İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
16 Eylül, Sabra-Şatilla ve Beyrut Kasabı Ariel Şaron
Sabra ve Şatilla Katliamı’nda yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Kayıpların sayısı 3500 olarak ifade edilse de hiçbir zaman net bir sayıya ulaşılamadı. Ariel Şaron, 1982 yılında gerçekleştirdiği bu katl
Filistin, Ortadoğu 15.09.2011

16 Eylül 1982 tarihinde İsrail yanlısı aşırı sağcı Hıristiyan Falanjist milisler Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güneyinde bulunan Sabra ve Şatilla Filistin mülteci kamplarını basarak 3,500 kişiyi katletti.

Ariel Şaron komutasındaki İsrail ordusu “uluslararası sözleşme ile koruma altına alınmış” Sabra ve Şatilla kamplarını kuşatma altına alarak kamplardaki Filistinlilerin kaçmalarına engel oldu. Lübnanlı Falanjistler ise kendi denetimleri altındaki Sabra-Şatilla’da bulunan çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan kampın önce İsrail askerleri tarafından kuşatma altına alınmasına daha sonra ise İsrail yanlısı aşırı sağcı Hıristiyan Falanjist milisler tarafından kamp sakinlerinin katledilmesine göz yumdu.

Sabra ve Şatilla insanlık tarihinin şahit olduğu katliamların en vahşilerinden sadece biridir. Katliamlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 3500 olarak ifade edilse de cesetlerin çoğunun toplu mezarlara gömülmüş olmasından ve parçalanmış cesetlerin yıkıntılar arasında kaybolmasından dolayı hiçbir zaman net bir sayıya ulaşılamadı. Ariel Şaron, 1982 yılında gerçekleştirdiği bu katliamın ardından  “Beyrut kasabı” olarak anılmaya başlandı.

Birçok kaynak, saldırılarda fosfor bombası kullanıldığını belirtirken katliam sırasında bölgede bulunan Dr. Emel Şama, “Bebekleri alevlerden kurtarabilmek için hemen su dolu kovalara koymak zorunda kaldım. Yarım saat sonra kovalardan çıkardığımda, vücutları hala yanıyordu. Hatta morgda bile için için yanmaya devam ediyorlardı.” diyerek, duruma daha da açıklık getirmişti.

Gazeteci Robert Fisk, baskının hemen ertesinde olay yerinde gördüğü manzarayı, The Independent gazetesinde yazdığı bir makalede şöyle aktarmıştı: “18 Eylül 1982’de Sabra ve Şatilla kampında bulunanlar için Şaron, ardında şişmiş cesetler, tecavüz edilmiş, işkenceye uğramış ve sonra da katledilmiş kadınlar ve bebekler bırakan bir kasaptır. Olaydan 18 yıl sonra bugün bu caddelerde dolaşırken katliam manzaraları hala gözlerimin önünden gitmiş değil. Biraz ötede Sabra Camisi’ne giden yolda 90 yaşında, beyaz sakalı ve pijamalarıyla Nuri Bey’i görüyorum. Ölü bedeninin yanı başında yün başlığı ve bastonu duruyor. İlerideki dar sokakta yemek tencerelerinin yanında yatan iki kadın cesedi var, beyinleri dışarı akmış. Kadınlardan birinin karnı yarılmış. Cesedin birkaç metre ötesinde çürüdüğü için bedenleri morarmış, bir çöp gibi oraya fırlatılmış bebekleri gördüm... Cesetlerin kuruyan kanları üzerinde sinekler uçuşuyor, ölü bedenlerin bileklerindeki saatler ise hala çalışıyordu. Tırmandığım küçük rampayı aşabilmek için etrafa dağılmış ceset parçalarını bir kenara itmem gerekiyordu. Biraz ötede ise sırtından hala kan süzülen sevimli bir genç kız yatıyordu.”

BBC, Şaron’un İsrail Meclis Araştırma Komisyonu tarafından bir soruşturmaya tabi tutulduğunu ve katliamdan sorumlu bulunarak Savunma Bakanlığı görevinden 1983’te istifa ettiğini açıklamıştır.

2001’de ise Ariel Şaron’un İsrail Başbakanı olduğu dönemde Belçika’da konuyla ilgili bir adli bir soruşturma başlatılmış ancak, Belçikalı bir savcının Falanjistlerin gerçekleştirdiği bu eylemle ilgili cezai soruşturmayı yürütemeyeceği kararının verilmesi üzerine, soruşturmanın Belçikalı savcılarca yürütülmesi durdurulmuştur. 29. yıldönümünde insanlık halen Sabra ve Şatilla Katliamı’nın sorumlularının hesap vermesini bekliyor. 

İlgili haberler
Tümünü gör
İHH deprem bölgelerinde 7 bin 21 kişiyle çalışıyor
İHH deprem bölgelerinde 7 bin 21 kişiyle çalışıyor
İHH İnsani Yardım Vakfı, bir aylık süreç içerisinde 7 bin 21 arama kurtarma görevlisi ve yardım gönüllüsü ile depremden etkilenen illerde faaliyet gösterdi. Vakıf; gıda, barınma, giyecek gibi birçok alanda milyonlarca insana destek ulaştırdı. İHH depremin yaşandığı 10 ildeki yardım çalışmalarına devam ediyor.
09.03.2023
Uluslararası öğrenciler deprem bölgeleri için seferber oldu
Uluslararası öğrenciler deprem bölgeleri için seferber oldu
Sefire-i Alem Derneği öncülüğünde 19 farklı ülkeden 50’yi aşkın öğrenci depremden etkilenen vatandaşlara destek olmak amacıyla örnek bir çalışma gerçekleştirdi. Öğrenciler, dernek binasında kurulan atölyelerde İHH İnsani Yardım Vakfı’nın kermesinde satılması için sarma ve mantı hazırladı. Ürünlerin satışından elde edilen gelir Kahramanmaraş’ta kurulması planlanan konteyner mahallesinde kullanılacak. Öğrenciler tarafından ayrıca, çocuklar için oyuncak kampanyası başlatılırken, deprem bölgesine gönderilmek üzere toka ve çeşitli giyecekler de dikildi.
18.02.2023
Türkiye’den Ukrayna’ya mobil aşevi
Türkiye’den Ukrayna’ya mobil aşevi
İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından Rusya’nın saldırısı altındaki Ukrayna’ya gönderilen mobil aşevi İstanbul’dan yola çıktı. Aşevinin günde 30 bin kişiye yemek dağıtması planlandı. Ayrıca İHH’nın geçtiğimiz haftalarda Ukrayna’ya gönderdiği 3 TIR dolusu yardım malzemesi de savaş mağdurlarına ulaştırıldı.
Ukrayna
27.01.2023