarımızın gösterdiği metanet ve cesaret beni çok etkidi.

Sizler, dostlukları  hiç unutulmayacak insanlarsınız.

Hepinize, tüm medyamıza, tüm dünya medyasına can u gönülden teşekkür ediyorum. 

Sevgili arkadaşlar,

Bütün bu olaylar yaşanırken, milletimiz bir kez daha büyük bir millet olduğunu göstermiş, olaya karşı tutumunu en güzel şekilde ve metanetle ortaya koymuştur.  

Bu sebeple;

Bütün milletimize,

Bütün kurumlarıyla devletimize,

Cumhurbaşkanımıza,

Tek yürek, tek yumruk olarak hareket etmiş  ve karar almış olan Büyük Millet Meclisimize,

Hükümetimize, başbakanımıza, bakanlarımıza,

Genel Kurmayımıza,

İktidarından muhalefetine bütün siyasi partilerimize,

Bütün milletvekillerimize,

Sivil toplum kuruluşlarımıza,

Türkiye’nin büyüklüğünü herkesten önce fark eden iş  dünyamıza,

Ve elbette, hayatını riske atarak dünyanın dört bir yanından toplanıp gelmiş gönüllü kardeşlerimize teşekkür ediyoruz… 

Değerli basın mensupları,

Bizler dünyanın dört bir yanından sağcısı, solcusu, liberali, muhafazakarı, ateisti, İslamcısı, Müslümanı, Hristiyanı, Yahudusi, Budisti; kısacası aklınıza kim gelirse bir araya geldik.

Vicdan sahibi, sivil, silahsız, insani yardım taşıyan insanlar olarak sivil ve barışçı bir inisiyatif oluşturduk.

Ve yıllardır, adeta bir kale gibi kuşatma altına alınmış  Gazze halkına insanlığın ölmediğini göstermek için yola çıktık.

Sivilliğin karakterine uygun bir şekilde, Özgürlük Filosu olarak, bu yardım organizasyonunu yaparken hiçbir hükümetten emir ya da destek almadık.

Gücümüzü  tamamen insanlığın vicdanından ve haklılığımızın cesaretinden aldık.

Pek çok devletin kaderine terk ettiği  Gazze halkına bir nefes vermek istedik.

Susarak, sessiz kalarak, hiçbir şey yapmayarak Gazze’deki zulme ortak olmak istemedik…

Ve zalimden değil, mazlumdan yana olduğumuzu göstermek için bir şeyler yapmak istedik. 

Tabii ki, karşımızda İsrail hükümetinin olduğunu biliyorduk.

Kurmuş  olduğu yalan ve katliam imparatorluğuyla dünyadaki en masum oluşumları  bile karalama yeteneğine sahip olduğunun, gerçekleri tersyüz etme gücünün farkındaydık.

Doğrusu, savaş  gemileriyle yolumuzu kesebileceklerini,

bizi rotamızdan çevirmek isteyebileceklerini,

kısacası, bizim amacımıza ulaştırmamak için her yolu deneyeceklerini tahmin edebiliyorduk… 

Fakat, bir katliam yapabileceklerini,

sivil ve masum insanlara terör saldırısı düzenleyebileceklerini,

bu kadar cani ve adi haydutlara dönüşebileceklerini,

ve insanlığın vicdanına saldırabileceklerini hiç ihtimal dahilinde görmemiştik. 

Kardeşlerim… 

Biz uluslararası  sularda seyrediyorduk.

Uluslararası  sular kimsenin, hiç kimsenin babasının malı  değildir.

İsrailli teröristler insanlığın binlerce yılda oluşturduğu deniz hukukunu,

uluslararası hukuku hiçe sayarak;

bir devlet ciddiyeti ve sorumluluğuyla değil,

bir haydut çetesi,

bir terör örgütü vahşetiyle,

daha gemiye çıkmadan önce, üzerimize yaylım ateş açtılar.

Dünyanın her yanından gazeteciler buna şahittirler.

Sizler şahitsiniz. 

Peki, ne diyorlar şimdi bu katiller?

Bize niye su şişesi attınız,

niye tabak attınız,

niye sopa gösterdiniz vb. suçlamalarda bulunuyorlar. 

Değerli basın mensupları,

Evinizi uzaktan ateş yağmuruna tutan ve sonra ellerinde en gelişmiş  silahlarla hanenize tecavüz eden haydutlara, teröristlere siz ne yapardınız?  

Biz nefsi müdafaa yaptık.

Nefsi müdafaa meşrudur.

Bütün hukuk sistemlerinde ve tarihin her döneminde meşru olmuştur.

Ben bir hukukçuyum.

Bunu en iyi ben bilirim.  

Diğer taraftan bize ateşli silahlarla saldıran teröristlere ateşli silahlarla cevap vermedik, zaten öyle bir imkânımız da yoktu. 

Bir de bazıları  diyorlar ki, neden gittiniz?

Gittik, çünkü insandık!

İnsan olduğumuz için gittik.

İnsanlığın vicdanı ölmedi, bunu insanlığın kendisine göstermek istedik.

Bunun için gittik.

Gittik ve yine gideriz.

Aynı  şeyi Müslümanlar Yahudilere yapsa, insani yardım konvoyumuzu derhal yola çıkarırız.

Bizim yaşama felsefemiz budur. 

Nerede bir mazlum, nerede bir mağdur, nerede açlıktan ağlayan bir çocuk varsa, nerede bir yetim yavru varsa biz orada olduk; daha birkaç  ay önce Haiti’deydik.

Biliyorsunuz, birkaç hafta önce iki kardeşimiz Afganistan’da yetimhane açmak için gittiklerinde şehit oldular.

Sırplar katliam yaptı Bosna’ya gittik.

Kasırga Amerika’yı  vurdu, Amerika’ya yardım ettik.

Afrika’nın her yerine gittik.

Defalarca Irak’a gittik.

Deprem oldu Yunanistan’a gittik, İtalya’ya gittik. 

Gittik, çünkü insandık.

Gittik, çünkü bizim için hayatın anlamı  bu. 

Bir devletle analaşamayabilirsiniz,

Bir ülkenin yönetimini tasvip etmeyebilirsiniz.

Bunlar meşru şeylerdir.

Ama topyekün bir halkı, bir şehri cezalandıramazsınız.

Topyekün bir şehri aç, susuz, ilaçsız, gıdasız, evsiz barksız bırakamazsınız.

Bu meşru değildir. 

Siz böyle yaparsanız, insani yardım kuruluşları  da sivil itaatsizlik yapar.

Sivil itaatsizlik meşrudur.

Biz dünyanın her tarafından siviller olarak bir araya geldik, sivil itaatsizlik yaptık. 

Diyorlar ki, yapmasaydınız.

Ne yani, insanlığa değil de, vicdanımıza değil de İsrail hükümetine mi itaat edecektik?!... 

Kardeşlerim…

Masum, günahsız, silahsız sivillere yapılan bu katliamı, dünya durdukça  önümüze gelen herkese anlatacağız.

Bu haksızlığı, gaddarlığı ve hukuksuzluğu lanetlemeyen kimse kalmayacaktır.

Dün bize ateşli silahlarla katliam düzenleyenler şimdi, başka bir saldırı  başlattılar…

Yalanı  meslek haline getiren İsrail Hükümeti kurumumuza iftiralar atmaktadır.

Biz biliyoruz ki, onların en iyi becerdikleri sanatları  yalan söylemektir.

Fakat şükürler olsun, bugün dünyada oluşan kamuoyuna bakılacak olursa, İsrail’in yalan imparatorluğuna kimse inanmamaktadır.

Bizi terörü  desteklemekle itham ediyor İsrail Hükümeti.

Yalanın bu kadarı olmaz. 

İsrail masum sivilleri öldürüyor, biz yaşatmaya çalışırken şehit oluyoruz.

İsrail bebekleri öldürüyor, biz kurtarmaya çalışırken şehit oluyoruz.

İsrail insanları aç bırakıyor, biz doyurmaya çalışırken şehit oluyoruz.

İsrail insanları ilaçsız bırakıyor, biz tedavi etmeye çalışırken şehit oluyoruz.

Akıl, insaf ve vicdan sahibi insanlara soruyorum: Terörist kim? 

Kardeşlerim…

Biz teröre destek verseydik, önce İsrail’e destek verirdik; çünkü, İsrail’den daha büyük terörist yok.

Buna, 31 Mayıs 2010’da bütün dünya bir kez daha şahit oldu. 

Saygıdeğer basın mensupları…

Bugünden sonra artık dünyadaki masumların, ezilmişlerin ve dünyanın neresinde olursa olsun, bütün mazlumların geleceği için daha ümitliyiz.

Ve bugünden sonra artık hiçbir zalimin, hiçbir katilin, hiçbir caninin, hiç  haydudun, hiçbir teröristin ve hiçbir diktatörün yaptığı  yanına kâr kalmayacaktır.

Buna hiç  birimiz izin vermeyeceğiz…

Nasıl Yahudilere yaptıkları sebebiyle, Naziler yargılandı  ve mahkum oldularsa,

Nasıl Boşnaklara yaptıkları sebebiyle o katliamlardan sorumlu Sırp yöneticiler yargılandıysa ve mahkum oldularsa,

Şimdi de tüm bu yaptıkları sebebiyle İsrail’in Siyonist yöneticileri yargılanacak ve insanlık önünde mahkum olacaktır.

Tüm insanlık bunu takip edecek ve sonuçlandıracak. 

Bu sözlerle hepinize tekrar ilginiz ve katılımız için teşekkür ediyorum.

İlgili haberler
Tümünü gör
İHH’dan Sudanlı savaş mağdurlarına gıda desteği
İHH’dan Sudanlı savaş mağdurlarına gıda desteği
Sudan, 15 Nisan’dan bugüne devam eden iç karışıklık sebebiyle yakın tarihin en büyük insani krizlerinden biriyle karşı karşıya. Ülkede milyonlarca insan; içme suyuna, temel gıda, temizlik ve barınma malzemelerine ihtiyaç duyuyor. Çatışmaların hemen ardından ülkeye yönelik yardım çalışmalarına başlayan İHH, son olarak 408 aileye gıda malzemesi desteğinde bulundu.
16.11.2023
Suriye’deki 144 aileye yeni yuva
Suriye’deki 144 aileye yeni yuva
Nevşehir İHH İnsani Yardım Derneği’nin destekleriyle Suriye’nin İdlib kırsalındaki Kemmune bölgesinde inşa edilen 144 ev, savaş mağduru ve ihtiyaç sahibi ailelere teslim edildi.
04.10.2023
İHH’dan Sudan’a 30 konteynerlik yardım malzemesi
İHH’dan Sudan’a 30 konteynerlik yardım malzemesi
İHH İnsani Yardım Vakfı 15 Nisan’dan bu yana iç karışıklığın sürdüğü Sudan’a yönelik yardım çalışmalarına devam ediyor. Vakıf; gıda, battaniye, giyim, ayakkabı ve temizlik malzemesi gibi çeşitli ihtiyaç kalemlerinden oluşan 30 konteynerlik insani yardımı ülkeye gönderdi. “Rotamız Sudan Yükümüz İyilik” sloganıyla yürütülen yardım çalışması kapsamında Temmuz ayında da 15 konteyner dolusu insani yardım ülkeye ulaştırılmış ve 200 bine yakın kişi bu yardımlardan istifade etmişti.
29.09.2023